Herkesin merak ettiği soru Nebati'ye soruldu: 84 milyon neden parası olanın zararını karşılasın?
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'ye "Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat" sitemiyle ilgili en çok merak edilen "84 milyon neden parası olanın zararını karşılasın?" sorusu soruldu.
Dolarda 6 liralık düşüş sağlayan "Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat" sitemiyle ilgili merak edilen sorulara Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, CNN Türk canlı yayınında yanıt verdi.
"DOLARIN ARTIŞI DAHA BÜYÜK ZARAR VERİYOR"
Program sunucusu Ahmet Hakan, yeni sistemle ilgili herkesin merak ettiği "84 milyon neden parası olanın zararını karşılasın?" sorusunu Bakan Nebati'ye sordu. Doların artışının ekonomiye daha büyük zarar verdiğini ifade eden Nebati, "Hazine'ye zarar veriyorsunuz diyenlere net bir soru soruyorum: 84 milyon insana dolar 1 lira artarken 450 milyar liralık bir borcu yüklemek mi iyi yoksa döviz gene yükselsin, aradaki küçük farkı Hazine veya MB ödeyecek, bu aradaki farkı 84 milyona yüklemek mi daha iyi?" yanıtını verdi.
"TÜRKİYE'YE VERDİĞİ ZARAR ÇOK BÜYÜK"
Dözizle birlikte fiyatları artıranların yanlış yaptığını ifade eden Nebati, "Dolar 18 liradan 12 liraya düştü. 6 liranın karşılığı ne kadar biliyor musunuz? 2,7 katrilyon. Büyük rakam dimi. Bir de bu işin psikolojisi var. Döviz yükseldi, her şeye zam geldi. Ya adam dolarla hiçbir şey almıyor, hiçbir şeye etkisi yok. Döviz arttığı kadar fiyatları artırmış. Türkiye'ye verdiği zarar, çok büyük. Bununla yanlış yapıyorlar" dedi.
"CIMBIZLAMA BİR HASTALIK HALİNE DÖNDÜ"
Nebati'nin açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
"Türkiye'de cımbızlama bir hastalık haline dönüştü. Bir bakıyorsunuz bir cümleyi almış bunu kullanıyorlar. Bunu hastalıklı bir şekilde ortaya sürmek, hastalık diyorum buna. Sosyal medyada kim olduğunu belli olmayan birileri, hakaret ediyor, cımbızlama yapıyor buradan algı operasyonu yapmaya çalışıyorlar" dedi.
"ÇOK NET BİR ŞEKİLDE İŞİMİZE HAKİMİZ"
Bugün Merkez Bankası 12 Lira olarak açıklamıştı. Artık insanlar dolar indi mi çıktı mı diye bakmayacak. TL mevduat sahipleri koruma altında, yükselişten etkilenmeyecek. 18 liraya gider iken rakamlar sürekli değişti ve yukarı doğru değişti. Dolardaki bu radikal düşüşten sonra bunun salınımlarının hafif gelmesi beklenemez. Salınımı görebiliyoruz, takip edebiliyoruz. Her şey kontrol altında. Türkiye'nin gerçekliği ile uyuşmayan yapay bir fırtına estirildi. Piyasayı izliyoruz, ikaz ediyoruz, sonra gereğini yapıyoruz. Biz dış saldırı yapacak bütün yolları kapattık. Çok net bir şekilde işimize hakimiz.
"İNSANLARIN PSİKOLOJİSİ İLE OYNUYORLAR"
Merkez Bankası müdahale ederse açıklamak zorunda, dolaylı müdahale de belli bir müddet sonra zaten gözüküyor. Kesinlikle hiçbir şekilde kura müdahale edilmedi. Çok sığ bir piyasa ve insanların psikolojisi ile oynuyorlar. Dövizi bilerek yükseltmek intihardır, böyle bir şey olmaz. Türkiye'de herkes dolara bakar. Döviz değil direk dolara bakar. Bizim bir hocamız vardı. "Ne zaman ki televizyonu açtınız, doları görmeye başladınız homoekonomikus olmuşuzdur." derdi.
"KÜÇÜK YATIRIMCIYA DÖVİZİ TEŞVİK ETTİLER"
Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere hep şunu söyledik. Tamamen psikolojik bir harp haliydi, 20 Aralık gecesine kadar. Katar ile sahte belgeler yayınladırlar. Psikolojik harp uyguladılar. Küçük yatırımcıları döviz almayı teşvik ettiler. Küçük yatırımcı için 50 bin lira bütün varlığıdır belki de. Bunun hakkını nasıl ödersiniz.
"DOLAR GİDİYOR, DOLAR ALIN DİYENE DAVA AÇIN"
Küçükler büyüklerinden peşinden koşup giderler. Medya kanallarında 'dolar gidiyor bir an önce gidin dolar alın' deniyorsa, bir eski Merkez Bankası başkanı 'gidin dolar alın' diyorsa... Hayatının en büyük falsosunu yaptı. Bak size kılavuzluk yapanların derdi siz değilsiniz, derdi başka bir şey. Bundan keyif aldılar ve küçükleri yaktılar.
"CUMHURBAŞKANIMIZ SORUNLARI GÖRÜYOR"
Dünya ekonomi modelleri sürekli olarak değişiyor. Kullanılan ekollerin hangi şartlarda, hangi sonuçlar doğuracağına dair beklentilerdir. Türkiye 2002 yılında yola çıkarken bir model çizdi ve bu model ile yürüdü. Cari açık fazla, dışardan bol bol döviz geliyordu. O dönemdeki şartlar ve beklentiler, iç dinamikler bunu gerektiriyordu. 2013 yılında Türkiye bir şeyin farkına vardı. Enflasyon düşmüş, faiz onun da altında. Şahane bir tablo var. Cumhurbaşkanımız sorunları görüyor. Rakamlar imdat demeye başlıyor. Türk liram çok değerli bir yanlışlık var. Ekonomi imdat üretim yok diye bağırıyor. En tehlikelisi çok fazla sıcak para var. Haberli gelmediği gibi, habersiz de gidiyor. Cumhurbaşkanımız da bu yönde adımlar atmaya başlıyor. 14 Mayıs'ta söz aldım o gün dedim ki "Türkiye siyasal bağımsızlığını kazanmıştı, bugün de ekonomik bağımsızlığını kazandı." IMF'ye son taksit ödenmişti.
"KUR KONUMLU MEVDUAT HESABINA GEÇİN"
Ben faizin artırılmaması gerektiğine inanıyorum. Türkiye'nin en önemli markaları ile toplantı yaptım. Modelimiz bu, faiz artırımı olmayacak. Hazırlıklarınızı buna göre yapın dedik. Bankalarla toplantı yaptık. Kararlılığımızı gördüler. Biz buradan asla geri adım atmayacağız. Ekonomi yönetiminde tam bir uyum var. Kendi kararları ile kendilerini yaktılar. Döviz alan onlar, satan onlar, durumu gören onlar. Akşam rahat uyumak istiyorsunuz kur korumalı mevduat hesabına geçin. Türkiye'de serbest piyasa koşullarından geri adım atacak hiçbir iktidar, ayakta kalamaz.
"İHRACATTA YENİ REKOR PAZARTESİ GÜNÜ AÇIKLANACAK"
2022 yılına girerken Türkiye, enflasyon hariç tüm sorunlarını temizlemiş. Çok düşük bir cari açıkla giriyoruz. Bütçe açığı sınırların altında. İhracat devam ediyor, pazartesi günü bir rekor daha açıklanacak. Turizm gelirlerinde bir patlama bekleniyor. İspanya'dan fazla turist çekti Türkiye ilk kez. Yeni model ortak akıl ile ortaya çıktı. Baktık ki bu iş psikolojik harp yöntemi ile devam ediyor.