HRANT DİNK DAVASI OLAYLI BAŞLADI!
Hrant Dink davasının Yargıtay tarafından bozulmasının ardından, 18 sanığın yeniden yargılanmasına başlandı.
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine
ilişkin davada verilen kararın Yargıtay tarafından kısmen
bozulmasının ardından, 18 sanığın yeniden yargılanmasına
başlandı.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesince, Çağlayan’daki İstanbul Adalet
Sarayının büyük salonunda yapılan duruşmada, sanıklardan Yasin
Hayal ve Hacı Salihoğlu ile Dink ailesinin avukatları hazır
bulundu.
Dink ailesinden katılan kimsenin olmadığı duruşmaya, CHP Genel
Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, CHP İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal, BDP milletvekilleri Ertuğrul Kürkçü, Sabahat Tuncel
ve Van Bağımsız Milletvekili Aysel Tuğluk da katıldı.
Duruşma, Yargıtay’ın bozma ilamına karşı sanıkların ifade
vermesiyle devam ediyor.
Duruşma öncesi "Hrant’ın Arkadaşları"ndan
açıklama
Duruşma öncesi adliye önünde, "Müsamereyi bırakın asıl sorumluları
yargılayın" yazılı pankart açan "Hrant’ın Arkadaşları" isimli bir
grup, çeşitli sloganlar attı.
Grup adına basın açıklamasını ise şarkıcı Ahmet Kaya’nın eşi Gülten
Kaya yaptı.
Hrant Dink’i öldüren gerçek sorumluların hala yargı önüne
çıkmadığını söyleyen Kaya, sanıkların örgüt kurmaktan ceza
almadıklarına dikkati çekerek, Yargıtay’ın kararı bozarak,
mahkemeye geri gönderdiğini belirttti.
Bugünkü görülecek davada mahkemenin "belki" örgüt bulabileceğini
aktaran Kaya, "Bundan önceki yargı süreci boyunca, biz Hrant’ın
Arkadaşları diyorduk ki, bu dava böyle bitmez. Şimdi de diyoruz ki,
bu dava böyle başlamaz" dedi.
Cinayetin işlendiği zaman görev başında olan kamu görevlilerinin
devlet tarafından korunmaya devam edildiğini anlatan Kaya, şunları
kaydetti:
"Tablo çok açıktır. Bu tekrar görülmeye başlanan dava ile tetiğin
arkasındaki ellerin hüküm giymesi mümkün değildir. Bir ihtimal
tetikçinin yol arkadaşlarına örgüt kurmaktan hüküm verilecek, ancak
o ’milli’ ve tarihsel yapılanma yargı önüne çıkmayacak, perde
arkasında kalmaya devam edecek, kim bilir belki de yeni terfiler
alacaktır."
"Müsamerenin" artık sona ermesini isteyen Kaya, "Gerçek sorumlular
hesap vermeli, yargı önüne çıkmalıdır. Bu yapılmadığı sürece, biraz
sonra başlayacak olan yeni mahkeme sürecinden adalet çıkmayacaktır"
ifadelerini kullandı.
Açıklamaya CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, CHP
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, BDP milletvekilleri Ertuğrul
Kürkçü, Sabahat Tuncel ve Van Bağımsız Milletvekili Aysel Tuğluk da
katıldı.
Davanın geçmişi
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, 17 Ocak 2012’de verdiği kararla,
19 sanığın yargılandığı davada tutuklu yargılanan Yasin Hayal’in,
"Hrant Dink’i tasarlayarak öldürmeye azmettirmek" suçundan
ağırlaştırılmış müebbet, "yazar Orhan Pamuk’u tehdit etmek"
suçundan 3 ay ve "ruhsatsız silah bulundurmak" suçundan da 1 yıl
hapisle cezalandırılmasını, "silahlı terör örgütü yöneticisi olmak"
suçundan ise beraatini kararlaştırmıştı.
Tutuklu sanıklardan Erhan Tuncel’in de toplam 10 yıl 6 ay hapisle
cezalandırılmasına hükmederek tahliyesine karar veren heyet,
sanıklardan Ersin Yolçu’yu 12 yıl 6 ay, Ahmet İskender’i 13 yıl 4
ay ve Salih Hacısalihoğlu’nu 2 ay 15 gün hapisle cezalandırırken,
bütün sanıkların "silahlı terör örgütü üyeliği" suçundan beraatine
hükmetmişti.
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Hikmet Usta, yerel mahkemenin kararına
itiraz etti. Savcı Usta’nın, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına
gönderdiği dilekçede, Erhan Tuncel ve Yasin Hayal’in örgüt
liderliği ve yöneticiliğini yaptığı sanıkların, Ergenekon
soruşturmalarında yakalanan ve haklarında dava açılan sanıklarla
amaç birliği içinde bulunduğunun, ana yapı Ergenekon ile
Trabzon’daki hücresel yapının aynı suç işleme DNA ve gen
özelliklerine sahip olduğunun anlaşıldığı kaydedilmişti.
"Karar ’örgüt yok’ anlamına gelmez" demişti
Kararı veren İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Rüstem
Eryılmaz ise davanın sanıklarıyla ilgili örgüt yöneticiliği veya
üyeliği konusunda yeterli delil bulunamadığından, beraat kararı
verdiklerini söylemişti.
Eryılmaz, "Verdiğimiz karar, ’örgüt yoktur’ anlamına gelmez.
Verdiğimiz karardan rahatsız değiliz. Sadece tatmin edici
olmadığını belirttim. Elbette bu cinayeti basite indirgeyemeyiz"
açıklamasını yapmıştı.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Hrant Dink cinayeti davasında,
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin kararının, "sanıkların atılı
suçları örgütün faaliyeti çerçevesinde işlediği" gerekçesiyle
bozulmasını istemişti.
Tebliğnamede, "Sanıkların mensubu bulundukları silahlı terör
örgütünün yöneldiği ve gerçekleştirmek istediği amaç açısından
elverişli fiili gerçekleştirdikleri tarih itibarıyla, ülke
genelindeki toplumsal etkinliğinin olup olmadığını aramaya gerek
yoktur. Zira, devletin birliğini bozma suçu bir tehlike suçudur ve
gerçekleştirilen eylemlerin sonuncusu ile de bu tehlike
gerçekleşmiştir" ifadesine yer verilmişti.
Yargıtay’ın bozma kararı
Yargıtay 9. Ceza Dairesi örgüt yönünden verilen beraat kararını
bozmuştu. Daire, sanıkların silahlı terör örgütü değil, suç işlemek
amacıyla oluşturulan örgüt üyesi oldukları gerekçesiyle
yargılanmalarına hükmetmişti.
"Kasten öldürmeye azmettirme’ ve Orhan Pamuk’u ’tehdit’ suçlarından
sanık Yasin Hayal’e verilen mahkumiyet kararı ise onanmıştı. Hayal
hakkında ’Silahlı terör örgütü kurma, yöneticisi olma’ suçundan
beraat kararı ise, ’suç örgütü kurma ve yönetme’ suçundan
mahkumiyet gerektiği için bozulmuştu.
Sanıklardan Ersin Yolcu’nun ’kasten öldürmeye yardım suçundan’
mahkumiyet hükmü onanırken, ’silahlı terör örgütü üyesi olmak’
suçundan beraati ise "suç örgütü üyesi olma" suçundan mahkumiyet
gerektirdiği için bozulmasına karar verilmişti.
Sanıklardan Erhan Tuncel’in ise ’patlayıcı madde imal etme’
suçundan mahkumiyet kararını onayan Yargıtay 9. Ceza Dairesi,
’Kasten öldürmeye azmettirme’ suçundan beraat hükmünü ise, sanığın
Dink’in öldürülmesi suçuna yardım suretiyle iştirak etmesi
sebebiyle mahkumiyeti gerektiği için bozmuştu. Tuncel hakkında
’silahlı terör örgütü yöneticisi olma’ suçundan beraat kararı da
’suç örgütü üyesi olma’ suçundan mahkumiyeti gerektiği gerekçesiyle
bozulmuştu.
Tuncel’in, Trabzon’da 24 Ekim 2004 tarihinde McDonalds’ın
bombalanması olayında, ’genel güvenliği kasten tehlikeye sokma,
mala zarar verme ve 6 ayrı kasten yaralama’ suçlarından verilen
mahkumiyet kararını bozan Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Tuncel’in bu
eyleminin ’6 ayrı kasten öldürmeye teşebbüs’ suçunu oluşturacağına
karar vermişti.
Sanıklardan Ahmet İskender hakkındaki ’kasten öldürmeye yardım’
suçundan verilen mahkumiyet kararı onanırken, İskender’in ’silahlı
terör örgütü üyesi olmak’ suçundan beraatı ise "suç örgütü üyesi
olma" suçundan mahkumiyeti gerektiği gerekçesiyle bozulmuştu.
Sanıklardan Salih Hacısalihoğlu’nun ’Silahlı terör örgütüne yardım’
suçundan beraat kararı onandı. 6136 Sayılı Kanuna aykırılık
suçundan mahkumiyet kararı, sanığın cezalandırılmasına yeterli
delil bulunmadığı için, "beraat" kararı verilmesi gerektiği
gerekçesiyle bozulmuştu.
Sanıklardan Zeynel Abidin Yavuz ile Tuncay Uzundal’ın "silahlı
terör örgütü üyesi olmak" suçundan beraatlarına ilişkin kararlar da
"suç örgütü üyesi oldukları" gerekçesiyle bozuldu. Sanıklar Yavuz
ve Uzundal hakkında ’kasten öldürmeye yardım’ suçundan beraat
hükümleri de, sanıkların Dink’in öldürülmesi suçuna yardım
suretiyle iştirak etmeleri sebebiyle mahkumiyetleri gerektiği
gerekçesiyle bozulmasına karar verildi.
Sanıklardan Mustafa Öztürk’ün de ’silahlı terör örgütü üyesi olma’,
’kasten öldürmeye yardım’ suçlarından beraat kararlarını onayan
Yargıtay, sanıklar Halis Egemen ile Yaşar Cihan hakkında da
’silahlı terör örgütüne yardım’ suçundan kurulan beraat hükümleri
de onamıştı.
Sanıklardan Yasin Hayal’in ağabeyi Osman Hayal hakkında da ’kasten
öldürmeye yardım’ suçundan kurulan beraat hükmü, eksik soruşturma
sebebiyle bozulmuştu. Sanıklardan Veysel Toprak, Alper Esirgemez,
Osman Alpay, Erbil Susaman, Şenol Akduman, İrfan Özkan ve Numan
Şişman’ın ’silahlı terör örgütüne yardım yataklık’, ’suç işleyeni
saklama’ suçlarından verilen beraat kararları, suç tarihi ile
inceleme tarihi arasında dava zaman aşımının dolduğu gerekçesiyle
bozulmasına karar verilmişti.