13 Şub 2008 07:35 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 12:57

HINCAL ULUÇ'A İSTANBUL VALİLİĞİ'NDEN ZEHİR ZEMBEREK AÇIKLAMA!.."YAYINLAYIN DA OKUYUCU NEYİN ZIRVA NEYİN SAÇMA OLDUĞUNA KARAR VERSİN"!..

İstanbul Valiliği, Hıncal Uluç'un 3 ayrı tarihli yazmış olduğu yazılar için sert cevap verdi: Yayınlayın da okuyucularınız neyin zırva neyin saçma olup olmadığına karar versin. Neden korkuyorsunuz?

İstanbul Valiliği'nden yapılan yazılı açıklamada, köşe yazarı Hıncal Uluç'un 23 Ocak, 29 Ocak ve 5 Şubat 2008 tarihlerinde yazmış olduğu yazılara valilik tarafından gönderilen açıklamalara köşesinde yer vermediği ve yorumlarıyla kamuoyunu yanlış yönlendirdiği ifade edildi. Açıklamada ayrıca, valilik tarafından söz konusu tarihlerde gönderilen ancak yayınlanmayan açıklamalara yer verildi.

Hıncal Uluç tarafından 23 Ocak 2008 tarihli "Devlet Olsaydı Koryürek Hayatta Olurdu" başlıklı yazının ardından İstanbul Valiliği tarafından yapılan açıklamada, gazeteci Cüneyt Koryürek'in yaya geçidi olmayan yerden yolun karşısına geçmek isterken hayatını kaybettiği anlatılırken, "Toplumun bilinçlendirilmesi görevi devletin olduğu kadar, basının da görevi ve sorumlulukları arasında yer almaktadır. Trafikte yayaların ve sürücülerin hatalı davranışlarını ve kural ihlallerini meşru ve mazur göstermeye yönelik değerlendirmelerinizin, bu sorumluluk anlayışıyla bağdaşmadığını özellikle belirtmek isteriz" denildi.


Açıklamada ayrıca, Koryürek'in hayatını kaybetmesine yol açan trafik kazası ile ilgili tespit tutanağının bilirkişilerce hazırlanarak mahkemeye sevk edildiği, araç sürücüsünün tutuklandığı ve kazadaki kusur dağılımının mahkeme kararıyla belirlenebileceğine dikkat çekildi.


29 Ocak 2008 tarihli "İstanbul Valisi'nin Garip Danışmanları" başlıklı yazıyla ilgili valilikten yapılan açıklamada,


"'Devlet Olsaydı Koryürek Hayatta olurdu' başlıklı yazınız da ileri sürdüğünüz iddialarla ilgili olarak, 25 Ocak 2008 tarihinde gönderdiğimiz açıklamaya köşenizde yer vermediğiniz, ancak 29 Ocak 2008 tarihli köşe yazınızda ise yarım sayfa, kendinize özgü haksız yorumlarla okurlarınızı yanılttığınız görülmüştür. Asıl 'ayıp', bu açıklamayı yayınlamamak ve okuyucuların bilgisinden kaçırmak suretiyle yorumda bulunmaktır. Bırakın, bu yorumu ve değerlendirmeyi okuyucular yapsın. Sizin yazılarınıza açıklama gönderilmesini ve öteden beri yaptığınız gibi yayınlamamanız halinde hukuki yollara başvurulacağının hatırlatılmasını tehdit olarak algılamanız da ilginçtir" ifadelerine yer verildi.


5 Şubat 2008 tarihli nüshada yayınlanan köşe yazısıyla ilgili açıklamada ise şu ifadeler yer aldı:


"Şahsınıza gönderilen 25 Ocak tarihli açıklama bütün içeriği ile gazetenizde ve köşenizde yayınlanmamıştır. Yayınlamadığınız açıklamayı 'zırva ve saçmalık' şeklinde değerlendirmek 'şark kurnazlığıdır'. Yayınlayın da okuyucularınız neyin zırva neyin saçma olup olmadığına karar versin. Neden korkuyorsunuz? Ayrıca 30 Ocak 2008 tarihli yazınızda, bu açıklamayı okuduğunuzu ve 'Pazartesi açıklamayı köşenize koymayı kararlaştırdığınızı', ancak açıklamanın haberiniz olmadan gazetenizde yer aldığını belirtmektesiniz. Sayın Uluç, siz ne zamandan beri pazartesi günleri yazı yazmaktasınız? Pazartesi günü açıklamayı yayınlamayı kararlaştırdığınızı ifade ederek okuyucularınızı nasıl kandırabiliyorsunuz?


Alışkanlığınız gereği, işinize geldiği gibi açıklamaları yayınlama veya hiç yayınlamama yoluna giderek samimiyetsizliğinizi ısrarla sürdürüyorsunuz. Dünyanın başka uygar kentlerindeki yöneticilerin sorumluluklarından söz ederken, 'açıklama ve cevap haklarına saygı göstermeyen yazarların' o ülkelerde yazarlık ve gazetecilik yapamayacaklarına neden değinemiyorsunuz? Siz, köşenizde sayfalarca yorum ve değerlendirmede bulunacaksınız, karşı görüşleri 'saçmalık' diye değerlendireceksin