30 Ağu 2016 10:24 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 18:33

"Hiperaktivite yetişkinlerde de görülüyor"

-Moodist Psikiyatri ve Nöroloji Hastanesi Başhekimi Budaklı:-"Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) ilk belirtilerini çocukluk çağında veriyor olsa da tedavi edilmediğinde yetişkinlik döneminde ciddi sıkıntıları beraberinde getirebiliyor"

İSTANBUL (AA) - Moodist Psikiyatri ve Nöroloji Hastanesi Başhekimi Uzm. Dr. Asil Budaklı, "Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) ilk belirtilerini çocukluk çağında veriyor olsa da tedavi edilmediğinde yetişkinlik döneminde ciddi sıkıntıları beraberinde getirebiliyor." ifadesini kullandı.

DEHB'ye ilişkin değerlendirmelerde bulunan Budaklı, çocukluk çağında başlayan DEHB'nin etkisinin tüm yaşam süresince görülebildiğini belirtti. DEHB'nin ilk belirtilerinin çocukluk çağında fark edildiğini ifade eden Budaklı, okul çağındaki çocukların yüzde 8'inde sınıfta oturamama, okuma-yazma faaliyetlerinde gecikmeler, ders sırasında sürekli başka bir şeylerle ilgilenme; dikkatini toplayamama şeklinde kendini gösterdiğini bildirdi. Budaklı, şunları kaydetti:

"Toplumda DEHB'nin sadece çocuklar arasında görülebileceği yönünde yaygın bir kanı var ancak bu yanlış bir düşünce. Çünkü DEHB ilk belirtilerini çocukluk çağında veriyor olsa da tedavi edilmediğinde yetişkinlik döneminde ciddi sıkıntıları beraberinde getirebiliyor. Ebeveynlerin sıklıkla yaramazlık olarak adlandırdığı bu durum, maalesef çocukların birçoğu için geçerli olmuyor. Çocukluk döneminde DEHB'nin görülme oranı yüzde 8 iken yetişkinlik döneminde bu oran yüzde 4'e kadar geriliyor. Yani zaman içinde hastalık kaynaklı şikayetlerde azalma olsa da DEHB yaşayan çocukların yarısında bu şikayetler maalesef kalıcı oluyor. Bu nörobiyolojik rahatsızlık tedavi edilmediğinde yetişkinliği ve tüm hayatı etkileyebilecek ciddi bir hastalığa ya da hastalıklar zincirine dönüşebiliyor.

DEHB erişkin dönemde daha farklı bir boyuta geçiyor. Hastalık fark edilmediğinde ya da önemsenmeyip geçiştirildiğinde bundan en fazla etkilenen akademik başarı oluyor. DEHB olan öğrenciye yönelik olmayan eğitimle birlikte akademik hayatta başarısız bir grafik çiziliyor. Bireylerde hafıza sorunu olmasa bile bilgiyi alma, işleme ve gerektiği yerde kullanma zincirinden mutlaka birinin ciddi anlamda etkilendiğini, bir türlü istenen performansa ulaşılamadığını görüyoruz. Bu bağlamda tedavi edilmemiş DEHB'si olan kişilerin ileri ki yaşamlarında 'var olan bu zeka potansiyelimle şimdi çok daha iyi yerlerde olabilirdim ama olmadı' ifadelerini sıklıkla duyuyoruz."


-"Madde bağımlılığına neden olabiliyor"


DEHB olan bireylerde akademik hayatın yanı sıra iş ve özel yaşantının da ciddi anlamda etkilendiğini vurgulayan Budaklı, bu kez de bir işe başlayamama, sürekli erteleme, iş yerinde verimsizlik, zamanı iyi yönetememe, bir anda çok sayıda işe başlama ancak birçoğunu tamamlayamama, toplantı boyunca oturamama, stresle baş edememe, öfke atakları, kötü şoförlük sorunları, evlilik ve sorumlulukların idaresi ile ilgili sorunların sıklıkla kendini gösterdiğini belirtti.

Budaklı, çoğu zaman bireydeki problemlerin bir aile içerisinde idare edilse de işveren tarafından iyi değerlendirilmeyen bu durum neticesinde iş ve para kayıplarının da beraberinde geldiğini bildirdi. Yine sorumluluk almada ve görevleri tamamlamada sıkıntı yaşayan DEHB olan bireylerin günlük hayatında, ikili ilişkilerinde de olumsuzlukların başladığına işaret eden Budaklı, kişinin bankada sıra bekleyememe, trafikte bekleyememe ve çabuk sinirlenme gibi sorunlarla karşı karşıya geldiğini dile getirdi.

DEHB'nin erkekler ve kadınlarda farklı şekillerde görülebildiğini kaydeden Budaklı, şu ifadeleri kullandı:

"Kadınlar alışveriş bağımlılığı, kolay aşık olma, duygusal olarak aşırı hassasiyet, tepkisel davranışlar gibi belirtiler gösterirken, erkekler hızlı araba kullanmak, alkol ve madde bağımlılığına yatkınlık, sabırsızlık, fanatik futbol taraftarlığı gibi davranışlar sergileyebiliyor. Bize madde bağımlısı olarak tedavi için gelen hastaları değerlendiriyoruz. Öyle ki madde kullanımının başlangıç ve devam şekline, tedavi yanıtsızlığına baktığımızda DEHB'nin etkisinin azımsanmayacak derecede fazla olduğunu görüyoruz.

Hiperaktivite, ilaç ve davranışsal tedavilerle kontrol altına alınabilir. Burada asıl önemli olan DEHB tanısının bir klinikte bilimsel olarak konabilmesidir. Klinik şartlarında bilgisayar ortamında belli bir sistem ve rastgele kart eşleştirmesi üzerinden, kişinin dikkat, dürtüsellik, zamanlama ve hiperaktivite alanlarında performansını ölçen yeni jenerasyon testlerden hem tanı koyarken hem de tedavi etkinliğini değerlendirirken sıklıkla faydalanıyoruz."