HINCAL ULUÇ'TAN BAŞBAKAN'A HASAN CEMAL VE CAN DÜNDAR GÖNDERMESİ!
Hıncal Uluç, Başbakan Erdoğan'a Hasan Cemal ve Can Dündar'ı hatırlatarak demokrasi uyarısında bulundu
Benim hayalimdeki Demokrasi Paketi..
"Dolu tarafı görmeliyiz" diyor, Başbakan, Meclis'in açılış
resepsiyonunda BDP Milletvekilleriyle konuşurken.. O BDP
Milletvekilleri ki, açıklanan Demokratikleşme Paketi'ni çok eksik,
hatta göstermelik bulduklarını açıklamışlar.. Onlarla tatlı tatlı
sohbet ediyor, lider..
Sabah'ın 23'üncü sayfasında haberi okurken, keyifle uzanıyorum
kahveme..
"Dolu tarafı da görmeliyiz" nasıl güzel, nasıl demokrat bir ifade..
İçinde neler var.. Bir defa eksik olduğunu kabul ediyor, bizzat..
"Bardağın yarısı boş henüz, tamam" diyor..
"Sizin eleştirilerinizde haklı yanlar var.. Ama biraz sabırlı olun,
hepsine sıra gelecek" diyor..
Demokrasi işte bu.. Karşıt görüşler.. Sabır.. Tartışma..
Uzlaşma..
Çok ayrı görüşlerde bile olsan, barış içinde bir arada yaşamayı
kabullenme, en başta.. Eleştirileri kabullenme.. Gülümseyerek,
tartışma.. Ortak noktalarda buluşma arzusu, inancı..
Sayfayı çeviriyorum..
"Muhalefet kötümserlik hastalığına tutulmuş" diyor, bu defa ayni
başbakan, gazetecilerle konuşurken.. Hemen ayni şeyleri söylüyor
aslında, 23'üncü sayfadakilerle.. Ama bu defa üslup değişmiş..
Gülümseyen, el uzatan lider gitmiş. Öfkeli lider gelmiş..
Neden?.
Bu ülke demokratikleşecekse eğer, ki "Demokratikleşme Paketi"
hazırladığımıza göre demokrat olmadığımızı kabul ediyoruz demektir,
lider örnek olmalı değil mi, halkına..
"Sevgili arkadaşlar, eleştirilerinizin bir bölümünü kabul ediyor,
gerisini anlamaya çalışıyorum.. Ülkenin bugün içinde bulunduğu
koşullarda, tümünü bir defada doldurmaya kalkarsak, bardağı
çatlatırız.. Hepsi dolacak, merak etmeyin.. Sabırla, sindire
sindire" dese mesela, en yumuşak, en ikna edici sesi ve yüzüne çok
yakışan, ama nedense ender görülen tebessümü ile..
İtmese.. "Öteki" yaratmadan herkesi ama herkesi kucaklamak için
kollarını açsa, Balkon'daki gibi.. Bıraksa, onun bu üslubu
karşısında muhalefet ne yapıyor, biz görsek, karar versek..
Başbakan, tavrı, mimikleri, eylem ve söylemleri ile her
konuşmasında bir "Demokrasi" dersi verse mesela, pakete makete
gerek bile kalmadan, daha hızlı demokratikleşmez miyiz?. Lider,
geniş kitleler tarafından daha çok sevilir, daha çok izlenir olmaz
mı?
Ben başbakanın danışmanı olsaydım mesela, konuşmasını şu sözlerle
kapamasını tavsiye ederdim, Demokratikleşme Paketini açıklamaya
giderken..
"Demokrasi'nin temeli ifade özgürlüğüne dayanır. Ben Hasan Cemal ve
Can Dündar'ın Milliyet'teki köşelerine, TMSF tarafından darmadağın
edilen Akşam'ın tüm kadrosunun yerlerine döndüğü bir Türkiye hayal
ediyorum."
Düşünebiliyor musunuz, ülkeye nasıl bir demokrasi bombası düşer,
Başbakanın itibarı bir anda kaç puan artar, anketler nasıl allak
bullak olurdu?..
Demokratikleşme Paketi, bir anda nasıl somutlaşır, insanlar
geleceğe nasıl umutla, coşkuyla bakmaya başlarlardı?.
Bardağın boş yanına bakmak ve "Boş"u konuşmak, işte tam da o zaman
kimsenin aklına bile gelmezdi..
Öyle şaşırtırdı Başbakan ülkeyi ve dünyayı..
YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYIN