30 Ara 2011 08:44
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 13:10
HEM HÜKÜMETİ HEM DE MUHAFAZAKAR MEDYAYI TOPA TUTTU! YEDİ MADDEDE ULUDERE!
Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, 'Yedi maddede Uludere' olayını tarif ederek hem hükümeti hem de muhfazakar medyayı topa tuttu.
Ahmet Hakan, "Uludere olayının duyulmasının ardından herkesin diline düştü Ahmed Arif’in “33 Kurşun” şiiri... Sorgusuz sualsiz kurşuna dizilen 33 köylü... Sorgusuz sualsiz bombalanan 35 köylü... Tek eksik: Olayın şiirini yazacak Ahmed Arif gibi bir şair..." diyerek sitemini böyle dile getirdi.
İşte Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan’ın o yazısı...
Yedi maddede Uludere
BİR: Türk Silahlı Kuvvetleri’nin sivil hükümetin emrinde olmadığı algısının iyi bir tarafı vardı:
Yanlışlıkla bombalanan sivil hedefler söz konusu olduğunda hükümet, en azından “olay çok vahim, soruşturulmalıdır” falan derdi. Ortaya çıkan vahim tabloyu da pek üzerine alınmazdı.
İKİ: Türk Silahlı Kuvvetleri’nin sivil hükümetin emrinde olduğu algısının iyiden iyiye yerleşmesinin ise çok kötü bir tarafı oldu: Uludere olayı karşısında hükümet sustu kaldı. Etkili bir çıkış yapmadı. Kısacası ortaya çıkan vahim tabloyu hafiften üzerine aldı.
ÜÇ: En çok şunu merak ediyorum: Hükümet yanlısı medya ne yapacak? Eskiden olduğu gibi yine “Ordu’nun beceriksizliği” ya da “Ergenekon’un oyunu” gibi teoriler üretecek mi? Yoksa “öldürülenler PKK yanlısı kaçakçılardı” falan mı diyecek?
DÖRT: Bir kez daha anladık: Güvenlik politikalarına abanmanın tehlikeli sonuçları olabiliyor. Hele azıcık başarı sağlanınca bir havaya girme durumu söz konusu oluyor ve dikkat elden kaçıyor. Dikkatin elden kaçması ise 35 cana mal oluyor.
BEŞ: Bazıları çocuk yaşta 35 köylü, F-16’lardan atılan bombalarla hayatını kaybetti. Bu olay nedeniyle sadece Kürtler mi yas tutacak? Yanlışlıkla öldürülenler bizim bir parçamızsa yası ulusça tutmalıyız... Bırakalım Kürt’ü, Türk’ü, PKK’yı, siyaseti falan... Hep birlikte yas tutalım.
ALTI: Yapılan bir hatadır. Hem de çok vahim bir hata... Peki yetkililerimiz, neden bir özür bile dilemezler? Neden hatayı açıkça ifade etmezler? Hatayı itiraf etmek ya da özür dilemek için ille de olayın üzerinden 40-50 sene mi geçmesi gerekmektedir? “Vahim olaylarla ancak üzerinden yıllar geçtikten sonra yüzleşme yaşanır?” diye bir kural mı var?
YEDİ: Öldürülenlerin sayısından mı, yoksa haberlerde “kaçakçı” sözcüğünün fazlaca vurgulanmasından mı bilinmez, Uludere olayının duyulmasının ardından herkesin diline düştü Ahmed Arif’in “33 Kurşun” şiiri... Sorgusuz sualsiz kurşuna dizilen 33 köylü... Sorgusuz sualsiz bombalanan 35 köylü... Tek eksik: Olayın şiirini yazacak Ahmed Arif gibi bir şair...
İşte Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan’ın o yazısı...
Yedi maddede Uludere
BİR: Türk Silahlı Kuvvetleri’nin sivil hükümetin emrinde olmadığı algısının iyi bir tarafı vardı:
Yanlışlıkla bombalanan sivil hedefler söz konusu olduğunda hükümet, en azından “olay çok vahim, soruşturulmalıdır” falan derdi. Ortaya çıkan vahim tabloyu da pek üzerine alınmazdı.
İKİ: Türk Silahlı Kuvvetleri’nin sivil hükümetin emrinde olduğu algısının iyiden iyiye yerleşmesinin ise çok kötü bir tarafı oldu: Uludere olayı karşısında hükümet sustu kaldı. Etkili bir çıkış yapmadı. Kısacası ortaya çıkan vahim tabloyu hafiften üzerine aldı.
ÜÇ: En çok şunu merak ediyorum: Hükümet yanlısı medya ne yapacak? Eskiden olduğu gibi yine “Ordu’nun beceriksizliği” ya da “Ergenekon’un oyunu” gibi teoriler üretecek mi? Yoksa “öldürülenler PKK yanlısı kaçakçılardı” falan mı diyecek?
DÖRT: Bir kez daha anladık: Güvenlik politikalarına abanmanın tehlikeli sonuçları olabiliyor. Hele azıcık başarı sağlanınca bir havaya girme durumu söz konusu oluyor ve dikkat elden kaçıyor. Dikkatin elden kaçması ise 35 cana mal oluyor.
BEŞ: Bazıları çocuk yaşta 35 köylü, F-16’lardan atılan bombalarla hayatını kaybetti. Bu olay nedeniyle sadece Kürtler mi yas tutacak? Yanlışlıkla öldürülenler bizim bir parçamızsa yası ulusça tutmalıyız... Bırakalım Kürt’ü, Türk’ü, PKK’yı, siyaseti falan... Hep birlikte yas tutalım.
ALTI: Yapılan bir hatadır. Hem de çok vahim bir hata... Peki yetkililerimiz, neden bir özür bile dilemezler? Neden hatayı açıkça ifade etmezler? Hatayı itiraf etmek ya da özür dilemek için ille de olayın üzerinden 40-50 sene mi geçmesi gerekmektedir? “Vahim olaylarla ancak üzerinden yıllar geçtikten sonra yüzleşme yaşanır?” diye bir kural mı var?
YEDİ: Öldürülenlerin sayısından mı, yoksa haberlerde “kaçakçı” sözcüğünün fazlaca vurgulanmasından mı bilinmez, Uludere olayının duyulmasının ardından herkesin diline düştü Ahmed Arif’in “33 Kurşun” şiiri... Sorgusuz sualsiz kurşuna dizilen 33 köylü... Sorgusuz sualsiz bombalanan 35 köylü... Tek eksik: Olayın şiirini yazacak Ahmed Arif gibi bir şair...