Hayrettin Karaman 'dinsizleri geçtik' deyip bombaladı: Kendi ahlaksızlığını...
İslam Hukuku ve fıkıh konularında sözü otorite sayılan ünlü ilahiyatçı Hayrettin Karaman bugünkü yazısında dindarları topa tuttu. Karaman 'eline para geçen dindarlar israfta dinsizleri geçti' dedi.
Bir dönem "Saray'ın fetvacısı" diye tanımlanan ancak bu iddiaları reddeden Yeni Şafak yazarı Hayrettin Karaman, eline para geçen, zengin 'dindarlar'ın lüks ve israfta dinsiz olanları "fersah fersah" geçtiğini söyledi.
Karaman, "Müslümanca örtünmenin ictimai hayata katılmaya engel olmaması için yıllarca mücadele ettik, değerli bedeller ödendi, sonunda engeller kalktı, bu defa da sözde örtünenler “örtülü açıklar” nitelemesinin örneği haline geldiler" dedi.
Yeni Şafak'ta "Ahlak herkese lazım" başlığıyla bir yazı kaleme alan Karaman şunları kaydetti:
Vaktiyle İmam Hatip mezunlarının ilâhiyat dışındaki yükseköğretime geçişlerinin önüne engeller konmuştu. Birçok “dindar” Müslüman ve İlahiyat mezunu veliler çocuklarını İmam Hatip’ten aldılar veya oraya göndermediler; yani son tahlilde dünyayı ahirete, maddî imkânı Allah rızasına tercih ettiler.
Son yıllarda okullara Kur’an-ı Kerim, Peygamberimizin Hayatı ve İslam Bilgisi dersleri kondu. Bu dersler zorunlu değil, seçmeli idi. Yüzde doksan dokuzu Müslüman olan bu ülkede bu dersleri seçen insan sayısının azlığı ibretlik bir olaydır.
Eline para geçen ve zengin olan “dindarlar”, lüks ve israfta dinsiz veya dini hayatı gevşek/kusurlu olanları fersah fersah geçtiler.
Müslümanca örtünmenin ictimai hayata katılmaya engel olmaması için yıllarca mücadele ettik, değerli bedeller ödendi, sonunda engeller kalktı, bu defa da sözde örtünenler “örtülü açıklar” nitelemesinin örneği haline geldiler.
Birçok “dindar” işadamının işyerinde Müslümanca düzen, hakkını verme ve liyakati gözetme yok.
Birçok “dindar” (böyle görünen ve bilinen) olup kamu otoritesi kullanan kimsenin elindeki imkân ve yetkiyi kötüye kullandığına dair pek çok örnek var.
“Bu saydıkların “dindar” kesimde var da ötekilerde yok mu?” diye soranlar ve eleştirenler olacaktır.
Vardır, olmaz mı, ama bizde ya hiç ya da az (müstesna) olması gerekmiyor mu?
Sonuç: Biz ne kadar ahlaklı olursak bizi yönetenler de o kadar ahlaklı olurlar; onlar gökten inmediler, bizden çıktılar.
Durum bundan ibarettir, tercihler yapılırken ayaklarımız gerçek durumun üstünde olsun.