HDP kapatılırsa “Gerçek neden” ne olacak?
Medyaradar medya-siyaset analisti Atilla Akar, son günlerde giderek artan ölçüde dile getirilen “HDP kapatılacak” söyleminin ardında yatan gerçek sebepleri analiz etti…
Son zamanlarda HDP’nin “kapatılacağı”na dair rivayeti aşan ciddi
iddialar dolaşıyor ortalarda. Bu estirilen hava gerçek bir
hazırlığı mı gösteriyor yoksa bir tür “psikolojik ayar atma çabası”
mı bilemiyorum. Lakin “ateş olmayan yerden duman çıkmaz”
mantığından baktığımda en azından bunun bir “seçenek” olarak elde
tutulmak istendiği anlaşılıyor. HDP’li Sırrı Süreyya Önder’in “HDP
kapatılacak, bizlerse tutuklanacağız” mealli demeci ile AKP Sözcüsü
Ömer Çelik’in de "HDP kapatılacak mı?" sorusuna " İleri
demokrasinin kırmızı çizgisidir. Teröre destek veren parti kapanır"
demesi konuyu hepten ön plana çıkarttı.
Tabii öylesi bir durumun işe yarayıp yaramayacağı, iyi olup
olmayacağı, ortalığı kırıp döken “yaramaz çocukları” uslandırıp
uslandırmayacağı ayrı bir tartışma konusu. HDP’nin bunun çoktan
“hak ettiğini” düşünenler de var, bunun bir tür “baskı” olup, yeni
“mağduriyetler” (Daha önceki kapatmalar örnek gösterilerek)
yaratacağını ileri süreni de…
Lakin bunların hiçbiri beni fazla ilgilendirmiyor aslında. Daha
doğrusu bu tür bakışlar sadece “sığ analizler” olabilir. Kendi
payıma bu tür girişimlerin “hukuki” ambalajlı olmakla beraber,
aslında “siyasi hesaplar”a dayalı olarak seyrettiğini düşünürüm.
Siyasal olayları çözümleme yeteneği “ilkokul yurttaşlık bilgileri
seviyesi” nde olanlar aksini varsayabilirler!
Yoksa ne kapatılmasını hemen “Demokrasinin yara alması”na ne de
kapatılmamasını “demokrasinin faziletleri”ne yorarım. O halde daha
baştan kapatılma tasarımlarının başka hesaplara, dinamiklere bağlı
olduğuna inanırım. Bu tip “safça” yaklaşımlarla hiç işim olmaz!
KAPATMA ARAYIŞINDA BAŞKA BİR “HESAP” MI VAR?..
Neyse; lafı dolandırmayayım. Peki HDP -şayet- kapatılırsa- bunun
“gerçek nedeni” ne olabilir o zaman? Bana kalırsa bu tamamıyla
yakın dönemdeki anayasa ve başkanlık sistemi tartışmalarının
alacağı seyir ile doğrudan ilgili. HDP’nin “kapatılma”sını da
“kapatılmama”sını da bunlar belirleyecek. Yoksa -diyelim ki söz
konusu parti yüz kez kapatılmayı hak etse bile- kimsenin kılı
kıpırdamazdı. Demek ki niyetler başka!
O halde şimdi neden böyle oluyor? Bu tamamıyla HDP’nin şu anki
tutumu, Demirtaş’ın “Seni başkan seçtirmeyeceğiz”le başlayan ve
süren çizgisi. (En son Selahattin Demirtaş’ın “İçimizde Erdoğan
severler var” çıkışı da hatırlansın!) Eğer HDP-Demirtaş “Özerklik”
dayatmasında bulunmadan bu arayışlara tam destek verselerdi HDP,
istediği kadar “barikatçı”, “kaosçu”, “şiddet yanlısı”, “tehditçi”
olsun birilerince “baş tacı” yapılacaklarına kesin gözüyle
bakılabilirdi. Bu durumda asıl sorun -çok garip olsa da- HDP’nin
zaten sürekli maraza çıkartması değil, bir “siyasal proje”ye destek
vermemesidir. Verdiği anda -emin olun- HDP’den iyisi olmazdı o
zaman!
Demek ki bu “kapatılma” hikâyesi bir yanıyla HDP’yi bu yönde
“terbiye etme”, “yola getirme” hatta lisanınca “tehdit etme”
çabasıdır bile denilebilir. HDP’nin bu projeye “destek” mi yoksa
“köstek” mi olacağı netleşmediği sürece de geçerlidir. Şu an daha
ziyade “olmayacağı” eğilimi ve kanaati egemen olduğu için
“kapatılma” sözleri gündeme gelmiştir. “Ver başkanlığı, al
özerkliği” (Ya da tam tersi “Al başkanlığı ver özerkliği” )
pazarlıkları çıkmaza girip, tıkanınca HDP gereksizleşmiş ve “işe
yaramaz” statüsüne inmiştir. Bakalım tümden “ıskarta”ya mı
çıkartılacak yoksa bir “revizyon” dan mı geçirilecektir?
Hiç şüphesiz HDP, izlediği “çatışmacı”, “ayrıştırmacı”, “PKK’ya
endeksli”, “tehditkâr”, vb politika ve söylemlerinden ötürü “süte
batmış ak kaşık” değildir ve yaşananlarda vebali, payı vardır. Bu
yanıyla dünyada hiçbir demokratik sistemin tahammül edip,
kaldıramayacağı, başka bir ülkede olsa çoktan kapatılacak türde bir
parti görünümü vermektedir. Buna rağmen ancak kendini beğenmişlere
özgü tuhaf bir kibir ve vurdum duymazlık içindedir!
Ancak konu salt “hukuki” bakıldığında böyledir. Gerçekte partileri
kapatan yalnızca hukuk değil, (Hukuk son mühürdür) esas olarak
siyasi nedenlerdir. O yüzden HDP, -kapatılmayı hak etsin etmesin-
ancak bir “siyasetin neticesi” kapatılabilir. HDP’nin bugün ödediği
ya da ödeyeceği “bedel” öyle görünüyor ki ortalığın yakılıp
yıkılmasından çok bazı şeylere “evet” dememesi kaynaklıdır. Bize
“terör destekçisi” olarak yansıyan HDP -ki öyle olsa bile- gerçekte
başka bir şeyin “desteklemeyicisi” olduğu için kapatılmak
istenebilir ancak!
SENARYONUN BUNDAN SONRASI ÖNEMLİ…
Anlatmaya çalıştığım gibi bu tercihte “siyasal” ya da “reel”
ihtiyaçlar “hukuki” ihtiyaçların önünde görünmektedir. O halde
bundan sonrasına dair “ihtimaller senaryosu” neler olabilir? Şimdi
ona bakalım…
1) HDP bundan sonra ancak “başkanlık hesapları” ve
“yeni anayasa” tartışmaları içinde kendisine bir yer bulabilir ya
da hiç bulamayabilir.
2) AKP-Erdoğan için HDP bundan sonra “araçsal” bir
partidir. Buna uygun davranırsa “var” değilse “yok” olacaktır. Şu
an ikinci eğilim ağır basıyor görünüyor.
3) HDP ancak “yedeklenmeye” rıza gösterirse yoluna
devam edebilir.
4) Ancak HDP, ikili ve oynak karakteri gereği
kimseye güven vermemektedir. Bilhassa da iktidar partisinin yakın
geleceğe dair hesaplarından giderek silinmektedir. Son anda bir
çalım atmasından da çekinilmektedir.
5) HDP’nin kapatılması “kartların yeniden
karılması” anlamına gelecektir. Burada çok ince hesaplar söz
konusudur.
6) HDP’li vekillerin dokunulmazlıkların
kaldırılması ise yeni bir “tablo” oluşturulabilir. Ayrıca HDP’den
bir “başka HDP” çıkartılmak da istenebilir.
7) Duruma ve gelişmelere göre şartlar bir ani”
erken seçime” zorlanabilir.
8) HDP’nin (ya da o geleneği kim temsil ediyorsa
artık) baraj altına çekilmesi gerçekleşebilir.
9) Bu durum “milliyetçi kitle”nin de hoşuna
gideceği için MHP’li seçmenin önemli bölümü AKP’ye kayabilir. Bu
ise MHP’yi de barajın altına çekebilir.
10) Sonunda anayasayı tek başına değiştirecek ve
başkanlığı garantileyecek yeni bir konjonktür ortaya çıkabilir.
11) Ancak şu an bu alternatifleri zorlamada
AKP’nin “gözünü ne kadar kestiği” meçhuldür. “Dimyata pirince
giderken eldeki bulgurdan olma” ihtimali de vardır.
12) Şu anki haliyle “matematik tablo”
sıkıntılıdır. Şayet başka kombinasyonlar ortaya çıkmaz ise (Sürpriz
bir CHP veya MHP desteği gibi) burada HDP feda edilebilir gibi
durmaktadır. Üstelik HDP’nin kapatılmasına toplumu ikna etmekte
fazla zorlanılmayacaktır. Çünkü bunu sağlayan bizzat şu ana kadarki
HDP’nin kendi pratiği ve söylemi olmuştur.
HDP ASLINDA KENDİNİ KAPATTI GERİSİ HUKUKİ
TEFERRUAT!..
Sonuçta “HDP’nin nin kapatılması” arayışı -bütün haklı gibi görünen
gerekçelerine rağmen- aslında siyasi hesaplara dayalıdır. HDP şu an
bir “proje”nin önünde engel teşkil ediyor görünmektedir. AKP, yüzde
50’ye yakın oy almasına rağmen anayasa ve başkanlık sürecini halen
tek başına götürebilecek durumda değildir. Bunun için HDP’nin bir
şekilde devreden çıkartılması ya da başka işe yarar formüller
bulunması gerekmektedir. HDP’nin bir türlü terör ve silahla bağını
koparmayan imajı bunu daha da kolaylaştırmaktadır.
Şüphesiz sürecin alacağı şekil daha bir dizi (Ulusal, uluslararası,
bölgesel, vb) faktöre ve seyre bağlıdır. Buna rağmen mevcut
seçeneği -hazır güç ve fırsat varken- “denemek” isteyenler
çıkabilir. Bu ortamı ve şartları daha da gerecek olsa da birileri
açısından “nihai amaç” bunu zorunlu kılıyor gözüküyor. Gerisi adeta
“teknik bir teferruat” gibi…
Kaldı ki kendi payıma ben HDP’nin “Türkiyelileşme”den vazgeçerek
“manen” ve “misyon olarak” kendi kendini kapattığını
düşünenlerdenim. HDP, başlangıçtaki varoluş iddialarına, dizayn
edilme şartlarına çoktandır sırtını dönmüşe benzemektedir. (Yahut
“hiç yüzünü dönmedi ki zaten” de denebilir!) Bir anlamda siyaseten
kendi ipini çekmiştir. Hendeklerin gölgesinden, etnikçilikten,
nefret törpülemekten, kaostan medet ummaktan akla ziyan bir
“mağduriyet” çıkartarak, “sivilcilik” oynamak buraya kadardır.
(“Beyaz Türkler”in kulağı çınlasın!) Hukuki kapatılma bunun şekli
“tescili” olabilir ancak.
Fakat her ne olursa olsun (ya da olmasın) her şey “yakın siyasi
hesaplar”ın ortasında bir yere oturacağa benziyor!..
06.01.2016.
[email protected]