Hıncal Uluç isyan etti: Devlete, "Gölge etme, başka ihsan istemem" deme durumundayız!
"'Bu tarihi köşkü korudun, ülke kültürüne armağan ettin; al sana destek' demiyorlar"
Sabah yazarı Hıncal Uluç, Sunay Akın'ın "Oyuncak Müzesi"ni
geliştirmek ve korumak için "eşekler gibi" çalıştığını savunarak
"Müstahak Sunay'a. Sana ne be Kültür, sana ne be Müze. Sana mı
kaldı, İstanbul'un tarih mirası köşkü korumak. Ver Yap/Satçı'ya,
malı götür, keyfine bak. Sadece o olsa neyse? Müzeyi gezmeye
gelenler, çok ufak paralara bilet alıyorlar.. Minnacık bir katkı.
Temizlik parasına yetmez. Ama benim devletim o biletten de vergi
alıyor. Eğlence vergisi" dedi. Uluç, Kültür ve Turizm Bakanı Nabi
Avcı'ya yönelik olarak da "Biz devletten kültür sanat adına bir şey
isteme değil, 'Gölge etme başka ihsan istemem' deme durumundayız,
nerdeyse, Nabi Hocam" ifadesini kullandı.
Hıncal Uluç'un "Kültür ve sanatın sorunu, vergiler!.."
başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:
Sunay bu müzeyi geliştirmek ve korumak, kapısını açık tutmak için,
darılmasın ama "Eşekler gibi" çalışıyor
biz devletten kültür sanat adına bir şey isteme değil, "Gölge etme
başka ihsan istemem" deme durumundayız, nerdeyse, Nabi Hocam!.
İstanbul'da kaç tane Mc Donald's vardır sizce?. Ya da
Starbucks?.
"Hoo, hooo!." dediğinizi duyar gibiyim..
Şimdi bir de Amerika'da toplam kaç McDonald's ve Starbucks vardır
düşünün?.
Düşündünüz mü?. O zaman Amerika'nın tüm Starbucks ve
McDonald's'larını toplayın, hayalinizden..
"Amerika'daki müze sayısı, ülkedeki tüm McDonald's ve
Starbucks'ların toplamından fazladır" dersem, "Adam 80'e dayandı.
Bunadı, sallıyor" derseniz size kızmam.. Ben de bir Amerikan
dergisinde okuyunca öyle demiştim çünkü..
İşte rakamlar..
Amerika'da yuvarlak hesap 11.000 Starbucks ve 14.000 McDonald's
var.. Toplamları 25bin!. Müze sayısı ise 35.000!.. Bunların hemen
hepsi de özel..
Peki benim ülkemde kaç özel müze var?.
100'ü bulur mu, Oyuncak Müzesi kuran ve yaşatabilmek için hamal
gibi çalışan Sunay Kardeşim?. (Akın..)
Göztepe'de babasından kalan köşkü müteahhitlere verse, karşılığında
en az 10 daire alır, beyler gibi yaşardı, Bağdat Caddesi'ndeki
Starbucks'larda keyif çatarak.
Ama adam idealist.. O köşkü aynen koruyup, müze yaptı.. Ülkenin
ilk, dünyanın sayılı oyuncak müzelerinden biri yaptı hem de.. Bugün
gidin, "Dünyada tek" eski oyuncaklar göreceksiniz. Sunay onlara bir
minik servet ödedi, bilirim..
İnanın sergiledikleri o tarihi köşkü on defa satın alır, o kadar
değerli..
Sunay bu müzeyi geliştirmek ve korumak, kapısını açık tutmak için,
darılmasın ama "Eşekler gibi" çalışıyor.. Pazartesi gecesi
Amsterdam'da.. Salı sabahı uçuyor, Antalya'da.. Çarşamba New York'a
gidiyor. Cuma Erzurum'da.. Cumartesi Frankfurt. Pazar
İstanbul..
Evi de, oteli de uçaklar.. O emsalsiz kitaplarını da uçaklarda
yazıyor zaten. Başka vakit yok ki!.
Kazanmak zorundaki o değerli ve benzersiz, bazen "Tek" oyuncakları
alabilsin ve müzesine koysun. Kazanmak zorundaki ki, müzesinde
çalışan, ordan ekmek yiyen yığınla insana maaş verebilsin..
Kazanmak zorunda ki, İstanbul'un en değerli arazisinde olduğu için,
o tarihi köşkün emlak vergisini ödesin..
"Bu tarihi köşkü korudun, üstelik ülke kültürüne armağan ettin.. Al
sana destek" demiyor devletim.. Bir de vergi alıyor, "Korunan"
binadan.. "Ahmaklık cezası" der gibi..
Müstahak Sunay'a.. Sana ne be Kültür.. Sana ne be Müze.. Sana mı
kaldı, İstanbul'un tarih mirası köşkü korumak.. Ver Yap/Satçı'ya,
malı götür, keyfine bak..
Sadece o olsa neyse?.
Müzeyi gezmeye gelenler, çok ufak paralara bilet alıyorlar..
Minnacık bir katkı.. Temizlik parasına yetmez.. Ama benim devletim
o biletten de vergi alıyor..
Eğlence vergisi..
Oyuncak müzesini gezen çocuklar eğleniyorlar ya!.
***
Sevgili Kültür Bakanımız (Bu sözcüğü yürekten kullanıyorum,
nezaketten değil), Nabi Hocam, 28 yıldır unutulan Kültür Şûrası'nı
yeniden topladı geçen hafta.. Sağ olsun.. Beni bizzat kendisi,
kendi telefonundan aradı ve davet etti.. "İster oturum yönet, ister
konuş, ister dinle" diye.. O sırada hem dişlerim çekiliyor, hem de
gözlerim ameliyat oluyordu.
"Mümkün değil, Hocam" dedim..
"O zaman ben sana sonuçları bir dosya ile gönderirim,
değerlendirirsin" dedi.
O dosya bana henüz gelmedi. Ama katılan, izleyen sanat ve kültür
adamı dostlarla konuştum.. Hepsi "Fevkalade olumlu, ümitvar bir
şûra oldu. Şimdi alınan tavsiye kararları bakalım nasıl
uygulanacak" dediler..
***
Gazete haberlerinde iki nokta dikkatimi çekti..
Katılanlar, konuşanların hepsi "Kültür ve Sanat'ın vergiden muaf
olması"nı istemiş, "Devletin kültür ve sanata en büyük katkısı bu
olur" demişler.
Altına imza atarım.
Bakan Nabi Hocam başta İstanbul, şehirlerin Kültür Varlıklarının
korunması, yeni yapıların estetik görünümü ve mimarisi üzerinde
durmuş.. Beni de en çok üzen konudur. Paris'e gidiyorum mesela..
Eski nasıl korunmuş görüyorum. Yeni binalar, yeni semtlerde, eski
Paris'le zıt, modern mimariyle nasıl çağ ötesi bir Paris yaratmış
orda, onu da görüyorum..
Hani "Korunmuş" İstanbul?. Hani İstanbul'da "Çağdaş Cumhuriyet
Mimarisi?."
Girişteki Oyuncak Müzesi, Sunay Akın örneğini bunun için
seçtim..
Yani biz devletten kültür sanat adına bir şey isteme değil, "Gölge
etme başka ihsan istemem" deme durumundayız, nerdeyse, Nabi
Hocam!.