20 Ara 2013 08:23
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:49
Hükümet ağır yaralı, Cemaat dimdik ayakta!
Cemaat ve Ak Parti'nin arasında yaşanan savaşa dair günün en çarpıcı yazılarından biri Ruşen Çakır'dan geldi.
Cemaat ve Ak Parti'nin arasında yaşanan savaşa dair günün en
çarpıcı yazılarından biri Vatan gazetesi yazarı Ruşen Çakır'dan
geldi. Çakır, Hasar tespit raporu adını verdiği ve devam edeceğini
söylediği yazısında "alışılmadık türden bir mücadele" diye
yorumladığı iktidar savaşında Hükümetin ağır yaralı, Cemaatin ise
sapasağlam ayakta olduğunu yazdı.
İşte bugün Vatan gazetesinde yayınlanan yazıdan çarpıcı
bölümler:
"Gerçekten alışılmadık türden bir mücadele bu. Öyle ki Gülen
cemaati tarihinde ilk kez can damarı olan dershanelerin kapatılması
tehdidiyle karşı karşıya. Buna karşılık AKP iktidarı da, en hassas
olduğu nokta olan yolsuzluklar konusunda tarihinin en büyük
darbesini aldı. İşte bu yazıda Cemaat ile hükümet arasındaki meydan
muharebesinde bir durum ve hasar tespiti yapmak istiyorum ve bu
savaşın daha uzun bir süre devam edeceğini varsayarak bu raporları
belirli periyodlarla güncellemeyi düşünüyorum.
HÜKÜMET AĞIR YARALI
17 Aralık operasyonuyla hükümetin çok ağır bir yara aldığı
muhakkak. Bunun birkaç boyutu söz konusu:
1) Tabii ki öncelikle yolsuzluk boyutu. Bir anda dört bakanın
birden adının çok geniş kapsamlı bir yolsuzluk operasyonunda
geçmesi hükümet için başlıbaşına bir felaket oldu. Üstelik bunun
tam da yerel seçim arifesine denk gelmesi faturanın katlanmasına
yol açabilir.
2) Bu bakanların hiçbirinin, en azından bu yazıyı yazdığım ana
kadar, kamuoyunun karşısına çıkıp kendisini ve oğlunu savun(a)mamış
olması AKP'deki erozyonun şiddetini artırdı.
3) Gerek hükümet, gerekse onun kontrolündeki medya bu
iddiaları etkisizleştirebilecek elle tutulur bir argüman
geliştiremedi. Ne "dış bağlantı", ne de "siyaseti
itibarsızlaştırma" suçlamalarının böylesine büyük bir soruşturmanın
ağırlığını hafifletmesi mümkün olmadı, olamayacak.
4) Üstüne üstlük hükümet, dün de yazdığımız gibi, soruşturmayı
yürütenlerin büyük bölümünü alelacele görevden alarak tuzağa düştü.
Böylelikle hem çaresizliğini göstermiş oldu, hem de iddiaların
sonuna kadar gidilmesine engel olacakmış gibi bir algı
yarattı.
5) 17 Aralık operasyonu, eski günlerdeki gibi, sadece hükümet
olmakla kalmayıp aynı zamanda devlet de olduklarını övünerek
söyleyen AKP'liler için çok büyük bir şok oldu. Önce Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınç'ın "devlet içinde illegal bir örgüt"ten,
ardından Başbakan Erdoğan'ın büyük bir hiddetle "devlet içinde
devlet"ten bahsetmeleri ve bunları kazıyacaklarını söylemeleri
Türkiye'de yepyeni bir dönemin başlayacağının işaretidir. Herhalde
bu dönemin startı, haftaya yapılması beklenen geniş çaplı kabine
değişikliğiyle verilecek.
CEMAAT SAPASAĞLAM AYAKTA
Gülen cemaatinin 17 Aralık'tan ayakta, hatta dershane kriziyle
birlikte almış olduğu yaraları büyük ölçüde sarmış olarak çıktığı
söylenebilir. Ancak süreç daha bitmiş değil. Henüz, birkaç polis
şefinin görevden alınması dışında hükümetin herhangi bir
misillemesine tanık olmadık.
Fakat çok geçmeden 17 Aralık operasyonun çapına denk düşecek
bir cevap gelebilir ve Cemaat'in büyük ölçüde bürokrasi içinde
varlığını sürdüren "sivil olmayan kanat"ı hedef alınabilir.
Aslına bakılacak olursa "Cemaat kadrolarını devletten
ayıklama" projesi uzun zamandır gündemde ve Cemaat de herhalde buna
göre bazı tedbirler almıştır. Lakin Gülen hareketi için çok daha
büyük bir risk söz konusu: Hükümetin, Cemaat'in sivil kanadını
kırmaya veya en azından aşındırmaya yönelik adımlar atması ki
dershane projesi buna açık bir örnekti.
FİLDİŞİ KULE
Burada şu notu düşmekte fayda var: Ergenekon, Balyoz vb.
süreçlerde hükümet ve Cemaat elele "taraf olmayan bertaraf olur"
şiarıyla toplumu kafalarına göre ak ve kara olarak ikiye bölmüş,
gri bir alana izin vermemişlerdi. Şimdi iki taraf da, birbirleriyle
olan kavgalarına kendi saflarından katılmaları için üçüncü şahıslar
arıyor.
Her ne kadar Cemaat'e olan hınçlarını hükümet veya
hükümete/Erdoğan'a olan hınçlarını Cemaat üzerinden çıkarmak
isteyen az sayıda kişi çıksa da çoğunluk olup biteni uzaktan,
fildişi kuleden ve galiba pek de şikayetçi olmadan izlemekle
yetiniyor.
YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYIN
YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYIN