01 Ağu 2007 17:41 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 12:49

HAYIRDIR İNŞALLAH!..HASAN PULUR RÜYASINDA UFUK GÜLDEMİR'İ GÖRDÜ!..GÜLDEMİR "HOŞT" DEYİNCE KAÇAN SIĞINTI ZAĞAR KİM OLAKİ?..

22 Temmuz günü rahatsızlanan Milliyet'in usta kalemi Hasan Pulur,rahatsızlığı sırasında rüyasında Ufuk Güldemir'i gördü.Yanında bir zağar vardı.Güldemir'in "Kendi yanaşıyor,kovuyorum gitmiyor" dediği zağar merak uyandırdı...

Bir hastalık, bir seçim...

ESKİDEN siyasetçiler için kullanılırdı: "Sağlık nedenleriyle, görevlerinden ayrılmışlardır" ya da "geçici olarak" görevlerini bırakmışlardır.
Biz ise tersini yaptık, hastalığımızı açıklamak yerine "kısa bir süre izin yapacağımızı" duyurduk...
***
SEÇİM günü, oy verdikten sonra başlayan hastalığımız, "Metropolitan" Hastanesi'nin acil servisi ve ertesi gün uzman Dr. Bülent Ünalan'ın teşhis ve tedavileriyle şimdilik yola girdi....
"Kalbine ne olmuş?" diyenlere "yorgun bir kalp" diyoruz, bu ne bir roman adıdır ne de bir film adı, 75 yılın elli küsur yılının gazetecilik denilen bir uğraşıya feda edilmesinin armağanıdır.
***
AKP bu seçimi nasıl aldı?
Seçim günü (22 Temmuz 2007) yazımızda "Darbe sonrası seçimler" başlığı altında "darbe ve müdahaleleri, bunlara maruz kalanların, mağduriyet şemsiyesi" altında toplandıklarını belirtiyorduk.
"27 Mayıs" harekâtı "Demokratlar"ı devirmiş, Adalet Partisi ve Demirel gelmişti...
"12 Mart", "Bu müdahale bana karşıdır" diyen Ecevit ve CHP'yi iktidara getirmiştir.
"12 Eylül" Özal'ı ve Anavatan'ı, "28 Şubat postmodern darbesi" ise AKP'yi ve Tayyip Erdoğan'ı iktidara getirmiştir.
Ya şimdi?
Cevap bellidir. "27 Nisan"daki Genelkurmay bildirisi AKP'yi bu hale getirmişti.
Çünkü oyun kurallarına göre oynanmıyor, hem müdahale ediliyor hem de "Git, istediğine oy ver" deniliyordu, o da veriyor. Bunları seçim günü de yazabilirdik, ama yasak vardı.
***
SEÇİMİN ertesi günü 23 Temmuz 2007'de de şöyle demiştik:
"Güle güle laiklik, millet daha ne desin?"
Millet ağzını açmaya fırsat bulmadan, sol cepheden bir anda AKP'ye kaçıp milletvekili seçilen Anayasa Profesörü Zafer Üskül önceliği kaptı:
"Atatürk milliyetçiliği, Atatürk ilke ve inkılapları Anayasa'dan çıkarılmalıdır."
Hay hay, sadece bunlar mı?
Cumhuriyet Bayramı'nı kutlamak ne oluyor?
Hangi cumhurun bayramı?
Ya da "30 Ağustos Zafer Bayramı" hangi zaferin bayramı?
Asıl bayram, Recep Tayyip Erdoğan'ın Siirt'ten araseçimde seçilip, milletvekili unvanıyla, AKP'nin başına geçmesidir.
Oysa bunu sağlamak için Anayasa değişikliğine de, YSK kararına karşı çıkan Prof. Dr. Zafer Üskül değil mi?
Şu bizim Cüneyt Arcayürek de durup durup neler atar ortaya?
***
DENİZ Baykal'ın seçimden sonraki lafı da pek güzel...
Anayasa'dan, Cumhuriyet ve Atatürk'ün çıkarılmasını isteyen Zafer Üskül için, "Dakika bir, gol bir!" diyor...
Herhalde bu maç gol rekoruyla biter, böyle madara takımın böyle "yol veren" kalecisi olursa...
***
EVET, rahatsızlığımız sırasında böyle işlerle de uğraştık durduk...
Bir gece de rüyamızda merhum Ufuk Güldemir'i gördük, avcı kıyafetinde yanında da bir zağar....
Bilirsiniz Ufuk'un gazetecilik kadar bir merakı da avcılıktır, Sibirya'ya kadar ayı vurmaya gitmiştir.
"Nereye?" diye sorduk:
"Yanındaki zağar neyin nesi?"
"Kendi yanaşıyor, kovuyorum gitmiyor!"
Sonra MİLLİYET'teki ortak günleri anımsadık, zaman zaman tartıştığımız, başlıklarına karşı çıktığımız haberleri...
Ama bir gün olsun birbirimizi kırmadık, saygı ve sevgide kusur etmedik.
***
UFUK Güldemir'e bir teşekkür borcumuz vardır, yaşarken ödeyemedik, bari şimdi ödeyelim dedik.
"Habertürk televizyonunda, senden sonra Türk basınına yetenek ve değerleriyle armağan kalan Melih Meriç'le Basın Kulübü'nde konuşuyordun. Laf birden bize geldi, adımız geçti, bizim için şöyle dedin:
- Hasan Pulur deni