Hayko Bağdat'tan olay sözler! “12 yıldır bir canavar yönetiyorlar”
Taraf Gazetesi köşe yazarı Hayko Bağdat, Kehkeşan Dergisi’ne gündem yaratacak açıklamalarda bulundu.
İlk kitap denemesi Salyangoz’u neden yazdığını ve gördüğü tepkileri
anlatan ünlü köşe yazarı, siyasete gireceğine dair mesajlar
verdi.
Daha önce radyoculuk yapan ve köşe yazarlığına devam eden Hayko
Bağdat, matbaacılığa da devam ettiğini belirtirken gazetelerde
çalıştığını, çeşitli eylemlere katıldığını, televizyon kanallarına
çıktığını ancak bunların hiçbirini kendisine sıfat olarak
kullanmadığını ifade etti. Bağdat, bütün bunları daha iyi
yaşabilmek için verdiği mücadelenin enstrümanları olarak gördüğünü
anlattı.
Çok konuşulan Salyangoz kitabı için merak edilenleri anlatan
Bağdat,”Kitap aslında yayınevinin icadıdır. Yayınevim benden
‘Müslüman mahallesinde salyangoz satmayı’ anlatmamı istedi. Bunun
Türkiye’de dikkat çekeceğini söylediler. İlk başta bunu anlamsız
buldum. Ancak yayınevim ısrar etti ve kitabı oluşturmaya başladık.”
dedi.
Kitabı için gelen tepkilere değinen Hayko Bağdat, “Kitap
yayınlandıktan sonra, ulusalcı Beyaz Türkler’den, Gülen
Cemaati’nden, AKP, hatta MHP tabanından, Kürtlerden, Alevilerden,
aslında herkesten bir tepki geldi ve bundan da mutluyum. Demek ki
kimlik meselesini kimliksizce karşı tarafa anlatabilmenin bir
yolunu bulmuşum.” şeklinde konuştu.
Siyasete geçme arzusunun olduğunu ve bundan vazgeçmediğini belirten
Taraf Gazetesi köşe yazarı, “Ben siyasetten hiç ayrılmadım.
Parlamenter düzeyde değil de, farklı biçimde siyaset yaptım. Yani
benim için TÜBİTAK’a katılmak da, CNN’e çıkıp gündemle ilgili
konuşmak da, bir eyleme gitmek de, polisten gaz yemek de siyaset.
Zamanım el verdiği ve elimden geldiği sürece, mücadelemi daha da
etkinleştirip, daha çok insana ulaşmak için siyasetin içinde yer
alabilirim.” dedi.
Çözülememiş Hrant Dink dosyası için “katilleri partilerin arka
bahçesinde saklıyorlar” diyen ünlü yazar, “Bu cinayetin bir devlet
organizasyonu olduğu konusunda yoldaki bir adamı bile çevirseniz,
size ‘Ya o münferit bir şey değildir zaten’ diye cevap verir.
Burada cinayeti işleyen mekanizmanın devlete uzanan ayağını bulma
noktasında sıkıntı yaşanıyor. Bizim vekalet verdiğimiz, hak adına,
adalet adına talepte bulunduğumuz bütün kesimler kendisini katile
yakın hissetmektedir ve beyaz berelidir. Ergenekon operasyonları
başlatılacağı zaman en büyük kurumsal destek Hrant Dink
cinayetinden alındı. Bu cinayete göz yumuldu. Dönemin belirli
bürokratlarının hepsi halen gözümüzde şüphelidir, çünkü
soruşturulmamışlardır.” açıklamasında bulundu.
Son yılların yaşanmış önemli olaylarından Gezi için “önümüzdeki
yirmi yılın en önemli olayıdır” diyen Bağdat, “Değişim yukardan
aşağıya olmaz, aşağıdan yukarıya mücadeleyle olur. Dünyaya referans
verecek kadar kıymetli olan Gezi döneminde, devletten arındırılmış
park meydanındaki on beş günde, kimsenin öbür kimliklerin
gırtlağına yapışma gereksinimi duymadığı ve devletin-polisin
olmadığı o alanda farklı bir deneyim yaşadık. İşte biz bunu inşa
etmeye çalışıyoruz. O kültür ve iklim Türkiye’de bir uygarlık
iddiasıdır. O günlerdeki en önemli heyecan, oradaki gençlerin bize
önerdiği yaşam formudur. Gezi’nin etkilemediği hiçbir toplumsal
kesim, siyaset ve kuruluş kalmadı. Türkiye’nin yakında batıya ihraç
edeceği en büyük ürünü Gezi ruhudur…” dedi.
Yaşanan süreçte medyanın duruşunu Kehkeşan’a değerlendiren Hayko
Bağdat, “Medya çığırından çıktı. Türkiye’de iktidara yakın olan
gazete ve gazeteciler ile muhalifler her zaman vardı ama aynı
gazetede Özal’ı çok sevenler ile Özal’a küfredenler de bulunurdu.
Şuan da medya organları artık bir parti bülteni gibi yayın yapıyor.
Yani Erdoğan sussa neredeyse yazı yazamayacaklar. Hiçbir
objektiflik yok hiçbir eleştiri yok. Yani bir siyasi iktidarın her
şeyi bu kadar mükemmel yapması mümkün olabilir mi? Hiç mi
düzeltilecek, olumlu yönden de olsa, pozitif olacak ‘Bir dakika
yanlış yapıyorsun’ diyecek bir şey olmaz? Editörler bir cümle
kaçırsa işini kaybediyor, korkunç bir şey bu. Dolayısıyla bugün
medya bulvar gazeteciliğine dönüş yaptı. dedi ve ekledi “Şunu
söyleyin bana, 12 yıldır baştalar, her seçimi kazandırlar, niye bu
kadar bağırıyorlar? Niye bu kadar kızgınlar? Niye bu kadar
tedirginler? Her şey tamam işte ne kaldı geriye, çünkü bir canavar
yönetiyorlar. Canavarı ellerinden kaçırdıkları anda canavar dönüp
onları yiyecek.”
Son dönemde Etyen Mahçupyan’la yaşadığı tartışmadan da bahseden
Bağdat, şunları söyledi. “Ben Etyen Ağabey’in 10 yıla dair
öngördüğü Türkiye’ye fazlasıyla aşık olduğunu ve o aşkın gözünü ve
vicdanını körelttiğini, bu arada başımıza gelen bütün felaketleri
‘Yol kazası’ olarak tarif ettiğini ve giderek gerçeklikten
uzaklaştığını görüyorum. Umarım dediği gibi olur, onun dediği gibi
olmayan bir on yıl yaşarsak bu süreçte olan her şeyin vebali
boynuna yapışır.”
Son olarak birçok Suriyelinin Türkiye’ye sığınmasına da değinen
ünlü yazar, “Her şeyden önce Allah razı olsun. Kapıları açtık, her
geleni aldık. Bu insanları ülkemizde barındırmak, kamplar açmak
bile insani olarak gurur duymamız gereken bir davranış bence. Ancak
sınır bölgemizde yaşanan felaketi görmezden gelemeyiz. Türkiye
burada, ilk defa uluslararası bir alanda, bütün dünyanın gözlerini
çevirdiği çok kritik bir noktada. Bazı acemilikler yapıldı tabi
burada… Esad’ı devirme paranoyası ve takıntısı, Esad’ın başta
kalmasını sağladı.” dedi.