18 Mar 2012 13:21 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 13:27

"HAYATINDA GAZETECİLİK YAPMAMIŞ KİŞİLER KÖŞE YAZARI YAPILDI"

"Her zaman güçlüden yana olmayı kendine şiar edinmiş eski merkez medyanın yerine geçen yeni merkez medya..."

Kaynana Semra tipi köşeciler

Habercilik açısından verimli mi verimli günlerden geçiyoruz.
Temyiz aşaması tamamlanmadan peşin hüküm bildirerek en kanlı katliam davasını bile etkilemekten çekinmeyen siyasetçiler...
Kürtlerin Meclis'e girmemesi için uydurulan yüzde 10 barajı nal gibi ortadayken 'ileri demokrat' olduğunu iddia edenlerin Newroz Bayramı'nı Kürtlere yasaklama çabası...
Newroz'u, ortalığı kan gölüne çevirmek için fırsat bilenler...

***
Siyasetçilerle akrabalık ilişkilerini kullanarak ballı koltuklara oturanlar...
Takım tutar gibi taraf tutan savcılar, yargıçlar...
Varlığını, akademik çalışmalara değil, siyasetçilere borçlu rektörler...
O rektörlerin bir siyasetçiyi protesto ettiği için okuldan attığı üniversiteliler...
Devletin 'şefkatli'(!) kollarında tecavüze uğrayan çocuklar...
Bu vahşeti haber yapan ve hapse atılan gazeteciler...
Tecavüze uğrayan çocukları, kurtarıyormuş gibi yapıp, Adana'dan Sincan Cezaevi'ne taşıyarak ailelerinden koparanlar...

***
Bürokratlar için, 'hangi cemaattenmiş?' sorusunun olağanlaşması...
'Din ve inanç özgürlüğü'nün, 'inanmama özgürlüğü'nü de kapsadığını anlayamayanlar...
Laik bir ülkede zorunlu din dersi olamayacağını tartışmaya bile yanaşmayanlar...
Çoğunluğun azınlık üzerindeki iktidarını, 'demokrasi' zannedenler...
Her türlü muhalefetin, 'ideolojik çıkışlar bunlar!' diyerek susturulması...
Alkışlayanın 'makbul', eleştirenin 'düşman' sayılması...

***
Hayatından 375 gün çalınan Nedim Şener'in cezaevinde kahrından verdiği 30 kg...
Hrant Dink'in, cezaevinde semirdikçe semiren katili...
1 yıl 10 gün tutsak edildikten sonra 'pardon' denilerek serbest bırakılan Ahmet Şık'ın, 'bunu yapanlardan hesap soracağım' sözünden bile Ergenekon senaryosu üretme ahlaksızlığı...
Hayatında gazetecilik yapmamış, haber peşinde koşmamış kişilere yazdırılan köşeler...
O güne kadar kimse tarafından önemsenmemiş, sinik, silik bu tiplerin ekranlarda, köşelerde Semra Kaynana'ya dönüşmesini izlemek...
Tetikçiliğin karşılığı olan dolgun aylıklarını ve atladıkları sınıfın 'ayrıcalıklarını'(!) kaybetme korkusuyla köşelerinden, 'Oyumu AK Parti'ye vermiştim... Referandumda evet demiştim' türünden haftalık olağan hatırlatmaları...

***
CIA'in eski yöneticisinin destek mektubu sayesinde ABD'de ikamet eden bir kişinin, cemaat liderliğinden siyasi figüre dönüşmesini sıradan bir olaymış gibi algılamamızı bekleyenler...
Söze 'liderlik sultasına hayır!', 'tahakküme hayır!' diye başlayanların, 'hocaefendi hazretleri' nidaları...
'Demokrasi' adı altında Irak'a zulüm ve ölüm götüren Amerika'nın yeni hedefinin Suriye olmasını normal sayanlar...
'Yeni bir 1 Mart tezkeresi oyununa gelmeyelim' diyenleri Baasçılık'la suçlamaktan utanmayan savaş çığırtkanları...

***
Her zaman ezenden, güçlüden yana olmayı kendine şiar edinmiş eski merkez medyanın yerine geçen yeni merkez medya... Ve eski aktörlere küfür ederken onların yerini aldıklarının farkında bile olmayan zavallılar...
Gazetecilik okullarında 'Bu, habercilik değildir!' uyarısıyla okutulan, ana haber bültenini 'ucube sirki'ne çeviren, halkın haber alma hakkını gasp edenlerin bugün gazetecilik dersi vermeye kalkışmaları...
Bu kişilere 'idol' muamelesi yapıp çevresinde kümeleşen ergenler...

***
Düne kadar kol kola girip 'önümüze gelene bin tekme' naraları atanların bugün birbirlerine ağza alınmayacak sözler sarf etmesi...
Dünün güçlüsü, bugünün düşkününe akbabalar gibi saldırmayı 'yiğitlik' sananlar...

***
Hani bir medya patronu ve bir medya yöneticisiyle ilgili anlatılan hikaye vardır...
Medya patronu her gün kendisine radyodan küfreden genç adamı işe almaları için talimat verirken der ki, 'Bu çocuk iyi havlıyor. Bizim kapıya bağlayalım da biraz da bizim düşmanlara havlasın!'
Yarın şöhreti kaybettiğinizde ağlamayın diye söylüyorum... Patronların çığırtkanlara bakışını özetleyen cümle budur.

Özlem Akarsu Çelik / AKŞAM