29 Mar 2013 10:05
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:06
HINCAL ULUÇ'TAN SPOR MEDYASINA AZİZ YILDIRIM ÇIKIŞI; ''SİZ NEDEN KORKUYORSUNUZ?"
Sabah yazarı Hıncal Uluç, Aziz Yıldırım'ın gizli bir güçle tüm medyayı kontrol altında tuttuğunu iddia etti..
En kötü sansür, oto sansürdür!..
Efendim gazeteler baskı altında..
Kim yapıyor baskıyı?..
İktidar!..
Nasıl yapıyor?..
Elinde müthiş güçler var, onları kullanıyor..
Yıllardır bu bahaneyi dillerine sakız etmişlere soruyorum..
Peki Aziz Yıldırım’ın elinde hangi güç var da, hepiniz susta duruyorsunuz?.
Söyleyin bakalım, benim korkusuz (!) spor müdürlerim, yazarlarım, siz neden korkuyorsunuz?.
Eski Futbol Federasyonu Başkanı M. Ali Aydınlar, Beyaz TV’de bu ülkeyi sarsacak laflar etti..
"En büyük hatam Fenerbahçe’yi korumak oldu" dedi..
Bu haber değilse, ne haberdir, spor müdürleri söyler misiniz bana?.
Bu haber değilse, siz habercilik, gazetecilik deyince ne anlıyorsunuz..
Hemen bütün gazeteler haberi görmezden geldi. Bir yürekli (!) Hürriyet çıktı.. Tam sayfa yaptı.. Ama bu en can alıcı cümleyi ayıklayarak. Görmezden gelerek..
"Federasyon Başkanlığında en büyük hatam Fenerbahçe’yi korumak oldu" cümlesi, Hürriyet’in tam sayfa haberinde sansür edildi.
"Ne demek istiyorsun Aydınlar?.. Fenerbahçe’yi nasıl korudun" diye manşet üstü manşetle gök gürültüsü gibi olayın üzerine gideceğine, konuşmanın en çarpıcı, en korkunç ayni zamanda, lafını silmiş, sayfayı, palavra bölümlerle doldurmuş..
Niye?.
Salı günü, ahaber’deki 90’a çekimi reklam arasında Kemal Belgin, 1907 Cemiyetinde spor müdürleri ve Ali Koç arasında yapılan bir toplantıdan söz etti.
Tüylerim ürperdi dinlerken.. Aziz Yıldırım, ilk günlerinde böyle bir kapalı toplantı yapmıştı, müdürler ve önde gelen Fenerli yazarlarla.. Resmen talimat vermişti. Vaadlerle mi, aba altından sopa göstererek mi bilmem.. Ama o toplantının nasıl etkili olduğunu bilirim.. Kemal’i dinlerken gazeteci olarak yüzüm kızardı. Meslektaşlarım adına utandım.
Belli bu toplantı da etkili olmuş..
Medyamızda müthiş bir Fener ve Aziz sansürü var..
90a’da Webo’nun Fener’e nasıl getirildiğini anlattı Kemal Belgin bir ay önce.. Emre pazarlığını anlattı. Beşiktaş’a "Bize lazım satmayız" diyen Büyük Şehir’in Webo’yu Fener’e niye, anında ve gık demeden verdiğini anlattı. Yeri yerinden oynatırdı söyledikleri..
Bizim gurubun, yani ahaber’in sahibi gurubun üç gazetesi var.. Onlarda bile yer almadı, Kemal’in anlattıkları..
Niye?.
Çünkü benim medyamın bir oto sansür düzeni var. Kendi kafasının içinde kuruyor ve sonra da alenen, resmen sansür uyguluyor..
Kimse iktidara laf etmesin..
Bu medyanın kendi iktidarı yok ki, sansüre kafa tutsun.. "Sen birinci güçsen, ben de dördüncü gücüm" desin..
"Ensesine vur, lokmasını al"a, kellemizi, uzatmaya hazırsak, eloğlu niye istemesin?.
Sansür bizim içimizde..
Hıncal Uluç’un yazısının tamamı için tıklayın
Efendim gazeteler baskı altında..
Kim yapıyor baskıyı?..
İktidar!..
Nasıl yapıyor?..
Elinde müthiş güçler var, onları kullanıyor..
Yıllardır bu bahaneyi dillerine sakız etmişlere soruyorum..
Peki Aziz Yıldırım’ın elinde hangi güç var da, hepiniz susta duruyorsunuz?.
Söyleyin bakalım, benim korkusuz (!) spor müdürlerim, yazarlarım, siz neden korkuyorsunuz?.
Eski Futbol Federasyonu Başkanı M. Ali Aydınlar, Beyaz TV’de bu ülkeyi sarsacak laflar etti..
"En büyük hatam Fenerbahçe’yi korumak oldu" dedi..
Bu haber değilse, ne haberdir, spor müdürleri söyler misiniz bana?.
Bu haber değilse, siz habercilik, gazetecilik deyince ne anlıyorsunuz..
Hemen bütün gazeteler haberi görmezden geldi. Bir yürekli (!) Hürriyet çıktı.. Tam sayfa yaptı.. Ama bu en can alıcı cümleyi ayıklayarak. Görmezden gelerek..
"Federasyon Başkanlığında en büyük hatam Fenerbahçe’yi korumak oldu" cümlesi, Hürriyet’in tam sayfa haberinde sansür edildi.
"Ne demek istiyorsun Aydınlar?.. Fenerbahçe’yi nasıl korudun" diye manşet üstü manşetle gök gürültüsü gibi olayın üzerine gideceğine, konuşmanın en çarpıcı, en korkunç ayni zamanda, lafını silmiş, sayfayı, palavra bölümlerle doldurmuş..
Niye?.
Salı günü, ahaber’deki 90’a çekimi reklam arasında Kemal Belgin, 1907 Cemiyetinde spor müdürleri ve Ali Koç arasında yapılan bir toplantıdan söz etti.
Tüylerim ürperdi dinlerken.. Aziz Yıldırım, ilk günlerinde böyle bir kapalı toplantı yapmıştı, müdürler ve önde gelen Fenerli yazarlarla.. Resmen talimat vermişti. Vaadlerle mi, aba altından sopa göstererek mi bilmem.. Ama o toplantının nasıl etkili olduğunu bilirim.. Kemal’i dinlerken gazeteci olarak yüzüm kızardı. Meslektaşlarım adına utandım.
Belli bu toplantı da etkili olmuş..
Medyamızda müthiş bir Fener ve Aziz sansürü var..
90a’da Webo’nun Fener’e nasıl getirildiğini anlattı Kemal Belgin bir ay önce.. Emre pazarlığını anlattı. Beşiktaş’a "Bize lazım satmayız" diyen Büyük Şehir’in Webo’yu Fener’e niye, anında ve gık demeden verdiğini anlattı. Yeri yerinden oynatırdı söyledikleri..
Bizim gurubun, yani ahaber’in sahibi gurubun üç gazetesi var.. Onlarda bile yer almadı, Kemal’in anlattıkları..
Niye?.
Çünkü benim medyamın bir oto sansür düzeni var. Kendi kafasının içinde kuruyor ve sonra da alenen, resmen sansür uyguluyor..
Kimse iktidara laf etmesin..
Bu medyanın kendi iktidarı yok ki, sansüre kafa tutsun.. "Sen birinci güçsen, ben de dördüncü gücüm" desin..
"Ensesine vur, lokmasını al"a, kellemizi, uzatmaya hazırsak, eloğlu niye istemesin?.
Sansür bizim içimizde..
Hıncal Uluç’un yazısının tamamı için tıklayın