10 Haz 2010 09:21
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:22
''HINCAL ABİ FENA HALDE YANILIYOR!" HAŞMET BABAOĞLU, ALTAYLI VE HINCAL ULUÇ'A NEDEN KARŞI ÇIKTI?
Haşmet Babaoğlu,Fatih Altaylı ile Hıncal Uluç'a karşı çıkarak neyi savundu?
Ekşi Sözlüğe bakmak... Ya hayat ekşiyse?
Ünlüler, tanınmış kişiler, televizyoncular, yazarlar, şovmenler, şarkıcılar internetteki Ekşi Sözlük ve benzeri sitelerden...
Ünlüler, tanınmış kişiler, televizyoncular, yazarlar, şovmenler, şarkıcılar internetteki Ekşi Sözlük ve benzeri sitelerden çok çekerler.
Herkes tarafından sevildiklerine öyle inanırlar ki...
Haklarında orada yazılıp çizilenler, yapılan yorumlar, yalan yanlış bilgilendirmeler ve hakaretler kahreder onları!
Hasta olurlar, çıldırırlar.
Neden?
Çünkü Ekşi Sözlük çok okunur!
En başta da kendileri okur!
Güne gözünü açınca ilk iş olarak Ekşi Sözlük’te kendisiyle ilgili girilen yeni yorum var mı, diye bakan çok gazeteci bilirim. (Son zamanlarda buna İmam Hatipliler’in sözlüğü de eklendi!)
Tam da bu yüzden işte!
Habertürk Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı’yla Ekşi Sözlük birbirine girip tekzipleşince...
"Bırak Fatih yazsınlar... Kendileri yazar, kendileri okurlar" diye akıl veren Hıncal Abi fena halde yanılıyor.
Çünkü gençler için Ekşi Sözlük ve benzerleri herhangi bir gazeteden daha önemli bir referans kaynağı.
***
Sorun ve zorluk şurada... İnternet de öteki medyalar gibi bir medya ise asla hakaret etme makinesine dönüşmesine izin verilemez.
Ama internet aslında hayatın dijital yansımasıysa...
Yani internetle hayat birebir örtüşmeye başlamışsa...
İnternetteki siteler, sözlükler, bloglar aslında iş arkadaşının, asansörde karşılaştığın genç adamın, sokakta sana somurtarak önünden yürüyen yeniyetmelerin senin hakkında zaten Allah’ın her saati, her saniyesi akıllarından geçirdikleri şeyleri açığa vurdukları bir yerse eğer...
O zaman durum farklılaşmıyor mu?
O zaman neye kızıyoruz, aslında neye öfkeleniyoruz?
Bir düşünün bakalım!
***
Şimdi "Böyle konuşuyorsun ya, yoksa Ekşi Sözlük senden iyi mi bahsediyor?" diye soran olacaktır.
Hayır! Haset, cehalet, hınçla beslenmiş sayısız "entry" var hakkımda...
Kızıyor muyum? Evet! Bazen çok kızdığım, bazen onları yazdıran hınç duygusuna üzüldüğüm oluyor.
Üstelik gençlerin ilk iş olarak Ekşi Sözlük’e bakıp, orada hakkımda yazılan saçmasapan şeyleri referans aldıklarını bilmek garip bir duygu.
Zor konu!
Ama çoğu zaman hayatta da yüzüme gülen nice insan kimbilir içinden neler geçiriyordur, varsın internete de yazsınlar, diye düşünüyorum!
Sonra... Biz gazete yazarlarının insanlar hakkında fikirlerimizi söylemek için tonla para kazandığımız aklıma geliyor. O çocukların da bedavaya hiç değilse özgürce ve sereserpe abuklamak gibi bir hakkı olsun diye düşündüğüm de oluyor, doğrusu!
Keşke bir de hakaretin hınç ve öfkeyi bile deforme ettiğini, yüreği lekelediğini bilseler!
Haşmet Babaoğlu/Sabah
Ünlüler, tanınmış kişiler, televizyoncular, yazarlar, şovmenler, şarkıcılar internetteki Ekşi Sözlük ve benzeri sitelerden...
Ünlüler, tanınmış kişiler, televizyoncular, yazarlar, şovmenler, şarkıcılar internetteki Ekşi Sözlük ve benzeri sitelerden çok çekerler.
Herkes tarafından sevildiklerine öyle inanırlar ki...
Haklarında orada yazılıp çizilenler, yapılan yorumlar, yalan yanlış bilgilendirmeler ve hakaretler kahreder onları!
Hasta olurlar, çıldırırlar.
Neden?
Çünkü Ekşi Sözlük çok okunur!
En başta da kendileri okur!
Güne gözünü açınca ilk iş olarak Ekşi Sözlük’te kendisiyle ilgili girilen yeni yorum var mı, diye bakan çok gazeteci bilirim. (Son zamanlarda buna İmam Hatipliler’in sözlüğü de eklendi!)
Tam da bu yüzden işte!
Habertürk Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı’yla Ekşi Sözlük birbirine girip tekzipleşince...
"Bırak Fatih yazsınlar... Kendileri yazar, kendileri okurlar" diye akıl veren Hıncal Abi fena halde yanılıyor.
Çünkü gençler için Ekşi Sözlük ve benzerleri herhangi bir gazeteden daha önemli bir referans kaynağı.
***
Sorun ve zorluk şurada... İnternet de öteki medyalar gibi bir medya ise asla hakaret etme makinesine dönüşmesine izin verilemez.
Ama internet aslında hayatın dijital yansımasıysa...
Yani internetle hayat birebir örtüşmeye başlamışsa...
İnternetteki siteler, sözlükler, bloglar aslında iş arkadaşının, asansörde karşılaştığın genç adamın, sokakta sana somurtarak önünden yürüyen yeniyetmelerin senin hakkında zaten Allah’ın her saati, her saniyesi akıllarından geçirdikleri şeyleri açığa vurdukları bir yerse eğer...
O zaman durum farklılaşmıyor mu?
O zaman neye kızıyoruz, aslında neye öfkeleniyoruz?
Bir düşünün bakalım!
***
Şimdi "Böyle konuşuyorsun ya, yoksa Ekşi Sözlük senden iyi mi bahsediyor?" diye soran olacaktır.
Hayır! Haset, cehalet, hınçla beslenmiş sayısız "entry" var hakkımda...
Kızıyor muyum? Evet! Bazen çok kızdığım, bazen onları yazdıran hınç duygusuna üzüldüğüm oluyor.
Üstelik gençlerin ilk iş olarak Ekşi Sözlük’e bakıp, orada hakkımda yazılan saçmasapan şeyleri referans aldıklarını bilmek garip bir duygu.
Zor konu!
Ama çoğu zaman hayatta da yüzüme gülen nice insan kimbilir içinden neler geçiriyordur, varsın internete de yazsınlar, diye düşünüyorum!
Sonra... Biz gazete yazarlarının insanlar hakkında fikirlerimizi söylemek için tonla para kazandığımız aklıma geliyor. O çocukların da bedavaya hiç değilse özgürce ve sereserpe abuklamak gibi bir hakkı olsun diye düşündüğüm de oluyor, doğrusu!
Keşke bir de hakaretin hınç ve öfkeyi bile deforme ettiğini, yüreği lekelediğini bilseler!
Haşmet Babaoğlu/Sabah