Hrant Dink davasında yeni skandal: İstihbaratçı 5 dakika mesafedeymiş!
Gazeteci Hrant Dink cinayetinde Trabzon’daki Jandarma İstihbarat görevlilerinin ‘şüpheli’ hareketleri soruşturma dosyasına girdi
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayetinde ihmaller
zincirinin ilk halkalarından biri olan Trabzon ayağında Jandarma
İstihbarat görevlilerinin cinayetin azmettiricisi Yasin Hayal ile
irtibat halinde oldukları ortaya çıktı. 9 yıllık davanın ek
klasörlerindeki belgelere göre Hayal’in halasının eşi Coşkun
İğci’nin 13 Mayıs 2013’te İstanbul TEM Şube Müdürlüğü’nde
soruşturma kapsamında ifadesine başvuruldu. İğci ifadesinde, 2006
yılının yaz aylarında Hayal’in arkadaşlarından Yasin’in bir
gazeteciyi öldüreceğini duyduğunu belirterek, “Bunun üzerine Yasin
Hayal ile görüştüm. ‘Hrant Dink diye bir Ermeni yazar var.Agos
gazetesinde Türkler hakkında ileri geri yazılar yazıyor. Bundan
dolayı da Hrant Dink’i öldüreceğim’ dedi” ifadelerini kullandı.
İğci, Hayal’in kendisine silah bulup bulamayacağını sorduğunu
kaydederek, “Yasin ile ayrıldıktan sonra tanışıklığım bulunan ve
ismini Engin olarak bildiğim Uzman Çavuş Veysel Şahin’i aradım.
Durumu ilettim. Akabinde Okan Şimşek ve Veysel Şahin ile bir parkta
görüştük. Okan Şimşek bilgileri detaylı olarak not etti. ‘Sen
parayı al biz sana döneceğiz’ dedi ve ayrıldık” dedi.
‘Yasin’i geçiştir’
Cumhuriyet'te yeralan habere göre Hayal’in parasını aldıktan sonra
Jandarma İstihbarat görevlileri ile tekrar buluştuğunu anlatan
İğci, “Kendilerine Yasin’in bana gösterdiği bilgi ve belgeleri
anlattım ve Yasin’den aldığım bu parayı ne yapacağımı sordum. Okan
Şimşek bana ‘Para sende kalsın, biz sana haber vereceğiz, Yasin’i
ve arkadaşlarını biz takip ediyoruz’ dediler. Bu tarihten sonra ara
ara Jandarma görevlileri ile görüştüm.
Kendileri bana hep Yasin’in kontrol altında olduğunu, Yasin’e silah
bulmak üzere olduğumu söyleyip geçiştirmeye çalışmamı
söylüyorlardı” dedi. İğci, 2006 Eylül ayında Jandarma İstihbarat
görevlilerine Yasin’in kendisini sıkıştırdığını söylediğini,
onların da kendisine “Silah bulamadığını söyleyerek parayı iade et”
dediklerini söyledi. İğci, bu görevlilerle daha sonraki
görüşmelerinde artık görüşmediği Hayal’in durumunu sorduğunda
kendisine, “Yasin Hayal bu işi yapmaz. Gözetimimiz altında. Biz o
işi hallettik” diye söylediklerini anlattı.
‘Postu deldirecektin’
İğci, Dink öldürüldükten sonra 22 Ocak 2007’de Jandarma İstihbarat
görevlisi Başçavuş Okan Şimşek, uzman çavuşlar Veysel Şahin ve
Önder Araz’ın işyerine geldiklerini belirterek şunları söyledi:
“Okan Şimşek polisin beni alması durumunda kesinlikle bu konulardan
bahsetmemem gerektiğini söyledi ve iş yerimden ayrıldılar. Bir
sonraki gün iş yerimi arayarak benimle buluşmak istedikleri
şeklinde not bırakmışlar.
Ben de daha sonra bana vermiş oldukları numaradan kendilerini
aradım ve 24 Ocak 2007 günü akşamı Trabzon Otogarı’na gittim. Beni
minibüsün içerisine davet ettiler. Otogardan Arsin’e kadar bir
müddet gittik. Okan Şimşek arabada bana bu olayı kimseye anlatmamam
gerektiğini aksi halde benim için kötü olacağını, bu durumun hayat
memat meselesi olduğunu, bildiklerimi anlatmam durumunda can
güvenliğimin tehlikeye gireceğini söyleyerek üstü kapalı bir
şekilde beni tehdit etti. Beni aldıkları yer olan Trabzon otogarına
bıraktılar. Beni bırakmalarından hemen sonra siyah renkli pikap
yanıma gelerek durdu.
Pikabın içerisinde bulunan erkek şahıs bana ‘hemşerim az kalsın
postu deldirecektin’ dedi ve ayrıldı. Bu duruma oldukça şaşırdım ve
bir anlam veremedim.”
‘İfadeni yalanla’
Cinayet sonrası yine Jandarma İstihbarat görevlilerinden olan Gazi
Günay’ın sık sık yanına geldiğini belirten İğci, “Bu geliş
gidişlerinde bildiklerimi anlatmamam hususunda birçok kez uyarıda
bulundu. Hiç ummadığım yerlerde karşıma çıkıyordu. Bu görüşmelerde
bana emniyet ve savcılıkta verdiğim ifadeyi yalanlamamı, vermiş
olduğum ifadeyi polisin uydurmuş olduğu senaryoyu bana ezberleterek
üzerimde baskı kurmaları sonucu bu ifadeleri verdiğimi söylememi
istiyordu” dedi.
İğci Başbakanlık ve Jandarma Genel Komutanlığı’ndan müfettişlerin
ifadesini aldığını aktararak, “Bu ifadem sırasında Jandarma
müfettişleri Süleyman Doğan ve İsa Öztürk anlattıklarımın ısrarla
polisini uydurması olduğunu, bu anlattıklarımın benim
kurgulayamayacağımı ancak polisin kurgulayabileceği bir senaryo
olduğunu ve yalan konuştuğumu söylediler. Albay Süleyman Doğan bana
‘Bu iş senin işin değil, polisin işi, sen bu işi polisin baskısı
ile yapıyorsun. Korkmasana bir şey olmaz gereken iyiliği sana
yapacağız merak etme’ dedi” ifadelerini kullandı.