Hıncal Uluç'tan medyaya Talat Bulut çıkışı! Utanıyorum, bu ne çirkin medyadır!
Sabah gazetesi yazarı Hıncal Uluç, ünlü oyuncu Talat Bulut'un adının karıştığı taciz olayına ilişkin medyaya çok sert eleştiride bulundu.
Talat Bulut hakkında verilen karar sonrası Yasak Elma dizisinin
reytinglerinin düşmesi, batması için algı haberleri yapıldığını ve
köşe yazıları yazılmaya başlandığını söyleyen Hıncal Uluç,
gazetelerin, tüm haber müdürlerinin tüm editörlerin, tüm köşe
yazarlarının elinde bulunan belgeli haberi kimsenin yapmadığını,
kimsenin köşesinde yazmadığını söyledi.
Uluç, Artvin Ağır Ceza Mahkemesi kararının fotokopisinin elinde
olduğunu ve bunun öz kızı tarafından dava edilen babanın beraat
kararı olduğunu belirtti.
""Talat Bulut beni öptü" diyen kız, iyi mi, dostlar!. Yani
kostümcü, menfaati uğruna babası hakkında bile "Yalan taciz"
iddiasında bulunmaktan sabıkalıymış meğer.." ifadelerini kullanan
Hıncal Uluç, medyaya saydırdı:
Şimdi bu haber değil midir, ey magazin editörleri.. Sizin aylardır
sürdürdüğünüz konuda "Bomba gibi" patlayacak haber değil
midir?.
Hem de belgeleri, kanıtlarıyla elinizde dururken..
Niye görmezden geldiniz?.
Çünkü işinize gelmedi..
İşine geleni yazmak, gelmeyeni hasır altı etmek, "Çirkin
Gazetecilik" değil de, nedir, peki?.
Hadi yüreğiniz varsa çıkın ortaya..
İki satır yazın.. "Hıncal yalan yazıyor.. Hıncal devletin resmi
evrakında sahtekârlık yapıyor" deyin. Beni de ihbar, beni de dava
edin de görelim kaç paralık gazetecisiniz?.
İşte Hıncal Uluç'un "Bu ne “Çirkin” Medyadır!."
başlıklı köşe yazısı:
Zaman zaman bu medyanın içinde olduğum için utanıyorum.
Bu ne Utanç medyasıdır!. Bu ne çirkin medyadır!.
Şu anda bu köşede okuyacaklarınız, hem de geçen çarşamba gününden
beri tüm gazetelerin, tüm haber müdürlerinin tüm editörlerin, tüm
köşe yazarlarının elinde.
Mahsus beklettim, bakayım kaçı haber yapacak, kaçı köşesinde
yazacak diye..
Nerdeyse hiç iyi mi?.
Oysa hiçbir şahidi, kanıtı olmayan bir iddiaya dayanarak, bu
ülkenin bugüne dek adı hiçbir olaya karışmamış, hatta en basit
çapkınlık haberlerine dahi konu olmamış bir "Saygın" sanatçısını
"Tacizci" ilan etmişler, hakkında bırakın yargı kararını, dava bile
açılmamışken, kellesini almışlardı.
Onun 17 yaşındaki kızının ne hallere düşeceğine hiç aldırış
etmeden, neler neler yazmışlardı.
Hele Hürriyet'in bayraktarı Cengiz Semercioğlu kardeşim, Tv'deki
ucuz dedikodu programına reyting sağlamak, yangına körükle giden
sosyal medya trollerine yaranmak için, insan haklarının en kutsalı
"Masumiyet Karinesi"ni hiçe sayarak, Talat'ın film ve dizi
işlerinden hemen kovulması için nasıl amansız bir baskı
operasyonuna başlamıştı, köşesinde ve ekranında..
Öyle azıtmıştı ki, "Kararı beklemem. Dava açılsın, hemen işine son
veririm" diyen dizi yapımcısına bile tahammül edememiş adeta "Kov..
Kov.. Kov.." kampanyası açmıştı.
Savcı, olay yerinde bulunan 12 kişinin ifadesini aldıktan sonra
"Takipsizlik" kararı verdi. Kostümcünün itirazı da reddedildi. Olay
hukuken kapandı.
Bu defa Talat'ın oynadığı dizi üzerinden konuyu sürdürdüler.
Dizinin reytinglerinin düşmesi, batması için algı haberleri ve köşe
yazıları yazmaya başladılar.
Ellerindeki haberleri hiç utanmadan, sıkılmadan saptırdılar.
..ve.. ve.. şu anda fotokopileri benim dosyamda bulunan belgeli
haber, geçen çarşamba günü ellerine geçti.. Ama onu
kullanmadılar.
Neydi kullanmadıkları haber..
"Talat beni öptü" diyen o kostümcünün anne ve babası bundan beş
sene evvel boşanmışlar.
Kostümcü, İstanbul'da yaşayan annesine değil, Artvin'deki babasının
yanına gönderilmiş. Orada Artvin Cumhuriyet Savcılığı'na baş
vurarak "Öz babam beni taciz etti" iddiasıyla şikâyetçi olmuş, iyi
mi?.
Medyaya (Bu arada bana) ulaşan belgeler devletin resmi evrakı..
Artvin Ağır Ceza Mahkemesi kararının fotokopisi bende..
Öz kızı tarafından dava edilen babanın "Beraat kararı" bu..
Kararda "Babam beni taciz etti" diye dava açan kızın, psikologlar
tarafından alınan ifadesi de var.
"Ben babamın yaşadığı Ardanuç'ta kalmak ve orda okula gitmek
istemiyordum. İstanbul'a annemin yanına dönebilmek için böyle bir
yalana baş vurdum" demiş, "Talat Bulut beni öptü" diyen kız, iyi
mi, dostlar!.
Yani kostümcü, menfaati uğruna babası hakkında bile "Yalan taciz"
iddiasında bulunmaktan sabıkalıymış meğer..
Şimdi bu haber değil midir, ey magazin editörleri.. Sizin aylardır
sürdürdüğünüz konuda "Bomba gibi" patlayacak haber değil
midir?.
Hem de belgeleri, kanıtlarıyla elinizde dururken..
Niye görmezden geldiniz?.
Çünkü işinize gelmedi..
İşine geleni yazmak, gelmeyeni hasır altı etmek, "Çirkin
Gazetecilik" değil de, nedir, peki?.
Hadi yüreğiniz varsa çıkın ortaya..
İki satır yazın.. "Hıncal yalan yazıyor.. Hıncal devletin resmi
evrakında sahtekârlık yapıyor" deyin. Beni de ihbar, beni de dava
edin de görelim kaç paralık gazetecisiniz?.