15 Ağu 2012 10:21 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 14:01

HINCAL ULUÇ'TAN AZİZ YILDIRIM'A BÜYÜK ÖVGÜ!

Olimpiyat takımındaki başarılar için Fenerbahçe'ye teşekkür borcumuz var. Özelde de Aziz Yıldırım'a..

Teşekkürler Aziz Yıldırım!..

Bazı fanatikler, TRT ve Eurosport anlatıcılarının, sporcuların kulüplerini açıklamalarına, özellikle de "Fenerbahçe" demelerine fena halde kızmışlar.. 1500 metre yarışını anlatırken Caner, Gamze'nin Fener, Aslı'nın Üsküdar Belediyesporlu olduğunu söyleyince, yorumcu Ertan Hoca araya girdi.. "İkisi de Türkiye'nin atleti.."

Doğru.. Üzerinde milli forma olan herkes Türkiye'nindir.. Ama onları buraya getiren kulüpleri açıklamanın kime ne zararı var?.. Geçin, faydası var..
Olimpiyat takımındaki başarılar için Fenerbahçe'ye teşekkür borcumuz var. Özelde de Aziz Yıldırım'a..
Bu ülkede tüm paraların profesyonel futbola akıtılmağa başladığı günlerde, yılda ancak beş altı maç oynayabilecek futbolcuya verilen para ile yaşayabilecek amatör şubeler birer ikişer kapatılmaya başlanmıştı.

Özellikle Fener ve Galatasaray'ın kapatma kararları bu dallara büyük darbe olmuştu. Çünkü bu ülkede sporun en büyük teşvikçisi "Fener- Galatasaray rekabeti" idi. İşin içinde bu rekabet olunca medya olayı manşetlere taşıyor, haberler, röportajlar yapıyor. Millet ilgileniyor, sporcu maddi manevi teşvik görüyordu.

1950 ve 60'lı yıllarda örneğin atletizm, basketbol, voleybol, yüzme, sutopu, kürek, yelken sporları bu rekabet yüzünden manşetlere taşınıyordu.

Ekrem Koçak- Cahit Önel 1500 metre çekişmesini, Ayten Salih ve Güneş'in Fenerli kız voleybolcularıyla Alev Ercins'in Galatasaray'ının ölesiye savaşlarını unutmak mümkün mü?.
Sonra ikisi de piyasadan çekildiler. Onlarla birlikte medya da çekildi ve basketbol da dahil amatör sporlar öldüler.. Sonra, ülkeye en başta basket, hemen tüm spor dallarını getiren Galatasaray, "Yenilmez Armada"nın hatrı ve Yalçın Granit'in gayretleriyle potalara dönüş yaptı da, bu sporda seyircisiz müessese kulüplerinin sessizliği bozuldu. Ezeli rekabet bir daha körüklenince, 12 dev adam doğdu. Ama öteki sporlarda kıpırdanma hâlâ yoktu. Ta ki, Aziz Yıldırım Fener Başkanı olana dek. Yıldırım, Fenerbahçe'nin "Futbol değil, spor kulübü olduğunu" hatırlayan başkan oldu. Öteki şubelere yüklendi. Fener hızla gelişmeye başlayınca, Galatasaray da bir iki branşta kıpırdanmak zorunda kaldı. Ama o kadarla kaldı. Fenerbahçe'nin geniş yayılımına ayak uyduramadı. Galatasaray'da atlet kalmazken, Fenerbahçe Olimpiyatlarda harikalar yaratan kızlara sahiplenmeyi başardı..

Televizyon anlatıcılarının "Fenerbahçe" adını telaffuz etmeleri, taraftarlık değil, hak edilmiş bir teşekkürü yerine getirmektir, bir.. Öbür kulüplere, en başta Galatasaray'a "Ağlamayın.. Rio Oyunları'nda da bayraklardan bazılarını siz çektirin, sizi de söyleyelim" demektir, iki..
Ben olsam, sadece kulüpleri değil, sponsorları da söylerdim.. Nevin Yanıt söylemek istedi hatta, TRT spikeri engel oldu.. Yanlış korku.. Merak etmeyin RTÜK bir şey yapmaz. Yapmıyor. Ben her Yaşamdan Dakikalar'da güzel bir şeyler yapan kurumların adını açıklıyor ve altını çiziyorum. "Başkaları da yapsın, onları da söyleyeyim.."

Uyarı bile almadık bugüne dek..
Olimpik sporculara sahiplenen kurumları her naklen yayında, her bayrak töreninde açıklasaydık, Rio için sporcularımıza destek olacak kurum sayısı hızla artardı..
Aleve aydınlığı için teşekkür edelim. Ediyoruz zaten.. Ama lambayı tutanlar gölgede kalmasın!.
İlerlemek için o lambalara şiddetle ihtiyacımız var!..

Hıncal ULUÇ / SABAH