03 Nis 2011 10:21
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:12
HINCAL ULUÇ TWİTTER GAZETECİLİĞİNE SAVAŞ AÇTI! EN ÇOK NAZLI ILICAK'I KIZDIRACAK!
Twitterle canlı yayını ve sanal dostlarını tercih edenler, benim yanımda dolaşmasınlar..
Cep telefonu ile eğlenmek..
İki dostumu anlatmıştım size, isim vermeden.. Çok ama çok güzel bir restorana davet ettiğim gurubun içindeydiler.. Harika da bir canlı müzik vardı.. Bu iki dostum gece boyu cep telefonlarını ellerinden düşürmemişlerdi..
Kimden söz ettiğimi anladılar tabii.. Bir mail aldım, yazının ardından..
"Bize bir güzel saydırmışsınız" diye..
Mesele saydırmak değil.. Mesele özellikle hayatı cep telefonu sanmaya başlayan gençlerle, yaşanmış bir örnek üzerinden dertleşmek..
"Birincisi; o gece sadece 2 twit attım, bütün gece telefonlarımızın elimizden düşmediği gibi bir yazı abartı olmuş" diyor. Birimiz abartıyoruz doğru. Ben ne zaman sağıma soluma baksam bir telefon ve ona eğilmiş ve etraftan kopmuş bir baş gördüm.
"İkincisi; herkesin eğlence anlayışı farklıdır. Ben hem ortamdan keyif alıp, hem twittirerek oldukça memnun ve mutluydum. Eğlendim de, zevk de aldım" diyor.
Yani arkadaşlarınla ender bir gece geçirmek için toplanacaksın, ama onlarla sohbet ederek, onlara katılarak değil, twitter arkadaşlarına ne yaptığını yazarak eğleneceksin öyle mi?.
O zaman, o gece birlikte olduğun gurubu, twitçilerine konu yaratmak için kullanmış olmaz mısın?. Bu yakışık alır mı?.
"Üçüncüsü birçok sevdiğim gazeteci twitterdan bizleri her konuda ve her yerden haberdar ediyor ve bu yeni bir gazetecilik anlayışını da başlatıyor bir anlamda.. Eeee devir değişti. Düzene ayak uydurmayanlar ve geride kalanlar elenir gider."
Yani, bu twitçilik bir yeni gazetecilik.. Anında gazetecilik..
Peki o zaman, özel yaşam ne?. Bir yandan gazeteleri, "İnsanın özeline bu kadar girilir mi" diye yerden yere vuracaksın, öte yandan elinde cep telefonu, resimler çekerek, bunların altına notlar yazarak, canlı yayın yapacaksın, hem de en özelinden..
Sonu nereye varacak?..
Hiç merak etmeyin..
Yataktasınız.. Sevgilinizin üzerine uzanmış. O da kollarını sırtınıza sımsıkı dolamış.. Sanıyorsunuz ki, size sarılıyor..
Hayır.. Elinde telefon var, Twit yazıyor.. "Şimdi ünlü falanca ile beraberiz. Az sonra resmi de gelecek.." Yoo..
İletişim, insanı insan yapan özellerin yok olması değildir.. İletişim, insanı en sevdiği kalabalıklardan ayırıp, onların içinde yalnızlaşma pahasına sanal bir aleme ulaşmak da değildir..
Canlı dostlarla birliktelikten vaz geçip, sanallarla eğlenmek bir nevi mastürbasyon değil mi?. Bir çeşit kendi kendini tatmin.. Aslı varken, sanalı niye?..
Şunun için olabilir.. Hava atmaksa, amacın..
"Bakın ben, kimlerle nerelerde geziyorum.. Bakın ben twitte neler yazıyorum.. Bakın beni kaç kişi izliyor, canlı yayınlarım yüzünden.."
Ben yanımdakiler tarafından bir telefona tercih edilmekten, varlığımın hiçe sayılmasından hoşlanmam. Dostluklarımın hava atmak için kullanılmasından da..
Ben dostlarımın özellerini hep kendime sakladım. Kendi özelimde ne kadar cimriysem, onlar için daha da beter oldum.
Özel yaşam, özel olursa güzeldir ve o güzelliğin her anını özel yaşamak gerekir..
Twitterle canlı yayını ve sanal dostlarını tercih edenler, benim yanımda dolaşmasınlar..
Şimdi, Sevgili dostum, "Gene saydırmışsın" diyecek. Hayır.. Mesele bunları ona söylemek olsa, aramızda konuşurduk.
Ben tüm gençlerle söyleşmek istiyorum..
Cep telefonunun esiri olmayın. Onun sizi gerçek yaşamdan alıp, sanal yaşama, mastürbasyona mahkum etmesine izin vermeyin..
Telefon sizin köleniz olsun.. Bileğinize kilitlenmiş bir mahkumiyet zinciri değil..
"Ben telefonun efendisiyim" diyor ve dostlarınız, sevdiklerinizle beraberken, o vahşi uygarlığın sesini kısabiliyorsanız, ne demek istediğimi anlarsınız.!..
Hıncal ULUÇ / SABAH
İki dostumu anlatmıştım size, isim vermeden.. Çok ama çok güzel bir restorana davet ettiğim gurubun içindeydiler.. Harika da bir canlı müzik vardı.. Bu iki dostum gece boyu cep telefonlarını ellerinden düşürmemişlerdi..
Kimden söz ettiğimi anladılar tabii.. Bir mail aldım, yazının ardından..
"Bize bir güzel saydırmışsınız" diye..
Mesele saydırmak değil.. Mesele özellikle hayatı cep telefonu sanmaya başlayan gençlerle, yaşanmış bir örnek üzerinden dertleşmek..
"Birincisi; o gece sadece 2 twit attım, bütün gece telefonlarımızın elimizden düşmediği gibi bir yazı abartı olmuş" diyor. Birimiz abartıyoruz doğru. Ben ne zaman sağıma soluma baksam bir telefon ve ona eğilmiş ve etraftan kopmuş bir baş gördüm.
"İkincisi; herkesin eğlence anlayışı farklıdır. Ben hem ortamdan keyif alıp, hem twittirerek oldukça memnun ve mutluydum. Eğlendim de, zevk de aldım" diyor.
Yani arkadaşlarınla ender bir gece geçirmek için toplanacaksın, ama onlarla sohbet ederek, onlara katılarak değil, twitter arkadaşlarına ne yaptığını yazarak eğleneceksin öyle mi?.
O zaman, o gece birlikte olduğun gurubu, twitçilerine konu yaratmak için kullanmış olmaz mısın?. Bu yakışık alır mı?.
"Üçüncüsü birçok sevdiğim gazeteci twitterdan bizleri her konuda ve her yerden haberdar ediyor ve bu yeni bir gazetecilik anlayışını da başlatıyor bir anlamda.. Eeee devir değişti. Düzene ayak uydurmayanlar ve geride kalanlar elenir gider."
Yani, bu twitçilik bir yeni gazetecilik.. Anında gazetecilik..
Peki o zaman, özel yaşam ne?. Bir yandan gazeteleri, "İnsanın özeline bu kadar girilir mi" diye yerden yere vuracaksın, öte yandan elinde cep telefonu, resimler çekerek, bunların altına notlar yazarak, canlı yayın yapacaksın, hem de en özelinden..
Sonu nereye varacak?..
Hiç merak etmeyin..
Yataktasınız.. Sevgilinizin üzerine uzanmış. O da kollarını sırtınıza sımsıkı dolamış.. Sanıyorsunuz ki, size sarılıyor..
Hayır.. Elinde telefon var, Twit yazıyor.. "Şimdi ünlü falanca ile beraberiz. Az sonra resmi de gelecek.." Yoo..
İletişim, insanı insan yapan özellerin yok olması değildir.. İletişim, insanı en sevdiği kalabalıklardan ayırıp, onların içinde yalnızlaşma pahasına sanal bir aleme ulaşmak da değildir..
Canlı dostlarla birliktelikten vaz geçip, sanallarla eğlenmek bir nevi mastürbasyon değil mi?. Bir çeşit kendi kendini tatmin.. Aslı varken, sanalı niye?..
Şunun için olabilir.. Hava atmaksa, amacın..
"Bakın ben, kimlerle nerelerde geziyorum.. Bakın ben twitte neler yazıyorum.. Bakın beni kaç kişi izliyor, canlı yayınlarım yüzünden.."
Ben yanımdakiler tarafından bir telefona tercih edilmekten, varlığımın hiçe sayılmasından hoşlanmam. Dostluklarımın hava atmak için kullanılmasından da..
Ben dostlarımın özellerini hep kendime sakladım. Kendi özelimde ne kadar cimriysem, onlar için daha da beter oldum.
Özel yaşam, özel olursa güzeldir ve o güzelliğin her anını özel yaşamak gerekir..
Twitterle canlı yayını ve sanal dostlarını tercih edenler, benim yanımda dolaşmasınlar..
Şimdi, Sevgili dostum, "Gene saydırmışsın" diyecek. Hayır.. Mesele bunları ona söylemek olsa, aramızda konuşurduk.
Ben tüm gençlerle söyleşmek istiyorum..
Cep telefonunun esiri olmayın. Onun sizi gerçek yaşamdan alıp, sanal yaşama, mastürbasyona mahkum etmesine izin vermeyin..
Telefon sizin köleniz olsun.. Bileğinize kilitlenmiş bir mahkumiyet zinciri değil..
"Ben telefonun efendisiyim" diyor ve dostlarınız, sevdiklerinizle beraberken, o vahşi uygarlığın sesini kısabiliyorsanız, ne demek istediğimi anlarsınız.!..
Hıncal ULUÇ / SABAH