07 Mayıs 2010 08:47 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:17

HRANT DİNK DAVASINDA ŞOK GELİŞME! DEVLET SANIK OLUYOR!

Dink ailesinin avukatları, Agos binasının yanında bulunan Akbank'a ait güvenlik kamerasının tahrip edilen kayıtlarını TÜBİTAK'a verdiklerini söyledi

Hrant Dink davasının avukatları Fethiye Çetin, Arzu Becerik ve Hakan Bakırcıoğlu davayla ilgili son gelişmeler hakkında gazetecilere çarpıcı bilgiler verdi.

Fethiye Çetin, Dink'in vurulduğu Agos gazetesinin köşesinde yer alan Akbank'a ait üç adet güvenlik kamerası harddiskinin Emniyet tarafından alındığını söyledi. Ogün Samast'ın kaçtığı sokağı gösteren kayıtların tahrip edilmiş olduğunu belirten Çetin, ATM'yi gösteren üçüncü harddiskte ise sabahtan öğlene kadar olan kısmın bulunmadığını, Emniyet'in ise konu hakkında mahkemeye açıklama yapmadığını vurguladı. Aynı harddisklerin Amerika'da incelendiğini söyleyen Çetin, tahrip edilmiş olan bilgilerin geri getirilebileceğine dair rapor alındığını ve gereğinin yapılması üzere kayıtların Emniyet ve TÜBİTAK'a teslim edildiğini söyledi.

Vali yardımcısına şuç duyurusu
Avukatlar, ayrıca İstanbul Vali Yardımcısı Mustafa Güran hakkında da suç duyurusunda bulundu. Güran hakkında şikâyete neden olan gelişme ise Trabzon Emniyeti ve İstihbarat Daire Başkanlığı yetkilileri hakkında soruşturma açılmasını içeren Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun hazırladığı rapor. Çetin, raporun ardından İçişleri Bakanlığı müfettişleri, aralarında eski İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah'ın da bulunduğu üç üst düzey görevli ile beş görevli hakkında başlatılan ön inceleme yönünden ret, beş görevli yönünden ise onay verdiği raporla ilgili yapılan başvurunun İstanbul Vali Yardımcısı Mustafa Güran tarafından reddedildiğini, bu konuda Güran hakkında suç duyurusunda bulundukları bilgisini verdi.

Polis o fırına gitmedi
Soruşturma izni verilen iki polis memurunun durumu, Dink cinayetindeki kurumsal rolün tesbiti açısından çok çarpıcı bir gelişmeyi ortaya koydu. Buna göre Trabzon Emniyeti'nden 17 Şubat 2006 tarihinde İstanbul Emniyeti'ne gelen ihbarda, Yasin Hayal'in Hrant Dink'e yönelik çok ciddi bir eylem hazırlığı için İstanbul'a gittiği ve burada ağabeyi Osman Hayal'in çalıştığı Ümraniye Sarıgazi'de bulunan bir fırına uğradığı belirtiliyordu. Cinayetten sonra İstanbul Emniyeti yaptığı bilgilendirmede, 24 Şubat 2006'da iki istihbarat polisinin söz konusu adrese gittiğini, böyle bir adreste bahsi geçen fırın ve şahsın var olmadığına dair bir tutanak tutulduğunu açıklamıştı. Ancak müfettişler tutanağın resmî kayıtlarda bulunmadığı, bundan da öte, söz konusu iki polis memurunun aynı gün sabah 09.00'dan, gece 00.01'e kadar gün boyu Fatih'te başka bir görevde olduklarını tesbit etti. Avukatlar, bu durumun yeni bir delil olduğunu ve İstanbul Emniyeti yönünden mahkemeye sunulduğunu söyledi.

AİHM'den karar bekleniyor
Avukatlar soru üzerine, iç hukuk yolları tıkandığı için bugüne değin biri Hrant Dink'in sağken 301. maddeden mahkûm olduğu dava dahil olmak üzere toplam beş başvurunun olduğunu söylediler. Bunlar Trabzon Emniyeti, Trabzon Jandarması, İstanbul Emniyeti ve Samsun'da hakkında takipsizlik verilen 21 kişi hakkındaki dava süreciyle ilgili. AİHM'in beş davayı bir paket halinde görüştüğünü belirten Fethiye Çetin, Türkiye'nin kendini nasıl savunduğu sorusuna ise "içler acısı" demekle yetindi.

Hrant'ın dostları mahkemeye
Dink ailesi avukatları, cinayetin öncesi, sonrası ve dava süreciyle birlikte bir bütün oluşturduğunu, bu anlamda davaların birleşmesi için son bir girişimde bulunacaklarını söylediler. Davaya bakan savcıların iş yükünün azaltılması ve sadece Dink davasına bakmasını talep ettiklerini belirten avukatlar, davanın bu anlamda Türkiye'nin tüm derin devleti ortaya çıkartmakta bir şans olduğunu, tam da bu nedenle girişimlerinin engellendiğini eklediler. Toplantıda 10 mayıs pazartesi günü Hrant'ın tüm dostlarının, özellikle de gazeteci olması hasebiyle mahkeme önünde olması çağrısı yapıldı.

Taraf