25 Eyl 2018 13:54
Son Güncelleme: 24 Kas 2018 02:52
Hıncal Uluç'tan medyaya Talat Bulut çıkışı! Utanıyorum, bu ne çirkin medyadır!
Sabah gazetesi yazarı Hıncal Uluç, ünlü oyuncu Talat Bulut'un adının karıştığı taciz olayına ilişkin medyaya çok sert eleştiride bulundu.
Talat Bulut hakkında verilen karar sonrası Yasak Elma dizisinin
reytinglerinin düşmesi, batması için algı haberleri yapıldığını ve
köşe yazıları yazılmaya başlandığını söyleyen Hıncal Uluç,
gazetelerin, tüm haber müdürlerinin tüm editörlerin, tüm köşe
yazarlarının elinde bulunan belgeli haberi kimsenin yapmadığını,
kimsenin köşesinde yazmadığını söyledi.
Uluç, Artvin Ağır Ceza Mahkemesi kararının fotokopisinin elinde olduğunu ve bunun öz kızı tarafından dava edilen babanın beraat kararı olduğunu belirtti.
""Talat Bulut beni öptü" diyen kız, iyi mi, dostlar!. Yani kostümcü, menfaati uğruna babası hakkında bile "Yalan taciz" iddiasında bulunmaktan sabıkalıymış meğer.." ifadelerini kullanan Hıncal Uluç, medyaya saydırdı:
Şimdi bu haber değil midir, ey magazin editörleri.. Sizin aylardır sürdürdüğünüz konuda "Bomba gibi" patlayacak haber değil midir?.
Hem de belgeleri, kanıtlarıyla elinizde dururken..
Niye görmezden geldiniz?.
Çünkü işinize gelmedi..
İşine geleni yazmak, gelmeyeni hasır altı etmek, "Çirkin Gazetecilik" değil de, nedir, peki?.
Hadi yüreğiniz varsa çıkın ortaya..
İki satır yazın.. "Hıncal yalan yazıyor.. Hıncal devletin resmi evrakında sahtekârlık yapıyor" deyin. Beni de ihbar, beni de dava edin de görelim kaç paralık gazetecisiniz?.
İşte Hıncal Uluç'un "Bu ne “Çirkin” Medyadır!." başlıklı köşe yazısı:
Zaman zaman bu medyanın içinde olduğum için utanıyorum.
Bu ne Utanç medyasıdır!. Bu ne çirkin medyadır!.
Şu anda bu köşede okuyacaklarınız, hem de geçen çarşamba gününden beri tüm gazetelerin, tüm haber müdürlerinin tüm editörlerin, tüm köşe yazarlarının elinde.
Mahsus beklettim, bakayım kaçı haber yapacak, kaçı köşesinde yazacak diye..
Nerdeyse hiç iyi mi?.
Oysa hiçbir şahidi, kanıtı olmayan bir iddiaya dayanarak, bu ülkenin bugüne dek adı hiçbir olaya karışmamış, hatta en basit çapkınlık haberlerine dahi konu olmamış bir "Saygın" sanatçısını "Tacizci" ilan etmişler, hakkında bırakın yargı kararını, dava bile açılmamışken, kellesini almışlardı.
Onun 17 yaşındaki kızının ne hallere düşeceğine hiç aldırış etmeden, neler neler yazmışlardı.
Hele Hürriyet'in bayraktarı Cengiz Semercioğlu kardeşim, Tv'deki ucuz dedikodu programına reyting sağlamak, yangına körükle giden sosyal medya trollerine yaranmak için, insan haklarının en kutsalı "Masumiyet Karinesi"ni hiçe sayarak, Talat'ın film ve dizi işlerinden hemen kovulması için nasıl amansız bir baskı operasyonuna başlamıştı, köşesinde ve ekranında..
Öyle azıtmıştı ki, "Kararı beklemem. Dava açılsın, hemen işine son veririm" diyen dizi yapımcısına bile tahammül edememiş adeta "Kov.. Kov.. Kov.." kampanyası açmıştı.
Savcı, olay yerinde bulunan 12 kişinin ifadesini aldıktan sonra "Takipsizlik" kararı verdi. Kostümcünün itirazı da reddedildi. Olay hukuken kapandı.
Bu defa Talat'ın oynadığı dizi üzerinden konuyu sürdürdüler.
Dizinin reytinglerinin düşmesi, batması için algı haberleri ve köşe yazıları yazmaya başladılar.
Ellerindeki haberleri hiç utanmadan, sıkılmadan saptırdılar.
..ve.. ve.. şu anda fotokopileri benim dosyamda bulunan belgeli haber, geçen çarşamba günü ellerine geçti.. Ama onu kullanmadılar.
Neydi kullanmadıkları haber..
"Talat beni öptü" diyen o kostümcünün anne ve babası bundan beş sene evvel boşanmışlar.
Kostümcü, İstanbul'da yaşayan annesine değil, Artvin'deki babasının yanına gönderilmiş. Orada Artvin Cumhuriyet Savcılığı'na baş vurarak "Öz babam beni taciz etti" iddiasıyla şikâyetçi olmuş, iyi mi?.
Medyaya (Bu arada bana) ulaşan belgeler devletin resmi evrakı.. Artvin Ağır Ceza Mahkemesi kararının fotokopisi bende..
Öz kızı tarafından dava edilen babanın "Beraat kararı" bu..
Kararda "Babam beni taciz etti" diye dava açan kızın, psikologlar tarafından alınan ifadesi de var.
"Ben babamın yaşadığı Ardanuç'ta kalmak ve orda okula gitmek istemiyordum. İstanbul'a annemin yanına dönebilmek için böyle bir yalana baş vurdum" demiş, "Talat Bulut beni öptü" diyen kız, iyi mi, dostlar!.
Yani kostümcü, menfaati uğruna babası hakkında bile "Yalan taciz" iddiasında bulunmaktan sabıkalıymış meğer..
Şimdi bu haber değil midir, ey magazin editörleri.. Sizin aylardır sürdürdüğünüz konuda "Bomba gibi" patlayacak haber değil midir?.
Hem de belgeleri, kanıtlarıyla elinizde dururken..
Niye görmezden geldiniz?.
Çünkü işinize gelmedi..
İşine geleni yazmak, gelmeyeni hasır altı etmek, "Çirkin Gazetecilik" değil de, nedir, peki?.
Hadi yüreğiniz varsa çıkın ortaya..
İki satır yazın.. "Hıncal yalan yazıyor.. Hıncal devletin resmi evrakında sahtekârlık yapıyor" deyin. Beni de ihbar, beni de dava edin de görelim kaç paralık gazetecisiniz?.
Uluç, Artvin Ağır Ceza Mahkemesi kararının fotokopisinin elinde olduğunu ve bunun öz kızı tarafından dava edilen babanın beraat kararı olduğunu belirtti.
""Talat Bulut beni öptü" diyen kız, iyi mi, dostlar!. Yani kostümcü, menfaati uğruna babası hakkında bile "Yalan taciz" iddiasında bulunmaktan sabıkalıymış meğer.." ifadelerini kullanan Hıncal Uluç, medyaya saydırdı:
Şimdi bu haber değil midir, ey magazin editörleri.. Sizin aylardır sürdürdüğünüz konuda "Bomba gibi" patlayacak haber değil midir?.
Hem de belgeleri, kanıtlarıyla elinizde dururken..
Niye görmezden geldiniz?.
Çünkü işinize gelmedi..
İşine geleni yazmak, gelmeyeni hasır altı etmek, "Çirkin Gazetecilik" değil de, nedir, peki?.
Hadi yüreğiniz varsa çıkın ortaya..
İki satır yazın.. "Hıncal yalan yazıyor.. Hıncal devletin resmi evrakında sahtekârlık yapıyor" deyin. Beni de ihbar, beni de dava edin de görelim kaç paralık gazetecisiniz?.
İşte Hıncal Uluç'un "Bu ne “Çirkin” Medyadır!." başlıklı köşe yazısı:
Zaman zaman bu medyanın içinde olduğum için utanıyorum.
Bu ne Utanç medyasıdır!. Bu ne çirkin medyadır!.
Şu anda bu köşede okuyacaklarınız, hem de geçen çarşamba gününden beri tüm gazetelerin, tüm haber müdürlerinin tüm editörlerin, tüm köşe yazarlarının elinde.
Mahsus beklettim, bakayım kaçı haber yapacak, kaçı köşesinde yazacak diye..
Nerdeyse hiç iyi mi?.
Oysa hiçbir şahidi, kanıtı olmayan bir iddiaya dayanarak, bu ülkenin bugüne dek adı hiçbir olaya karışmamış, hatta en basit çapkınlık haberlerine dahi konu olmamış bir "Saygın" sanatçısını "Tacizci" ilan etmişler, hakkında bırakın yargı kararını, dava bile açılmamışken, kellesini almışlardı.
Onun 17 yaşındaki kızının ne hallere düşeceğine hiç aldırış etmeden, neler neler yazmışlardı.
Hele Hürriyet'in bayraktarı Cengiz Semercioğlu kardeşim, Tv'deki ucuz dedikodu programına reyting sağlamak, yangına körükle giden sosyal medya trollerine yaranmak için, insan haklarının en kutsalı "Masumiyet Karinesi"ni hiçe sayarak, Talat'ın film ve dizi işlerinden hemen kovulması için nasıl amansız bir baskı operasyonuna başlamıştı, köşesinde ve ekranında..
Öyle azıtmıştı ki, "Kararı beklemem. Dava açılsın, hemen işine son veririm" diyen dizi yapımcısına bile tahammül edememiş adeta "Kov.. Kov.. Kov.." kampanyası açmıştı.
Savcı, olay yerinde bulunan 12 kişinin ifadesini aldıktan sonra "Takipsizlik" kararı verdi. Kostümcünün itirazı da reddedildi. Olay hukuken kapandı.
Bu defa Talat'ın oynadığı dizi üzerinden konuyu sürdürdüler.
Dizinin reytinglerinin düşmesi, batması için algı haberleri ve köşe yazıları yazmaya başladılar.
Ellerindeki haberleri hiç utanmadan, sıkılmadan saptırdılar.
..ve.. ve.. şu anda fotokopileri benim dosyamda bulunan belgeli haber, geçen çarşamba günü ellerine geçti.. Ama onu kullanmadılar.
Neydi kullanmadıkları haber..
"Talat beni öptü" diyen o kostümcünün anne ve babası bundan beş sene evvel boşanmışlar.
Kostümcü, İstanbul'da yaşayan annesine değil, Artvin'deki babasının yanına gönderilmiş. Orada Artvin Cumhuriyet Savcılığı'na baş vurarak "Öz babam beni taciz etti" iddiasıyla şikâyetçi olmuş, iyi mi?.
Medyaya (Bu arada bana) ulaşan belgeler devletin resmi evrakı.. Artvin Ağır Ceza Mahkemesi kararının fotokopisi bende..
Öz kızı tarafından dava edilen babanın "Beraat kararı" bu..
Kararda "Babam beni taciz etti" diye dava açan kızın, psikologlar tarafından alınan ifadesi de var.
"Ben babamın yaşadığı Ardanuç'ta kalmak ve orda okula gitmek istemiyordum. İstanbul'a annemin yanına dönebilmek için böyle bir yalana baş vurdum" demiş, "Talat Bulut beni öptü" diyen kız, iyi mi, dostlar!.
Yani kostümcü, menfaati uğruna babası hakkında bile "Yalan taciz" iddiasında bulunmaktan sabıkalıymış meğer..
Şimdi bu haber değil midir, ey magazin editörleri.. Sizin aylardır sürdürdüğünüz konuda "Bomba gibi" patlayacak haber değil midir?.
Hem de belgeleri, kanıtlarıyla elinizde dururken..
Niye görmezden geldiniz?.
Çünkü işinize gelmedi..
İşine geleni yazmak, gelmeyeni hasır altı etmek, "Çirkin Gazetecilik" değil de, nedir, peki?.
Hadi yüreğiniz varsa çıkın ortaya..
İki satır yazın.. "Hıncal yalan yazıyor.. Hıncal devletin resmi evrakında sahtekârlık yapıyor" deyin. Beni de ihbar, beni de dava edin de görelim kaç paralık gazetecisiniz?.