Hollandalı gazeteci davası AB ilişkilerini gerebilir!
Hollandalı gazeteci Frederike Geerdink’in “örgüt propagandası” yapmak suçuyla hakkında açılan davayla birlikte, gazetecilere uygulanan baskının yabancı gazetecilere de yansıması Ankara ve Brüksel arasındaki ilişkileri gerebilir.
Hollandalı gazeteci Frederike Geerdink, sosyal medyadaki hesabı
üzerinden PKK propagandası yapmakla suçlanıyor. Geerdink,
suçlamaları reddediyor.
Geerdink hakkında açılan dava hem Türk hem de uluslararası insan
hakları örgütleri gruplarının tepkisini çekmiş durumda.
Amerikanınsesi.com'un haberine göre; Uluslararası Af Örgütü Türkiye
araştırmacısı Andrew Gardner’e göre Geerdink’e açılan dava,
Türkiye’de yabancı gazetecilere karşı giderek artan endişe verici
gözdağı ortamının bir parçası.
Gardner, Türkiye’de görev yapan yabancı gazetecilerin giderek artan
bir tehdit altında olduğunu, gösterilerde bile hedef haline
geldiklerini belirtiyor. Yabancı bir gazetecinin hakkında açılan
dava ile bu şekilde hedef alınmasının yeni bir gelişme de olduğunu
belirten Gardner, geçmişte benzer olayların çok nadir yaşandığını
ve bunun Türkiye’deki ifade özgürlüğünün giderek daha da
kötüleştiğinin göstergesi olduğunu ifade ediyor.
Ancak gazeteci hakkında açılan davayı savunan Adalet Bakanı Bekir
Bozdağ, kimsenin hukukun üzerinde olmadığını ve Avrupa’da olduğu
gibi ülkenin korunması için terör karşıtı yasalara ihtiyaç
duyulduğunu söyledi. Bozdağ, “Avrupa’da bir Türk terör örgütünü
destekleme propagandası yapsa, hakkında dava açılmaz mı? Türkiye
gözaltına alınan gazeteciler konusunda haksız eleştirilere maruz
kalıyor.” dedi.
Birçok Türk meslektaşı gibi Hollandalı gazeteci de, Türkiye’nin
yoğun eleştirilere maruz kalan terör yasasının mağduru olmuş
durumda. Süleyman Şah Üniversitesi Profesörü Cengiz Aktar,
yasaların bilinçli olarak net olmadığını belirtiyor.
Yasada yer alan suç tanımının belirsiz olduğuna dikkat çeken
Profesör Aktar, bu nedenle birçok gazetecinin hapse atıldığını veya
işlerinden kovulduklarını, diğerlerinin de işlerinden olmamak için
kendi kendilerini sansürlemek zorunda kaldıklarını belirtiyor.
Sınırsız Gazeteciler Örgütü’nün 2014 raporuna göre Türkiye, basın
özgürlüğünde 180 ülke arasında 154. sırada yer alıyor. Amerika’daki
İnsan Hakları İzleme Örgütüyle (Human Rights Watch), İnsan Hakları
Örgütü Özgürlük Evi (Freedom House), geçen ay yayınladıkları
raporda Türkiye’de giderek kötüleşmekte olan basın özgürlüğüne dair
endişeleri dile getirdi.
Profesör Aktar’a göre Hollandalı gazeteci Geerdink’in davası
Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girme çalışmalarını olumsuz yönde
etkileyecek.
Avrupalıların bunları hesaba kattığını belirten Aktar, Türk
hükümetinin Avrupa Birliği’nden gelen raporları görmezlikten
geldiğini söylüyor. Profesör Aktar, AB’den gelen ve Türkiye’deki
basın özgürlüğünü sert bir dille eleştiren en son raporun,
Türkiye’yi temel haklar ve özgürlükler konusunda AB’ye karşı
sorumlu hissetmediklerini belirten yetkililer tarafından görmezden
gelindiğini hatırlatıyor.
AB üyesi bazı ülkelerin Türkiye’nin üyeliğine karşı çıkması
nedeniyle müzakereler donmuş durumda. Bu durumdan dolayı Brüksel’in
de üyelik sürecini sona erdirmekten başka kullanabileceği başka bir
kozu yok. Ancak uzmanlara göre üyelik sürecinin sona erdirilmesi,
Türkiye’nin stratejik öneminin farkında olan AB liderleri için
mantıklı değil. Hollandalı gazeteci Geerdink’in Nisan ayında
başlayacak olan yargılanma süreci, Türkiye ve Avrupa’nın arasını
daha da açabileceğe benziyor.