Heyecan verici bir haberdi; uçuk bir senaryo çıktı!
Hürriyet Okur Temsilcisi Bildirici, yalan çıkan haberin nasıl yapıldığını ve gazetecinin sorumluluğunu köşesine taşıdı.
Ankara’da polisin nükleer madde kaçakçılarına yönelik olduğu iddia
edilen operasyonu medyada haber olarak yer almıştı. Haberde “1 kilo
441 gram Kaliforniyum maddesini 72 milyon dolara piyasaya sürmeye
çalışan dört kişinin yakalandığını” bilgisi yer alıyordu.
Daha sonra habere ilişkin yapılan açıklamada, yakalanan maddenin
Kaliforniyum olmadığı belirtildi ve yayımlanan haberlerdeki bazı
iddiaların yalan olduğu ortaya çıktı.
Hürriyet gazetesi Okur Temsilcisi Faruk Bildirici bu haberin nasıl
yapıldığını köşesinde aktardı. Bildirici “Heyecan verici bir
haberdi. Polis, Ankara’da nükleer madde kaçakçılarının peşine
düşmüş, gramı 4 milyon dolar olan nükleer bir maddeyi ele
geçirmişti. ‘Kaliforniyum’ (Californium) denilen bu madde öylesine
önemliydi ki, ‘füze başlıklarında, nükleer bomba ve kimyasal silah
yapımında ve atom enerjisi santrallerinde’ kullanılıyordu”
dedi.
“ŞAŞIRTICIYDI…”
Haberin Hürriyet’te de yayımlandığını belirten Bildirici şu
ifadeleri kullandı:
“Hurriyet.com.tr, bu ‘başarılı polis operasyonu’ haberini 19 Mart
günü ‘Ankara’da nükleer madde operasyonu: Kaliforniyum maddesi ele
geçirildi’ başlığıyla vermişti. Haber, ‘1 kilo 441 gram
Kaliforniyum maddesini 72 milyon dolara piyasaya sürmeye çalışan
dört kişinin yakalandığını’ duyuruyordu.
Haber yayına verildikten sonra Doğan Can adlı bir okur aradı.
‘Gramı 4 milyon dolar ise nasıl oluyor da 1441 gramı 72 milyon
dolar yapıyor?’ diye sordu. Çok haklı ve yerinde bir soruydu.
Haberde hesap hatası vardı. Hemen editör arkadaşları uyardım,
‘gramı 4 milyon dolar’ ifadesini çıkardılar.
Haberden şüphelenmiştim. Daha önce de polisin ‘nükleer madde
kaçakçıları yakaladığı’ haberleri çıktığını ama doğru çıkmadığını
anımsadım. Bu vakada da 1441 gram Kaliforniyum bulunmuş olması
şaşırtıcıydı. Çünkü bu izotop, ABD ve Rusya’da mikrogram ölçeğinde
üretiliyordu, fiyatı da mikrogramla belirtiliyordu. Radyoaktif bir
madde olduğu için taşınması da kolay değildi. ABD’de Oak Ridge
Ulusal Laboratuvarı’nda 1 gram Kaliforniyum’u taşımak için bile 50
tonluk nakliye varili yapılmıştı. Kilolarla ifade edilen
Kaliforniyum’un Ankara’da bulunması, öyle masa üzerine konulup
fotoğraflarının çekilmesi mümkün değildi.”
“SORGULAMADAN HABER HALİNE GETİRMİŞLER”
Haberle ilgili Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’ndan yapılan yapılan
açıklamaya değinen Bildirici “Nitekim ertesi gün Türkiye Atom
Enerjisi Kurumu’ndan yapılan açıklamada ‘Ankara’da ele geçirilen ve
nükleer içerikli olduğu açıklanan madde, organik tabanlı bir madde
olup nükleer ve radyoaktif özellik taşımamaktadır’ denildi. Haber,
tümüyle gerçekdışıydı. Ankara’da nükleer madde falan
yakalanmamıştı. Peki, nasıl olmuştu da böylesine uçuk bir senaryo,
hurriyet.com.tr’nin yanı sıra onlarca internet sitesinde ve birçok
basılı gazetede haber diye yayınlanabilmişti? Biraz araştırdım.
Meğer senaryonun kaynağı, Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele Şube
Müdürlüğü’nün yaptığı bir yazılı ‘bilgi notu’ imiş. Haberler,
polisin verdiği bu ‘bilgi’ye dayanarak yazılmış. Bu haber,
gazeteciliğin geldiği noktayı göstermesi açısından üzerinde
durulması gereken bir örnek. Anlaşılan polis, araştırmadan ve
TAEK’ten sonuç gelmeden ‘nükleer madde yakaladık’ açıklaması
yapmış. Ama gazeteciler de polisin verdiği ‘bilgi’yi hiç
sorgulamadan haber haline getirmişler” diye yazdı.
“GAZETECİLER BU SORUMLULUKLARINI UNUTMAMALI”
Yazısında “Vahim bir durum. Bir gazeteci, kaynağı kim olursa olsun
söylenen, iletilen her bilgiden şüphe etmelidir. Resmi bir açıklama
da olsa araştırmadan, sorgulamadan haber yapmamalıdır. Gazetecinin
görevi resmi açıklamaları aktarmak değil, halka doğru haber
vermektir” diyen Bildirici Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk
Bildirgesi’ni hatırlatarak şunları yazdı:
“Ankara’da nükleer madde yakalanması gibi bir polisiye haberde bile
‘şüphe duyma’ ve ‘sorgulama’ yükümlülüğünün bu kadar yaygın biçimde
yerine getirilmemiş olması gazetecilik adına endişe verici. Çünkü
bizim mesleki sorumluluklarımızı yerine getirmememizin sonuçlarını
toplum öder. Hatırlatayım, Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk
Bildirgesi’nde ‘Gazetecinin sorumluluğu’ maddesi aynen
şöyledir:
‘Gazeteci; basın özgürlüğünü, halkın doğru haber alma, bilgi edinme
hakkı adına dürüst biçimde kullanır. Bu amaçla her türlü sansür ve
otosansürle mücadele etmeli, halkı da bu yönde bilgilendirmelidir.
Gazetecinin halka karşı sorumluluğu, başta işverenine ve kamu
otoritelerine karşı olmak üzere, öteki tüm sorumluluklardan önce
gelir. Bilgi ve haber ile özgür düşünce, herhangi bir ticari mal ve
hizmetten farklı olarak toplumsal bir nitelik taşır. Gazeteci,
ilettiği haber ve bilginin sorumluluğunu üstlenir ve paylaşır.
Gazetecinin özgürlüğünün içeriğini ve sınırlarını, öncelikle
sorumlulukları ile meslek ilkeleri belirler.’
Gazeteciler, bu sorumluluklarını unutmamalı.”