26 Nis 2011 07:44
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:16
''HAYRÜNNİSA GÜL'ÜN ZİYARETİ SİZİ NEDEN BU KADAR RAHATSIZ ETTİ Kİ?''
Ertuğrul Özkök, Hayrünnise Gül'ün Bedri Baykam'ı ziyaret etmediğini iddia eden gazeteleri topa tuttu!
BU ÖFKENİN ÜZERİNE DEMOKRASİ İNŞA EDİLİR Mİ
ALLAH aşkına şu trajediye, şu ruhsuzluğa bakın.
Cumhurbaşkanı’nın eşi Hayrünnisa Gül, sokak ortasında bıçaklanan büyük bir sanatçıyı hastanede ziyarete gitmiş.
Gazete ilk gün haberi atlamış veya görmezden gelmiş.
İkinci gün karar verememiş.
Üçüncü gün karar vermiş ve haberin başlığını atıyor:
“Baykam için değil, başka bir şey için gitmiş”.
Bir sevinç, bir rahatlama...
Demek istiyor ki, “Siz boşuna sevinmeyin, biz de boşuna hayıflanmayalım. Gül, kendi işi için gitmiş, gitmişken ona da uğramış”.
Ya arkadaş ne fark eder?
Gitmiş ya? Ortaçağ karanlığında kalmış bir devletin sessizliğini bozmuş, ülkenin sadece sanat ve sanatçı düşmanlarından ibaret olmadığını küçük bir jestle kayda geçirmiş, eşinin bütün Türklerin Cumhurbaşkanı olduğunu göstermiş.
Söyle Allah aşkına fena mı olmuş?
Yani “Sırf onun için gitmeye değmez” mi diyorsun?
“O bizden değil, ziyareti vacip değildir” mi?
Söyleyin bu kin ve nefret duygusu üzerine, bu bitip tükenmek, tatmin olmak bilmeyen rövanş ihtirasının üzerine demokrasi kurulabilir mi...
Ertuğrul ÖZKÖK / HÜRRİYET
ALLAH aşkına şu trajediye, şu ruhsuzluğa bakın.
Cumhurbaşkanı’nın eşi Hayrünnisa Gül, sokak ortasında bıçaklanan büyük bir sanatçıyı hastanede ziyarete gitmiş.
Gazete ilk gün haberi atlamış veya görmezden gelmiş.
İkinci gün karar verememiş.
Üçüncü gün karar vermiş ve haberin başlığını atıyor:
“Baykam için değil, başka bir şey için gitmiş”.
Bir sevinç, bir rahatlama...
Demek istiyor ki, “Siz boşuna sevinmeyin, biz de boşuna hayıflanmayalım. Gül, kendi işi için gitmiş, gitmişken ona da uğramış”.
Ya arkadaş ne fark eder?
Gitmiş ya? Ortaçağ karanlığında kalmış bir devletin sessizliğini bozmuş, ülkenin sadece sanat ve sanatçı düşmanlarından ibaret olmadığını küçük bir jestle kayda geçirmiş, eşinin bütün Türklerin Cumhurbaşkanı olduğunu göstermiş.
Söyle Allah aşkına fena mı olmuş?
Yani “Sırf onun için gitmeye değmez” mi diyorsun?
“O bizden değil, ziyareti vacip değildir” mi?
Söyleyin bu kin ve nefret duygusu üzerine, bu bitip tükenmek, tatmin olmak bilmeyen rövanş ihtirasının üzerine demokrasi kurulabilir mi...
Ertuğrul ÖZKÖK / HÜRRİYET