29 Nis 2015 09:30
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 17:30
Hrant Dink'in Tuzla Ermeni Yetimhanesi yıkılıyor
Tuzla’daki Ermeni yetimhanesi yıkılıyor. Hrant Dink ile yetimhanede kalan Garabet Orunöz, alana havuzlu villaların yapılacağını söyledi.
Suikaste kurban giden Agos gazetesinin kurucu genel yayın yönetmeni
Hrant Dink ve eşi Rakel Dink ile birçok Ermeni yetimin kaldığı
Tuzla'daki Ermeni yetimhanesi (Kamp Armen) yıkılıyor.
79 yıl önce el konulan Azınlık vakıflarının taşınmazları için 4 yıl önce iade kanunu çıkarken, Gedikpaşa Ermeni Yetimhanesi'ne bağlı Tuzla'daki yaz kampı listede yer almamıştı.
Binanın, 1950'de bir Ermeni vatandaş tarafından bağışlandığı için, 36 beyannamesinde tapuya tescil ettirilmediği ifade edilmişti.
Hrant Dink ile beraber aynı dönem kampta kalan arkadaşı Garabet Orunöz, 8 bin 552 metrekarelik alanda havuzlu villalar yapılacağını söyleyerek, "Bu alan 1961'de Gedikpaşa Ermeni Protestan Kilisesi Vakfı tarafından satın alındı. 1962'de de kampın temeli atıldı. Vakıflar Genel Müdürlüğü'nden de izin alındı. Arsa sahibi de Sait Durmaz ailesiydi ve bedel ödenerek arsa alındı. Durmaz'ın çocuklarından o alanda 600 metrekarelik bir arazi alındı. 1977 yılında 600 metrekarelik alanı satın alan müteahhit tapu birleştirme davası açıp kampın arazisi ile kendi tapusunu birleştirdi. 1974'te çıkarılan azınlık vakıfları mülk edinemez yasasına dayanarak alana el konuldu" dedi.
İMZA KAMPANYASI BAŞLATILDI
Tuzla Ermeni Yetimhanesi Kamp Armen'in bu mayıs ayı sonunda tahliye edilmesi gündemde.
Buna karşın, Kamp Armen’den kalan son izlerin de yok edilmemesi için bir imza kampanyası başlatıldı.
ÇOCUKLAR HAYAT VERDİ
Bir zamanlar Gedikpaşa Ermeni Yetimhanesi'ne bağlı olarak Ermeni çocuklarının gittiği bir yaz kampı olan Kamp Armen çocukların emeğiyle var edilmiş bir yapıydı.
Kampta kalan çocuklar inşa sürecinde de katılmış, denizden kum taşımış; içinde yaşarken kendine yeten bir dünya yaratmıştı.
Kamp Armen içinde yetiştirdikleri hayvanlarla, büyüttükleri meyve ağaçlarıyla, aralarındaki işbölümüyle barındırdığı çocukları hayata hazırlayan, sürdürülebilir bir hayat veren bir eğitim merkeziydi.
Devlet baskısıyla 1983’te kapatıldı.
YETERSİZ KANUN
2011’de azınlık vakıflarının 1974'ten itibaren el konmaya başlanan taşınmazlarının iadesini, üçüncü şahıslara geçen taşınmazlarının da belirlenecek bedel üzerinden tazminini düzenleyen bir kanun hükmünde kararname çıktıysa da Kamp Armen bu düzenlemenin sınırlarının dışına kaldı.
28 Ağustos 2011’de Resmi Gazete'de yayınlanan kanun hükmünde kararname, azınlık vakıflarının 1936 beyannamesinde zikredilen ama o zaman tapuda kaydı bulunmayan veya daha sonra el konulan gayrimenkullerin iadesini sağlıyordu.
Kamp Armen'in arazisi Gedikpaşa’daki Ermeni Protestan Kilisesi tarafından 1961’de, Tuzlalı Durmaz ailesinden alındı ve kilise adına tescil edildi.
Senelerce çok sayıda yetim Ermeni çocuğa yuva olmuş bu kamp, yıllar sonra azınlık vakıflarının mal edinemeyeceği gerekçesiyle yetimhanenin elinden alındı ve satıldı.
Zaman içinde arazi birden fazla kez el değiştirdi. Zaman zaman yeni sahipleri üzerine yapılacak projeler planladıysa da bunlar hiçbir zaman gerçekleşmedi.
Hiçbir dönemde restorasyon izni verilmeyen kamp binası yıllarca atıl durumda kaldı.
EMEĞİ GEÇENLERİN YAŞATTIĞI TARİH
Kamp Armen’de yetişmiş, kimi Türkiye’de kimi yurtdışında yaşayan insanlar kampı hiçbir zaman gerçek anlamda terk etmedi.
Kampı kolladılar, binayı ayakta tuttular, yılda bir gün kamp alanında bir araya gelmeye devam ettiler.
79 yıl önce el konulan Azınlık vakıflarının taşınmazları için 4 yıl önce iade kanunu çıkarken, Gedikpaşa Ermeni Yetimhanesi'ne bağlı Tuzla'daki yaz kampı listede yer almamıştı.
Binanın, 1950'de bir Ermeni vatandaş tarafından bağışlandığı için, 36 beyannamesinde tapuya tescil ettirilmediği ifade edilmişti.
Hrant Dink ile beraber aynı dönem kampta kalan arkadaşı Garabet Orunöz, 8 bin 552 metrekarelik alanda havuzlu villalar yapılacağını söyleyerek, "Bu alan 1961'de Gedikpaşa Ermeni Protestan Kilisesi Vakfı tarafından satın alındı. 1962'de de kampın temeli atıldı. Vakıflar Genel Müdürlüğü'nden de izin alındı. Arsa sahibi de Sait Durmaz ailesiydi ve bedel ödenerek arsa alındı. Durmaz'ın çocuklarından o alanda 600 metrekarelik bir arazi alındı. 1977 yılında 600 metrekarelik alanı satın alan müteahhit tapu birleştirme davası açıp kampın arazisi ile kendi tapusunu birleştirdi. 1974'te çıkarılan azınlık vakıfları mülk edinemez yasasına dayanarak alana el konuldu" dedi.
İMZA KAMPANYASI BAŞLATILDI
Tuzla Ermeni Yetimhanesi Kamp Armen'in bu mayıs ayı sonunda tahliye edilmesi gündemde.
Buna karşın, Kamp Armen’den kalan son izlerin de yok edilmemesi için bir imza kampanyası başlatıldı.
ÇOCUKLAR HAYAT VERDİ
Bir zamanlar Gedikpaşa Ermeni Yetimhanesi'ne bağlı olarak Ermeni çocuklarının gittiği bir yaz kampı olan Kamp Armen çocukların emeğiyle var edilmiş bir yapıydı.
Kampta kalan çocuklar inşa sürecinde de katılmış, denizden kum taşımış; içinde yaşarken kendine yeten bir dünya yaratmıştı.
Kamp Armen içinde yetiştirdikleri hayvanlarla, büyüttükleri meyve ağaçlarıyla, aralarındaki işbölümüyle barındırdığı çocukları hayata hazırlayan, sürdürülebilir bir hayat veren bir eğitim merkeziydi.
Devlet baskısıyla 1983’te kapatıldı.
YETERSİZ KANUN
2011’de azınlık vakıflarının 1974'ten itibaren el konmaya başlanan taşınmazlarının iadesini, üçüncü şahıslara geçen taşınmazlarının da belirlenecek bedel üzerinden tazminini düzenleyen bir kanun hükmünde kararname çıktıysa da Kamp Armen bu düzenlemenin sınırlarının dışına kaldı.
28 Ağustos 2011’de Resmi Gazete'de yayınlanan kanun hükmünde kararname, azınlık vakıflarının 1936 beyannamesinde zikredilen ama o zaman tapuda kaydı bulunmayan veya daha sonra el konulan gayrimenkullerin iadesini sağlıyordu.
Kamp Armen'in arazisi Gedikpaşa’daki Ermeni Protestan Kilisesi tarafından 1961’de, Tuzlalı Durmaz ailesinden alındı ve kilise adına tescil edildi.
Senelerce çok sayıda yetim Ermeni çocuğa yuva olmuş bu kamp, yıllar sonra azınlık vakıflarının mal edinemeyeceği gerekçesiyle yetimhanenin elinden alındı ve satıldı.
Zaman içinde arazi birden fazla kez el değiştirdi. Zaman zaman yeni sahipleri üzerine yapılacak projeler planladıysa da bunlar hiçbir zaman gerçekleşmedi.
Hiçbir dönemde restorasyon izni verilmeyen kamp binası yıllarca atıl durumda kaldı.
EMEĞİ GEÇENLERİN YAŞATTIĞI TARİH
Kamp Armen’de yetişmiş, kimi Türkiye’de kimi yurtdışında yaşayan insanlar kampı hiçbir zaman gerçek anlamda terk etmedi.
Kampı kolladılar, binayı ayakta tuttular, yılda bir gün kamp alanında bir araya gelmeye devam ettiler.