Hükümet formülleri “Bilderberg Sonucu” nu mu bekliyor?
Medyaradar medya-siyaset analisti Atilla Akar, yeni gerçekleşen “Küresel Seçkinler Kulübü” Bilderberg toplantısının sonuçlarının Türkiye’deki koalisyon ihtimallerini nasıl etkiyeceğini ve CHP’nin bu konudaki yeni pozisyonunu değerlendirdi…
Efendim, herkes yaz mevsimi geldiğini sanadursun aslında “Bilderberg mevsimi” geliverdi. Çoğu kişi (Ki, aralarında sağlı sollu, çok bilmiş, “Mürekkep yalamış” takımının bulunduğu bir kesim) için halen “Komplo teorisi” muamelesi görse de (Hay “Komplo teorisi” kadar başınıza taş düşsün!) bir “gerçeklik” olarak kendisini dayatıyor. Herkes bizdeki gelişmelerin dünyadaki küresel güç odaklarından apayrı geliştiğini zannediyor ancak Bilderberg’in varlığı ve Türk katılımcıların profili bile aslında başlı başına bunun bir ispatı. Yakın dönemdeki gelişmeler de bundan muaf değil…
Bu noktaya tekrar dönmek şartıyla devam edelim. Burada Bilderberg hakkında zaten bilinen şeyleri tekrarlamak istemiyorum. Artık en “Cahil aydın”ın bile (“Aydının cahili mi olur?” demeyin bal gibi olur!) konudan haberdar olduğunu ya da Bilderberg’in adını duyduğunu varsayıyorum. Bilmeyenler de öğreniversinler bir zahmet. Biz analizimizi sürdürmeye gayret gösterelim…
Malum; 1954 yılından beri düzenli toplanan ve “Küresel dünya hükümeti” diye adlandırılan Bilderberg Toplantıları (Ki adını ilk toplandığı Hollanda’daki Bilderberg Hotel’den alır ve tüzel bir kişiliği yoktur) bu yıl 11-14 Haziran’da Avusturya’nın Tyrol bölgesindeki Telfs Buchen kasabasında, Alp dağları manzaralı Interalpen Hotel’de toplandı ve bitti. Gene dünyanın dört bir yanından ve bizden muhtelif alanlara mensup isimler katıldı. Bir de “Küresel kaymak tabaka”ya mensup ayrıcalıklı “Daimi seçkin üyeler” var ki onlar neredeyse tüm toplantıların müdavimleri arasında.
BİLDERBERG’İN YÜKSELEN YILDIZI CHP !
Liste uzun süreceği için saymıyorum. Ancak bizden de şu ana kadar muhtelif mevki ve makamdan çok sayıda isim Bilderberg’e katılmış bulunuyor. (Ne diyeyim? Vatana, millete hayırlı uğurlu olsun!) Hatta son yıllarda kafilelere dönüşen bu katılımlar Türkiye’nin artan önemine binaen yoğunlaşmış bulunuyor. Bu “Trend” daha da artarak sürecek gibi…
Bu konuda düne kadar daha çok AKP ileri gelenleri ilgiye mazhar olur iken, (Hemen göze çarpan ilginç bir gözlem olarak; son listede hiç AKP’li siyasetçi yok. Bilderberg’e adeta kombine bilet alan Ali Babacan bile ıskartaya çıkartılmış. Enteresan!) şimdilerde CHP’lilerin de yıldızı parlamaya başladı. Bu tek başına veri olmasa da CHP’nin uluslar arası güçler ve “Küresel sermaye” gözünde “dikkate değer” bir konum almakta olduğunu gösterir. (Aman ne harika!) Aslında bu eğilim geçen yıllarda başladı. CHP’li Umut Oran ve Şafak Pavey’in katılımı hafızalardadır. Bu arada tabii Kemal Kılıçdaroğlu’nun Bilderberg’in diğer bir uzantısı sayabileceğimiz İngiltere’deki “Chatham House” oluşumuna davet edilmesi (Gül’de bu kuruluştan ödül almıştı) ve konuşma yapmasını da ekleyebiliriz.
Dolayısıyla bunlar kurulacak denklemlerde CHP’ye ayrı bir “yer ayrılacağının” emaresi sayılabilir. Bu illâ gerçekleşir mi? O ayrı konu. Fakat şimdilik sinyalin o yönde olduğu söylenebilir. Hadi hayırlısı!
Bu yılki toplantının davetli listesinde ise Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, CHP Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke, (Ekonomiyle ilgili olması ayrıca önemli) CHP milletvekili İlhan Kesici, Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü Genel Direktörü Ahmet Üzümcü, Cumhuriyet yazarı Nuray Mert ve Habertürk yazarı Soli Özel ve T24 yazarı Gönenç Gürkaynak yer almaktaydı.
Bilderberg görünürde sıradan (!) bir “Think Tank” faaliyeti gibi dursa da “Derin Dünya Devleti” denen oluşumun Avrupa ayağı ve küresel seçkinlerin bir tür “Danışma Meclisi” gibidir. Burada yakın dönem küresel stratejilere entelektüel veri olabilecek zihni malzeme sağlanır. Sonra o ham bilgiler daha üst ve dar merkezlerde işlenip (Aslında bu trafik çift yönlüdür. Aynı zamanda katılımcılara esen rüzgârın yönü hissettirilir) bir “politika”ya dönüştürülür. Eğilimler saptanır veya revize edilir. 60 küsur yıldır ısrarla bu minvalde çalışmaktadır ve dünya olaylarına bir şekilde yön vermektedirler.
TÜRKİYE BİLDERBERG’İN DOĞRUDAN İLGİ ALANINDIR!
Neyse; bizi ilgilendiren yanlarına gelelim. Türkiye’deki gelişmeler ve siyasi oluşumlar Bilderberg’in doğrudan ilgi alanındadır. Denilebilir ki Türkiye Bilderberg’in “gözde ülkeleri” arasındadır. Bu Türk katılımcıların artan nicel ve nitel yapısından da anlaşılmaktadır. Bu yüzden Türkiye üzerindeki etkileri de doğru orantılı olarak artmaktadır.
Türkiye’nin yakın geçmisindeki birçok olay Bilderberg’le ilişkilendirilir. Örneğin Bülent Ecevit başkanlığındaki 57. hükümete karşı “Sağlık bahaneli” devirme girişimi ve ardından gelişen “Troyka Komplosu” nun (Derviş-Özkan-Cem) aslında bir “Bilderberg girişimi” olduğu söylenir. Zaten Kemal Derviş’in ayağının tozuyla döndüğü Bilderberg toplantısının hemen ertesine (“Siyasi belirsizlik” beyanıyla birlikte!) düğmeye basılması manidardır.
O esnalar özünde bir Bilderberg projesi olan Cem’in “Yeni Türkiye Partisi” oluşumuna bakan bu partiyi sanki iktidara geliyor sanırdı. Bütün “Bilderbergçi medya” arkasındaydı. Zorladılar ama tutmadı. Aynı Derviş’in şimdilerde CHP’de tekrar aktifleştirilmesi ve bazı roller biçildiğinin söylenmesi de ilginç olsa gerek. Anlaşılan yeni yığınak CHP’ye yapılmaktadır!
Bilderberg “Gezi olayları”ndan bu yana Türkiye’yi tekrar özel mercek altına almıştır. Bu “Gezi”nin doğrudan ve tek başına bir “Bilderberg komplosu” olduğunu ispatlamasa da Gezi’yi destekleyen “Soroscu Burjuvazi”nin aynı zamanda isim isim “Bilderbergçi Burjuvazi” olması dikkat çekicidir. Bu kesimin gözünde “AKP’siz değil ama Erdoğansız Hükümet” formülünün o zamandan beri zorlandığı ve “Gül’ün sahaya inmesi”nin istenmesi manidardır. İlginçtir şimdilerde de aynı şey oluyor!
Türkiye’deki son birkaç yıldaki gelişmeler ister istemez akla Bilderberg tercihlerini getiriyor. Bilderberg belki her şart altındaki olayları bizzat düzenlemeyebilir. (Zaten “Bilderberg’in desteklediği her şey olur” diye kaba bir kural yok. Hatta Türkiye özelinde nedense tam tersi oluyor!) Ama ondan sonra oluşan konjonktüre “müdahale” edeceği ve kendi istediği yönde bir “alternatif” oluşturmaya çalışacağı kesindir.
Uzatmayayım; şimdi ortaya çıkan yeni seçim sonuçları sebebiyle Bilderberg’de Türkiye’nin yeni bir değerlendirmeye tabi tutulmakta olduğunu varsayabiliriz. Bu koalisyon ihtimal ve tercihlerine yansıyacaktır. O yüzden Bilderberg sonrası koalisyon seçenek, manevra ve tartışmalarını daha farklı bir gözle izleyin derim. Yeni ayar atmalar, dün ayak direyenlerin bugün bazı seçeneklere razı olması, yumuşaması mümkün olabilir. Türkiye’yi bu açıdan asla “kendi başına” bırakmazlar!
Bana kalırsa Bilderberg lobisine hakim görüş şu ana kadar bir AKP-CHP koalisyonu yönündeydi. Ancak Bilderberg toplantısı sonrası farklı seçenekler, kombinasyonlar, enteresan oluşumlar gündeme gelebilir yahut hız kazanabilir. (HDP’li seçenekler, formüller zorlanabilir!) O yüzden atılacak adımlara, atılacak manşetlere bu açıdan özel dikkat gösterseniz iyi olur. Bilderberg toplantısı biteli henüz iki gün oldu. Sonuçlar Türkiye’deki belli “merkez” ve kişilere çoktan ulaştırılmış veya ulaştırılmak üzeredir. Unutmayın; Bilderberg “ince” çalışır!..
16.06.2015.
[email protected]