Hrant Dink davasında bomba gelişme! O isim itirafçı oldu!
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin kamu görevlilerinin yargılandığı davada bomba bir gelişme yaşandı.
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine
ilişkin kamu görevlilerinin yargılandığı davanın sanıklarından
dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Faruk Sarı Aralık 2016'da
Fethullah Gülen Terör Örgütü üyeliği iddiasıyla gözaltına alındığı
soruşturmada itirafçı oldu. Sarı ifadesinde, “Siyasiler tarafından
desteklenmesi nedeniyle cemaat sohbetlerine katılmaya devam ettim”
dedi.
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine
ilişkin kamu görevlilerinin yargılandığı dava, İstanbul 14. Ağır
Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam edildi. Davanın sanıklarından
dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Faruk Sarı Aralık 2016'da
Fethullah Gülen Terör Örgütü üyeliği iddiasıyla gözaltına alındığı
soruşturmada itirafçı oldu. Sarı ifadesinde, “Siyasiler tarafından
desteklenmesi nedeniyle cemaat sohbetlerine katılmaya devam ettim”
dedi.
“HÜKÜMETİN DESTEK VERDİĞİ BU YAPIYA…”
Cumhuriyet’ten Canan Coşkun’un haberine göre; Duruşmada davanın
sanıklarından dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Faruk Sarı'nın
emniyet ifadesi okundu. Sarı'nın etkin pişmanlıktan yararlanmak
istediğini belirttiği ifadesinde, “2006 yılında Trabzon'a tayin
olduktan sonra okuldan arkadaşım İrfan Akkaya ile arkadaşlığım
ilerledi. Beni 2007'de evine davet ettikten sonra burada öğretmen
olduğunu söyleyen kişi ile tanıştım. Bu kişiyle daha sonra
karşılaştığımız zamanlarda Zaman gazetesi ve Sızıntı dergisinden
makaleler okuyarak bu yapıyla ilgili şeylerden konuştu. O dönem
hükümetin destek verdiği bu yapıya yakınlaşmanın tehdit
oluşturmayacağını düşündüm. 2012 yılından sonra örgütle irtibatımı
kestim. Ancak İrfan Akkaya ile dostluğumuz nedeniyle görüşmelerimiz
devam etti” dedi.
Sarı, emniyet istihbaratta cemaat üyeliğinin o dönem yüzde 60
oranında olduğunu belirterek, cemaat sohbetlerinde “yedek”
tutulduğunu hissettiğini söyledi ve “Dink cinayeti nedeniyle
üzerimde oluşan siyasi baskı ve siyasiler tarafından desteklenmesi
nedeniyle cemaat sohbetlerine katılmaya devam ettim” ifadelerini
kullandı. İrfan Akkaya ise ifadesinde Faruk Sarı'yı akademi
yıllarında cemaat evlerinden hatırladığını kaydetti.
“YILMAZER CEMAATİN HAS ADAMI”
Tanık olarak dinlenen İstihbarat Daire eski Başkan Yardımcısı
Fikret Salmaner ise ifadesinde İstanbul İstihbarat Şubesi eski
Müdürü Ahmet İlhan Güler'in Ankara'da Recep Güven'in evinde Coşgun
Çakar'la yaptığı görüşmeye ilişkin konuştu. Salmaner, “Ahmet İlhan
Güler'in Recep Güven'in evine kahvaltıya gitmek istedi ve ben
götürdüm. Evde Coşkun Çakar kendisine 'İstanbul'da istenmiyorsun'
dediler. Güler bunu müdürlerle görüşeceğini söyledi. Akyürek'le
görüşmeye gittik. Akyürek 'Arkadaşlar ne istiyorsa o olacak' dedi.
Güler, İl Emniyet Müdürüyle görüşeceğini bel altı vurmamalarını
söyledi” dedi. Salmaner, Ali Fuat Yılmazer'i “cemaatin has adamı”
olarak niteledi.
“CİDDİYET BULAMADIK”
Duruşmada savunmasını tamamlayan Ali Fuat Yılmazer'in çapraz
sorgusuna geçildi. Dink ailesi avukatların Hakan Bakırcıoğlu'nun
“Yasin Hayal'in Ermenilere kin beslediği ve İstanbul'da eylem
yapacağına ilişkin istihbarat raporu dikkatinizi çekti mi” sorusu
üzerine Yılmazer, “Ben genel anlamda değerlendirdim bunu. Tehdit
potansiyelinin göstergesi bu. Örgütsel ciddiyet anlamında bir şey
bulamadık Yasin Hayal ile ilgili” yanıtını verdi.
Bakırcıoğlu'nun “Danıştay saldırısı sonrası azınlıklara yönelik
saldırı olabileceği yönünde daire başkanlığı olarak bir
değerlendirme yaptınız mı” sorusunu ise Yılmazer, “Siyasal
istikrarlaştırma planlı eylemlerdi. Eylemin azmettiricisi Salih
Kunter ile sınırlandıramazsınız. Onun arkasına kafa yormak gerek.
Ankara, Muzaffer Tekin ve Veli Küçük bağlantısını bulmuş. Ama biz
illere çalışma yaptıramamışız. Muzaffer Tekin ile ilgili çalışma
yapılabilseydi bunlar daha etkinken arkasında gelenler bıçak gibi
kesilirdi. Bu insanlar bu eylemleri devletin desteklediğine
inanmış. Devlet adına yaptığına inanmışlar” diye cevapladı.