20 Şub 2018 08:37
Son Güncelleme: 24 Kas 2018 02:01
Hıncal Uluç Sabah'a ve Habertürk'e fena yüklendi: Her gazete böyle, en rezili de...
Sabah yazarı Hıncal Uluç, önce kendi gazetesine ardından da Habertürk'e çok sert eleştirilerde bulundu.
Sabah yazarı Hıncal Uluç, Sabah ve Habertürk gazetelerini yerden
yere vurdu.
Hıncal Uluç önce kendi gazetesinin yayın yönetmeni Erdal Şafak'a yazı karakterleri için sitem etti, ardından sözü Habertürk'e getirdi. Diğer gazeteleri de eleştiren Hıncal Uluç "Gazeteler okumak için mi bakılmak için mi yapılıyor?" sorusunu yöneltti.
İşte Hıncal Uluç'un bugünkü yazısından bir bölüm:
Gazete denen nesne?
Bu soruyu Genel Yayın Müdürüm Erdal Şafak'a sormak istiyorum artık..
"Bu gazeteyi okunmak mı, bakılmak için mi yapıyoruz!."
Sakın "Tabii okunmak" deme müdürüm.. Öyle diyorsan, dünkü Sabah'ın Günaydın ekini al. Arka kapaktaki Ayşe Özyılmazel'in "Bu kez çemberin dışına çıkalım" başlıklı yazısını okumaya çalış bakalım.. Senin eline en son baskı geliyorsa bilmem. Ama benim Etiler'de eve gelen gazetemde, "Dişi" yazılmış o yazıyı okumak imkansızdı. Çünkü renkler ayarsızdı ve kaymıştı.
Yahu bu ne ayıptır?. Sayfaları gazeteciler değil, ressamlar çizmeye başlayalı böyle oldu..
"Şuraya bir leke lazım.."
Fotoğraf koyamıyorsan, bas dişi yazıyı.. "Sayfa tablo olsun, ama kimse okumasın ne gam.. Zaten okunacak yazı mı var" demek değil de nedir bu, Erdal Müdürüm..
Sadece bizim değil.. Her gazete böyle. En rezili de HaberTurk.. Başta Fatih Altaylı pek çok yazarın, pek çok yazısını bu "Dişi" merakı yüzünden okuyamıyorum.. Yahu köşe yazısı.. Yahu fikir yazısı.. O yazı, süse kurban edilir mi?.
Marifet, süs koymadan güzel yapmak, yapabilmek sayfayı..
Ne der, Şövalye Cyrano de Bergerac?.
"Elbisem gösterişsiz olunca
Süsüm tamam olur!."
Hıncal Uluç önce kendi gazetesinin yayın yönetmeni Erdal Şafak'a yazı karakterleri için sitem etti, ardından sözü Habertürk'e getirdi. Diğer gazeteleri de eleştiren Hıncal Uluç "Gazeteler okumak için mi bakılmak için mi yapılıyor?" sorusunu yöneltti.
İşte Hıncal Uluç'un bugünkü yazısından bir bölüm:
Gazete denen nesne?
Bu soruyu Genel Yayın Müdürüm Erdal Şafak'a sormak istiyorum artık..
"Bu gazeteyi okunmak mı, bakılmak için mi yapıyoruz!."
Sakın "Tabii okunmak" deme müdürüm.. Öyle diyorsan, dünkü Sabah'ın Günaydın ekini al. Arka kapaktaki Ayşe Özyılmazel'in "Bu kez çemberin dışına çıkalım" başlıklı yazısını okumaya çalış bakalım.. Senin eline en son baskı geliyorsa bilmem. Ama benim Etiler'de eve gelen gazetemde, "Dişi" yazılmış o yazıyı okumak imkansızdı. Çünkü renkler ayarsızdı ve kaymıştı.
Yahu bu ne ayıptır?. Sayfaları gazeteciler değil, ressamlar çizmeye başlayalı böyle oldu..
"Şuraya bir leke lazım.."
Fotoğraf koyamıyorsan, bas dişi yazıyı.. "Sayfa tablo olsun, ama kimse okumasın ne gam.. Zaten okunacak yazı mı var" demek değil de nedir bu, Erdal Müdürüm..
Sadece bizim değil.. Her gazete böyle. En rezili de HaberTurk.. Başta Fatih Altaylı pek çok yazarın, pek çok yazısını bu "Dişi" merakı yüzünden okuyamıyorum.. Yahu köşe yazısı.. Yahu fikir yazısı.. O yazı, süse kurban edilir mi?.
Marifet, süs koymadan güzel yapmak, yapabilmek sayfayı..
Ne der, Şövalye Cyrano de Bergerac?.
"Elbisem gösterişsiz olunca
Süsüm tamam olur!."