HINCAL ULUÇ; "BENİM YATAĞIMA ÜÇ KADIN GİRDİ"
Sabah Gazetesi Hafta Sonu eklerinden Ayşe Ferhangil, Hıncal Uluç'un kıyafet dolabına girdi..
Sabah Gazetesi Hafta Sonu eklerinden Ayşe Ferhangil, Hıncal Uluç'un kıyafet dolabına girdi; giyim zevmini konuşurken, kadınlarla ilişkilerini de masaya yatırdı. İşte o röportajdan çarpıcı satırbaşları.
* Sizce benim hayatımda kaç kadın oldu şimdiye kadar? Düşünün,
1957'de flört etmeye başladım. Yani 55 yıldır flört ediyorum. Ama
100, 300 gibi rakamlar yanılgı...
* 'Benim yatağıma üç tane kadın girdi' demek istiyorum. Ben hayatta
sevmediğim insanla yatağa girmedim. Önüme geleni de sevmedim. İlk
ilişkim 10, sonraki beş, en sonuncu da altı yıl sürdü. Arkadaşlık,
dostluk etmek çok güzel. Yani bir kadına 'Ben seninle akşam yemeğe
gitmek istiyorum' diyorsam, hakikaten onunla akşam yemeği yemek
istiyorumdur. Benim öyle 'Yemeğe götüreyim de şarap içireyim de eve
atayım' gibi planlarım hiç olmadı. Öyle olduğu zaman o yemeğin
tadını alamazsın.
Çok âşık oldum, ama bana cevap veren üç kişiydi. Birini çekici
bulmam önemli değil, onun da beni çekici bulması lazım. Biri beni
iki saat vakit geçirmek için çekici bulabilir. O zaman aklımızda
başka bir şey olmadan o vakti geçiririz.
HINCAL BEY EFEMİNE MİSİNİZ?
* Birkaç kadın bana 'Hıncal Bey siz efemine misiniz?' diye sordu. 'Nereden çıkarıyorsunuz?' dediğimde 'Beni dördüncü gece yemeğe çıkarıyorsunuz, daha bir kere evinize çağırmadınız' cevabını aldım.
BANA HEP KADINLAR TEKLİFLE GELDİ
* Bana hep kadınlar teklifle geldi. Mesela bir kere bana 'Haydi
evlenelim' dendi, onda da evlendim.
* Sevilmeyi kim istemez? Ama ben hayatımdan memnunum 'Beni böyle
kabul eden varsa, buyursun gelsin' dedim hep.
NURİ ALÇO YÜZENDEN FULAR TAKAMAZ OLDUM
* Nuri Alço, robdöşambırın içine fuları takıp kızın peşine düşerdi. Bu yüzden fular da benim nefret ettiğim şeylerden biriydi. Ben de mendil ve eşarp kullanmaya karar verdim. Ceketin yerine de hırkayı koydum.
* KADIN DEDİĞİN KADIN GİBİ GİYİNECEK:
Kadını kadınsı kıyafetle görmekten hoşlanırım. Etek giyecek ve giydiklerini kendisine yakıştıracak. Gazetedeki kızların yarıdan fazlası her gün siyah giyiyor. Efendim, ince gösteriyormuş. Kızıyorum. Sabah kalkın, şöyle renkli bir şeyler giyin. Ben erkek halimle giyiyorum, neden kadınlar giymiyor, anlamıyorum.
* KADINLARIN GÜZEL DEĞİL GİYİNMEYİ BİLİYOR:
İlk Avrupa'ya gittiğimde 'Bunlar ne güzel kadınlar böyle' dedim.
'Fransa'da, Almanya'da var da Türkiye'de neden bu kadar güzel kadın
yok?' diye düşündüm. İkinci kez gittiğimde daha dikkatli baktım. Ve
anladım; aslında kadınlar daha güzel değil, giyinmeyi biliyorlar.
Oradaki kadın 'Benim nerem en güzel?' diyor. 'Gözlerim, kaşlarım,
göğüslerim, popom.' İşte artık neresiyse, orasını ön plana
çıkartıyor. Bu kadın öyle bir giyiniyor ki ilk bakışta en güzel
yerlerini görüyorsun. İşte Türk kadınında bu eksik.
* 1958'den beri tarzım aynı. Renk uyumuna çok bakarım.
* Benim çok iyi bir gömlekçim var. Ben giderim sadece kumaşı
seçerim. Yakaları ona bırakırım, o dönemde ne varsa ona göre
hazırlar. Ama manşet yasaktır, çünkü rahat değil. Smokin
gömleklerim bile mutlaka düğmelidir.
* Pantolonlarımı da yaptırıyorum. En büyük lüksüm terzimin olması.
Bugün pantolonunu, gömleğini terziye diktirmek için iyi para
kazanman lazım.
* Abdullah Kiğılı benim sayemde büyük beden üretmeye başladı. Bu
anlamda Türk erkeğine çok faydam olmuştur.