03 Eki 2013 16:27 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:41

HINCAL ULUÇ'TAN BAŞBAKAN'A HASAN CEMAL VE CAN DÜNDAR GÖNDERMESİ!

Hıncal Uluç, Başbakan Erdoğan'a Hasan Cemal ve Can Dündar'ı hatırlatarak demokrasi uyarısında bulundu

Benim hayalimdeki Demokrasi Paketi..

"Dolu tarafı görmeliyiz" diyor, Başbakan, Meclis'in açılış resepsiyonunda BDP Milletvekilleriyle konuşurken.. O BDP Milletvekilleri ki, açıklanan Demokratikleşme Paketi'ni çok eksik, hatta göstermelik bulduklarını açıklamışlar.. Onlarla tatlı tatlı sohbet ediyor, lider..

Sabah'ın 23'üncü sayfasında haberi okurken, keyifle uzanıyorum kahveme..
"Dolu tarafı da görmeliyiz" nasıl güzel, nasıl demokrat bir ifade.. İçinde neler var.. Bir defa eksik olduğunu kabul ediyor, bizzat.. "Bardağın yarısı boş henüz, tamam" diyor..

"Sizin eleştirilerinizde haklı yanlar var.. Ama biraz sabırlı olun, hepsine sıra gelecek" diyor..
Demokrasi işte bu.. Karşıt görüşler.. Sabır.. Tartışma.. Uzlaşma..

Çok ayrı görüşlerde bile olsan, barış içinde bir arada yaşamayı kabullenme, en başta.. Eleştirileri kabullenme.. Gülümseyerek, tartışma.. Ortak noktalarda buluşma arzusu, inancı..
Sayfayı çeviriyorum..
"Muhalefet kötümserlik hastalığına tutulmuş" diyor, bu defa ayni başbakan, gazetecilerle konuşurken.. Hemen ayni şeyleri söylüyor aslında, 23'üncü sayfadakilerle.. Ama bu defa üslup değişmiş..
Gülümseyen, el uzatan lider gitmiş. Öfkeli lider gelmiş..

Neden?.
Bu ülke demokratikleşecekse eğer, ki "Demokratikleşme Paketi" hazırladığımıza göre demokrat olmadığımızı kabul ediyoruz demektir, lider örnek olmalı değil mi, halkına..

"Sevgili arkadaşlar, eleştirilerinizin bir bölümünü kabul ediyor, gerisini anlamaya çalışıyorum.. Ülkenin bugün içinde bulunduğu koşullarda, tümünü bir defada doldurmaya kalkarsak, bardağı çatlatırız.. Hepsi dolacak, merak etmeyin.. Sabırla, sindire sindire" dese mesela, en yumuşak, en ikna edici sesi ve yüzüne çok yakışan, ama nedense ender görülen tebessümü ile..
İtmese.. "Öteki" yaratmadan herkesi ama herkesi kucaklamak için kollarını açsa, Balkon'daki gibi.. Bıraksa, onun bu üslubu karşısında muhalefet ne yapıyor, biz görsek, karar versek..
Başbakan, tavrı, mimikleri, eylem ve söylemleri ile her konuşmasında bir "Demokrasi" dersi verse mesela, pakete makete gerek bile kalmadan, daha hızlı demokratikleşmez miyiz?. Lider, geniş kitleler tarafından daha çok sevilir, daha çok izlenir olmaz mı?

Ben başbakanın danışmanı olsaydım mesela, konuşmasını şu sözlerle kapamasını tavsiye ederdim, Demokratikleşme Paketini açıklamaya giderken..

"Demokrasi'nin temeli ifade özgürlüğüne dayanır. Ben Hasan Cemal ve Can Dündar'ın Milliyet'teki köşelerine, TMSF tarafından darmadağın edilen Akşam'ın tüm kadrosunun yerlerine döndüğü bir Türkiye hayal ediyorum."

Düşünebiliyor musunuz, ülkeye nasıl bir demokrasi bombası düşer, Başbakanın itibarı bir anda kaç puan artar, anketler nasıl allak bullak olurdu?..
Demokratikleşme Paketi, bir anda nasıl somutlaşır, insanlar geleceğe nasıl umutla, coşkuyla bakmaya başlarlardı?.
Bardağın boş yanına bakmak ve "Boş"u konuşmak, işte tam da o zaman kimsenin aklına bile gelmezdi..
Öyle şaşırtırdı Başbakan ülkeyi ve dünyayı..

YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYIN