26 Eyl 2008 08:05 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 13:20

'HER SALDIRI BENİ DAHA DA GÜÇLENDİRİYOR!..' FEHMİ KORU'DAN AKŞAM YAZARI ORAY EĞİN'E SERT YANIT!..

ABD'de yaşayan bir dostum "Hoşgeldin" demek için aradı. Kapatırken, "Uykunu kaçırmak istemiyorsan, Akşam'da çıkan hakkındaki yazıyı okuma lütfen" uyarısında bulundu.

Saldırılar güçlendirir


İnsan yurtdışında uzun müddet yaşayınca hassasiyetleri de farklı oluşuyor... Önceki gece, New York'ta olduğumu gazetedeki yazımdan öğrenen ABD'de yaşayan bir dostum "Hoşgeldin" demek için aradı. Kapatırken, "Uykunu kaçırmak istemiyorsan, Akşam'da çıkan hakkındaki yazıyı okuma lütfen" uyarısında bulundu.


Yazıyı hemen okudum ve ABD'deki en tatlı uykumu o gece uyudum.


Bilgi yanlışlarıyla dolu, yıpratmak için yazıldığı her satırından belli olan haksız yazılar beni hiç rahatsız etmez. Acemi yazarlar muhatabını rencide edeceğini sanarak yazarlar o yazıları, ama okur her satırından sınırı geçtiğini fark ettiği yazılara ve yazarına güvenmez. Amacına uygun bir sonuç doğurmaz o tür yazılar...


Ergenekon'la Tuncay Özkan'ın ismini ilk benim irtibatlandırdığım, bu yüzden gecikmeli olarak tutuklandığı ana temasına sahip bir yazıya, sürekli Akşam gazetesi bile okusa, kim inanır?


Tuncay Özkan'dan bahsediyoruz, yahu! Hani, kürsüye çıkarak, "Beni daha neden tutuklamıyorsunuz?" diye Ergenekon savcılarına meydan okuyan arkadaştan... Benim, onun için, gazetedeki odamda otururken, birilerine, "Ergenekoncu, tutuklanacak" demiş olmam ne anlam taşır ki?


Beni tanıyanlar üzerinde hiç anlam taşımaz.


Pek çoklarından farklı olarak yazdığı konularda geveze biri değilimdir ben; hatta tersine, yazdığım veya yazacağım konularda konuşmayı hiç sevmem... Yazdığım konu benim için tükenmiş, geride bırakılmıştır; yazacağım konunun ise konuşarak sihrini kaçırmak istemem. Hakkında fazla lâf tükettiğim bir konuyu yazmaya oturduğumda çoğu kez beceremediğim bile olmuştur.


Fazla üzerime gelinirse, "Konuşursam yazamam" derim...


Bırakın övünmek için "Falanca ve filâncayı tutuklayacaklar" türü gevezelik etmeyi, bu tür özel bilgilere sahip olduğumun bilinmesini hiç mi hiç istemem. 'Manipüle' etmeye hazır çevrelerden uzak durmaya, yanyana geldiğimde de haber teşkil edecek konuların kapağını açmamaya özellikle çaba sarf ederim.


Beynimin gri hücreleriyle elde ettiğim 'gerçek', birilerinin bana altın tepsi üzerinde 'gerçek' diye sunduğundan çok daha önemlidir benim için... Bu sayede pek az yanılmışımdır; çünkü 'gerçek' diye birilerinin bizlere sunduğu, çoğu kez, yanıltıcı bilgilerdir...


Cumhurbaşkanının gezisini izliyorum New York'ta değil mi? Aynı durumda olan beş gazeteci daha var. Onlardan ikisiyle pazar günü Central Park gezisi yaptı Cumhurbaşkanı Abdullah Gül; yanlarında ben yoktum. Bu da yazı konusu oldu.


İyi de, THY'nin pazartesi günkü uçağıyla New York'a giden biri, pazar günü yapılan park gezisine nasıl katılmış olabilir ki?


Peki neden resmi heyetin diğer üyeleriyle birlikte gitmedim New York'a? Pazar günü TV programım var, heyetle gitmiş olsaydım, iki TV programını birden kaçırmış olacaktım da ondan...


Görüyorsunuz değil mi? Bir gün önce, benim New York'ta olmadığımı sanıp yazdığı yazıda 'can arkadaşlar' dediği ve can ciğer kuzu sarması türü bir ilişkiye sahip olduğunu iddia ettiği biri 'devletlû' iki kişiyi, New York'ta olduğumu öğrenince bu defa aralarına 'kara kedi' girmiş gibi sunabiliyor 'yazar' iddialı tip...


Böyle birinin "Tuncay Ö