06 Nis 2010 10:55 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:12

"HEMEN BİNERİM!.." SERAY SEVER, OKAN BAYÜLGEN'İN ŞİFRELERİNİ NASIL ÇÖZDÜ?

Seray Sever ve Erkekler programı uzun bir aradan sonra yeniden merhaba dedi. Bu kez programın adresi tv8 ekranları. İlk programın "kurbanı" Okan Bayülgen'di... "

Okan'ın şifreleri çözüldü

Seray Sever ve Erkekler programı uzun bir aradan sonra yeniden merhaba dedi. Bu kez programın adresi tv8 ekranları. İlk programın "kurbanı" Okan Bayülgen'di... "Konuğu" yerine "kurbanı" dememin nedeni var elbette. Zira oraya konuk olan erkekler, en yakası açılmadık sorulara muhatap oldukları gibi, "psikolojik testlerden" geçirilip, kendilerinin bile farkına varmadıkları özellikleriyle "deşifre" ediliyorlar. Uzakdoğu'nun ruhani teknikleri ve gizemli felsefeleriyle, teknolojinin birleştirildiği bir bölüm var ki, akıllara zarar. Elinizi bir aletin üzerine koyuyorsunuz. "Çakralarınız" üzerindeki değişim, ekrana farklı renkler olarak yansıyor. Örneğin; Okan Bayülgen, eşi Şirin'i düşündüğünde ortaya öyle etkileyici bir grafik çıktı ki, Sever ve uzman hanımefendi, onun ruh ikizini bulduğuna hükmettiler. Ama Okan bu... En sıradan programı bile "şova" dönüştürmekte üstüne yok. "Şimdi de Seray Sever'i düşünmek istiyorum" deyip, elini uzatmasın mı? Sağ taraftaki sarı renk, birden turuncu oldu. Meğer o bölge, cinselliği temsil ediyormuş. Ve rengin kırmızıya doğru hızla dönüşmesi, "cinsel heyecanı" ifade edermiş. Eminim, eve dönüşte Okan çok daha "şiddetli" heyecanlarla tanışmıştır!.. Programın son bölümünde ise konuk erkek, bir kanepeye yatırılıyor. Ve ona "kokoloji" tarzı sorular soruluyor. Okan'a, lunaparklardaki hız trenleriyle ilgili sorular yöneltildi. Ne bilsin garibim, bunların cinsel anlamlar içerdiğini? Seray, "Kuyrukta trene binmek için sıra bekliyorsun. Ne yaparsın?" diye sordu. Bizim sabırsız, tez canlı Okan "Hemen binerim" dedi. Meğer bu soru, "ön sevişmeyi" şifreliyormuş!.. Ve verdiği yanıtın analizine göre Okan'ın hayatında "ön sevişmeye" asla yer yokmuş!.. Bundan sonra programa konuk olacak erkekler, bu yazıyı "tüyo" kabul edin. Sonradan demedi demeyin...
Yüksel Aytuğ/Sabah