24 Ara 2014 22:45
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 17:00
Hrant Dink cinayetinde biri polis iki yeni isim!
İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliği'nce yürütülen Hrant Dink cinayeti soruşturması kapsamında, dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay'ın savcılığa verdiği ifadesinde çarpıcı detaylar ortaya çıktı.
Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin İstanbul Cumhuriyet
Başsavcıvekilliği Terör ve Örgütlü Suçlar Birimi Savcısı Gökalp
Kökçü tarafından yürütülen soruşturmada, o dönem görev yapan bazı
kişilerin ifadesine başvuruluyor.
Şüpheli sıfatıyla 22 Aralık'ta ifadesi alınan Reşat Altay, cinayet işlendikten sonra Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı ve Trabzon Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğü görevlilerinin, Erhan Tuncel, Yasin Hayal ve onların etrafındaki kişilerle ilgili yoğun bir temas ve ilişki içerisine girdiklerini ifade etti.
"Bu süre zarfında gerek İstanbul Emniyet Müdürlüğü gerekse Trabzon Emniyet Müdürü olarak beni bilgilendirmiyorlar" diyen Altay, cinayetin polis memuru Muhittin Zenit'in Erhan Tuncel ile yaptığı telefon görüşmesi sonucunda da bu kişilerle ilgili olduğunun ortaya çıkmasına rağmen suskunluklarını koruduklarını söyledi.
"Akyürek, konuyla ilgili hiçbir bilgi vermedi"
Altay, Ogün Samast'ın babasının müdürlüğü arayarak televizyonda gördüğü kişinin kendi çocuğu olduğunu beyan ettiğini, bunun üzerine de kendisinin Celalettin Cerrah'ı aradığını belirterek, "Şahsın kimliği hakkında bilgi verdikten sonra bulunabileceği adres ve taşıdığı telefon numaralarını kendisine bildirdim. O esnada İstanbul Emniyet Müdürünün yanında bulunan Ramazan Akyürek'in konu ile ilgili İstanbul Emniyetine hiç bir bilgi vermediğini biliyorum" dedi.
Samast'ın babasının müracaatı üzerine kısa sürede Yasin Hayal, adı geçen ve yargılanan diğer şahısları çok kısa sürede yakaladıklarını ve İstanbul'a gönderdiklerini kaydeden Altay, "Sonradan öğrendiğim kadarıyla bu şahısların Trabzon Emniyetinde tutuldukları süre zarfında Erhan Tuncel'in de o sırada İstihbarat şubesinde olduğunu ve görevliler ile görüştüğünü öğrendim" diye konuştu.
Savcı: "Dink cinayeti araç olarak kullanıldı mı?"
Savcı Kökçü'nün "Dink cinayetinin, emniyet içindeki yapılanmanın gerçekleşmesi için Ali Fuat Yılmazer'in İstanbul'a, Ahmet İlhan Güler'in de görevden alınması için polis tabiri ile yol verildiğini, yapılanmanın gerçekleşmesi için Dink cinayeti araç olarak kullanıldı mı?" sorusuna Altay şu cevabı verdi:
"Bu konuda bir bilgim yoktur ancak Erhan Tuncel'in İstanbul'a gönderilmesinden sonra İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler, Trabzon İstihbarat Müdürü Faruk Sarı ile yaptığı görüşmede, 'Bu konularla ilgili emniyet müdürü Altay'ın bilgisi var mı?' diye sorduğunda Faruk Sarı'nın cevaben 'Hayır müdürümüzün haberi yok çünkü Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer bilgi vermemi istemediler' diye beyanda bulunduğunu ifade etmiştir.
Bildiğim kadarıyla emniyet teşkilatının kayıtlarında 2006 yılında yazılan iki rapordan başka herhangi bir resmi bilgi bulunmamaktadır. Normal şartlarda Tuncel'den bilgileri alan görevlilerinin bu bilgileri yazılı rapor
haline getirerek bağlı bulundukları birime göndermeleri gerekmektedir. Bu eylemi gerçekleştirmesi muhtemel kişilerin takiplerinin yanı sıra fiziki takiplerinin de yapılması gerekmektedir."
İki isim verdi
Altay, cinayetten bir gün sonra konu ile ilgili Trabzon Emniyet Müdürlüğündeki çalışmaların sürdüğünü belirterek, "(Aynı gün) Bu sırada Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından teknik takipte olan Gürhan K'nin 20 Ocak 2007 tarihinde akşam saatlerinde Asayiş Şube Müdürlüğü'nde görev yapan polis memuru Oktay D. ile yaptığı telefon görüşmesinde 'Samsun'a Ogün'ü almaya gidecektik. Ancak yakalanınca gitmedik. Reisin adının bu işe karışmaması lazım' dediğini gördük. Bunun üzerine savcılığa gidip bilgi verdik ve takibi sürdürdük" ifadesini kullandı.
Şüpheli sıfatıyla 22 Aralık'ta ifadesi alınan Reşat Altay, cinayet işlendikten sonra Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı ve Trabzon Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğü görevlilerinin, Erhan Tuncel, Yasin Hayal ve onların etrafındaki kişilerle ilgili yoğun bir temas ve ilişki içerisine girdiklerini ifade etti.
"Bu süre zarfında gerek İstanbul Emniyet Müdürlüğü gerekse Trabzon Emniyet Müdürü olarak beni bilgilendirmiyorlar" diyen Altay, cinayetin polis memuru Muhittin Zenit'in Erhan Tuncel ile yaptığı telefon görüşmesi sonucunda da bu kişilerle ilgili olduğunun ortaya çıkmasına rağmen suskunluklarını koruduklarını söyledi.
"Akyürek, konuyla ilgili hiçbir bilgi vermedi"
Altay, Ogün Samast'ın babasının müdürlüğü arayarak televizyonda gördüğü kişinin kendi çocuğu olduğunu beyan ettiğini, bunun üzerine de kendisinin Celalettin Cerrah'ı aradığını belirterek, "Şahsın kimliği hakkında bilgi verdikten sonra bulunabileceği adres ve taşıdığı telefon numaralarını kendisine bildirdim. O esnada İstanbul Emniyet Müdürünün yanında bulunan Ramazan Akyürek'in konu ile ilgili İstanbul Emniyetine hiç bir bilgi vermediğini biliyorum" dedi.
Samast'ın babasının müracaatı üzerine kısa sürede Yasin Hayal, adı geçen ve yargılanan diğer şahısları çok kısa sürede yakaladıklarını ve İstanbul'a gönderdiklerini kaydeden Altay, "Sonradan öğrendiğim kadarıyla bu şahısların Trabzon Emniyetinde tutuldukları süre zarfında Erhan Tuncel'in de o sırada İstihbarat şubesinde olduğunu ve görevliler ile görüştüğünü öğrendim" diye konuştu.
Savcı: "Dink cinayeti araç olarak kullanıldı mı?"
Savcı Kökçü'nün "Dink cinayetinin, emniyet içindeki yapılanmanın gerçekleşmesi için Ali Fuat Yılmazer'in İstanbul'a, Ahmet İlhan Güler'in de görevden alınması için polis tabiri ile yol verildiğini, yapılanmanın gerçekleşmesi için Dink cinayeti araç olarak kullanıldı mı?" sorusuna Altay şu cevabı verdi:
"Bu konuda bir bilgim yoktur ancak Erhan Tuncel'in İstanbul'a gönderilmesinden sonra İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler, Trabzon İstihbarat Müdürü Faruk Sarı ile yaptığı görüşmede, 'Bu konularla ilgili emniyet müdürü Altay'ın bilgisi var mı?' diye sorduğunda Faruk Sarı'nın cevaben 'Hayır müdürümüzün haberi yok çünkü Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer bilgi vermemi istemediler' diye beyanda bulunduğunu ifade etmiştir.
Bildiğim kadarıyla emniyet teşkilatının kayıtlarında 2006 yılında yazılan iki rapordan başka herhangi bir resmi bilgi bulunmamaktadır. Normal şartlarda Tuncel'den bilgileri alan görevlilerinin bu bilgileri yazılı rapor
haline getirerek bağlı bulundukları birime göndermeleri gerekmektedir. Bu eylemi gerçekleştirmesi muhtemel kişilerin takiplerinin yanı sıra fiziki takiplerinin de yapılması gerekmektedir."
İki isim verdi
Altay, cinayetten bir gün sonra konu ile ilgili Trabzon Emniyet Müdürlüğündeki çalışmaların sürdüğünü belirterek, "(Aynı gün) Bu sırada Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından teknik takipte olan Gürhan K'nin 20 Ocak 2007 tarihinde akşam saatlerinde Asayiş Şube Müdürlüğü'nde görev yapan polis memuru Oktay D. ile yaptığı telefon görüşmesinde 'Samsun'a Ogün'ü almaya gidecektik. Ancak yakalanınca gitmedik. Reisin adının bu işe karışmaması lazım' dediğini gördük. Bunun üzerine savcılığa gidip bilgi verdik ve takibi sürdürdük" ifadesini kullandı.