26 Ağu 2010 08:30
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:34
HINCAL ULUÇ ARKADAŞ HATIRINA HANGİ HABERLERİ ATLADI?
"Gazeteciden dost olmaz" tartışmasına dalan Hıncal Uluç geçmişte dostluk uğruna atladığı haberleri yazdı.
Gazeteci dost!..
"Gazeteciden dost olmaz" diyenlere Ahmet Hakan da katıldı. Çünkü "Mesleki öncelikler ve gereklilikler, dostluğun gerektirdiği öncelik ve gerekliliklerle çelişir" miş..
İşte en büyük şehir efsanesi..
Bu bir meslek değil, insanlık sorunu.. Meslek önceliği, insanlığın önüne geçerse, bana söyler misiniz, hangi mesleğin öncelikleri dostlukla çelişmez?.
Bakkal dostunu kazıklamaz mı?. Ya da en insani mesleğe sahip doktor, hemşire?..
"Önce gazeteciyim sonra insan" diyenler var. Ama onlar yüzünden tüm bir mesleğe kara çalınmaz. Çalınmamalı..
Ben 53 yıldır gazeteciyim.. Bir, tek bir kişi çıksın da "Hıncal dostluğumuza ihanet etti, gazetecilik uğruna beni harcadı" desin, kalemi bırakırım.
Alp Yalman’la içtiğimiz ayrı gitmiyordu. İviç’in yerine Derwall’in peşindeydi. "Aman Hıncal, çıtlatırsan iş bozulur" dedi.. Tek satır yazmadım. Öyle yazmadım ki, Alp her şey tamamlandığında bana "Artık yazabilirsin" demeyi unuttuğu için haberi sadece benim gazetem Cumhuriyet atladı.
Taki Doğan, o zaman Milliyet’te.. Gece yarısına doğru beni aradı. "Müthiş bir haber yakaladım. Ama kaynağa doğrulatamıyorum. Benim gazetem (O zaman Abdi İpekçi’nin Milliyet’i, farkı düşünün.) doğrulatılmayan haberleri basmaz. Yarın da herkes duyabilir, geç kalırım. Kaynak senin arkadaşın, öğrenebilirsin. Yardım et" dedi. Aradım, öğrendim, doğrulattım. Taki’ye "Yazabilirsin" dedim. Haber Milliyet’te çıktı. Benim gazetem Cumhuriyet atladı. Taki, o haberle o yıl "Yılın Haberi" ödülü aldı..
Bunları övünmek için yazmıyorum. İhtiyacım yok. Beni bilen bilir..
Ben, mesleğimi övmek adına yazıyorum..
Her mesleğin iyisi, kötüsü vardır.. Kimi, insanlığı seçer kimi mesleğini..
Genelleme yanlıştır ve de bu meslek adına ayıptır!..
Hıncal Uluç/Sabah
"Gazeteciden dost olmaz" diyenlere Ahmet Hakan da katıldı. Çünkü "Mesleki öncelikler ve gereklilikler, dostluğun gerektirdiği öncelik ve gerekliliklerle çelişir" miş..
İşte en büyük şehir efsanesi..
Bu bir meslek değil, insanlık sorunu.. Meslek önceliği, insanlığın önüne geçerse, bana söyler misiniz, hangi mesleğin öncelikleri dostlukla çelişmez?.
Bakkal dostunu kazıklamaz mı?. Ya da en insani mesleğe sahip doktor, hemşire?..
"Önce gazeteciyim sonra insan" diyenler var. Ama onlar yüzünden tüm bir mesleğe kara çalınmaz. Çalınmamalı..
Ben 53 yıldır gazeteciyim.. Bir, tek bir kişi çıksın da "Hıncal dostluğumuza ihanet etti, gazetecilik uğruna beni harcadı" desin, kalemi bırakırım.
Alp Yalman’la içtiğimiz ayrı gitmiyordu. İviç’in yerine Derwall’in peşindeydi. "Aman Hıncal, çıtlatırsan iş bozulur" dedi.. Tek satır yazmadım. Öyle yazmadım ki, Alp her şey tamamlandığında bana "Artık yazabilirsin" demeyi unuttuğu için haberi sadece benim gazetem Cumhuriyet atladı.
Taki Doğan, o zaman Milliyet’te.. Gece yarısına doğru beni aradı. "Müthiş bir haber yakaladım. Ama kaynağa doğrulatamıyorum. Benim gazetem (O zaman Abdi İpekçi’nin Milliyet’i, farkı düşünün.) doğrulatılmayan haberleri basmaz. Yarın da herkes duyabilir, geç kalırım. Kaynak senin arkadaşın, öğrenebilirsin. Yardım et" dedi. Aradım, öğrendim, doğrulattım. Taki’ye "Yazabilirsin" dedim. Haber Milliyet’te çıktı. Benim gazetem Cumhuriyet atladı. Taki, o haberle o yıl "Yılın Haberi" ödülü aldı..
Bunları övünmek için yazmıyorum. İhtiyacım yok. Beni bilen bilir..
Ben, mesleğimi övmek adına yazıyorum..
Her mesleğin iyisi, kötüsü vardır.. Kimi, insanlığı seçer kimi mesleğini..
Genelleme yanlıştır ve de bu meslek adına ayıptır!..
Hıncal Uluç/Sabah