12 Tem 2012 17:14 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 13:54

'HAYATIMIN ROLÜ, SIRF HALUK BİLGİNER İÇİN BİLE SEYREDİLİR'

Taraf'ın zor beğenen televizyon eleştirmeni Telesiyej, Star TV'nin yeni dizisi "Hayatımın Rolü"nü övdü..

Taraf'ın zor beğenen televizyon eleştirmeni Telesiyej, Star TV'nin yeni dizisi "Hayatımın Rolü"nde kadın kılığına giren Haluk Bilginer'i överken kanal yönetimine bir uyarıda bulundu...

Star'ın yeni dizisi "Hayatımın Rolü" sırf Haluk Bilginer'in oyunu için seyredilir!

Gerçekten şaşırtıcı.
Orijinal olmayan bir senaryoda, orijinal olmayan bir karakteri, fevkalade orijinal bir yorumla canlandırmış Haluk Bilginer.

Senaryo bildik, tanıdık., karakter fevkalade ünlü ve şablonik.. ama Haluk Bilginer bu kadar keskin hatlı bir karakteri yeniden üretmiş, hem de eskisinden daha fazla ete kemiğe ve ruha büründürerek yapmış bunu.

Hayatımın Rolü'nün hikâyesi, Robin Williams'ın başrolünü oynadığı, Türkiye'de Müthiş Dadı adıyla gösterilen Mrs. Doubtfire'la aynı. Gerçi jenerikte senarist Gamze Özer diye yazıyor ve Mrs. Doubtfire'dan hiç değilse esinlenildiğine dair -ki, esinlenmeden ÇOK daha fazlasıyla karşı karşıyayız- bir not yok., ama Haluk Bilginer'in canlandırdığı Dadı Yaşar, aynen Mrs. Doubtfire.
Ve şaşırtıcı olan Haluk Bilginer'in oyununun, Robin Williams'ın oyununa (ki, Mrs. Doubtfire karakteri, ben ne kadar antipatik bulsam da, nakşolmuştur zihinlere) hiç çağrışım yapmaması.
Robin Williams'ın Mrs.Doubtfire'ı, bana göre fazla karikatürize, şablonik ve ara jestlerden yoksundu; pek iç derinliği de yoktu doğrusu. Belki Haluk Bilginer'e göre fiziği ve yüzünün anatomisi daha müsaitti ve Robin Williams daha gençti o zamanlar ama, benim için fazla mekanikti; işin doğrusu evet o karakterde bir kadın görüntüsü vardı ama kadın duygusu çıkmıyordu.

Haluk Bilginer'in oyunundan -o kısacık sürede bile- onun jest ve mimiklerinden bir kadın duygusu, bir kadın psikolojisi çıkıyor ortaya; özellikle ara jestlerde, küçük ama derinlikli ara mimiklerde bu geçiyor seyirciye.

Uzun lafın kısası, Hayatımın Rolü, Haluk Bilginer sayesinde keyifle seyrediliyor ve seyredilir de.. yoksa konu bayat ve sıkıcı. Mrs. Doubtfire da öyleydi zaten., ayrıca, kadın kılığına giren, girmek zorunda kalan erkek hikâyesi o zaman da çiğnenmiş bir sakızdı, şimdi de öyle.

Bu arada şu hususun altını tekrar çizmek isterim ki, Star Tv'nin web sitesindeki dizi tanıtım sayfasında da dizinin hikâyesinin nereden uyarlama olduğuna dair hiçbir not yok. Bu da insanı şaşırtıyor doğrusu. Aslına hiçbir referans göstermeden dizinin senaryosunu -ve hikâyesini de- Gamze Özer'e ait gibi göstermek pek iyi olmamış, ne yapım şirketi için ne de kanal için. Ne yazık ki hep göz ardı edilen ya da unutulan bir şey var; yapım evi, tv kanalı ve seyirci bir dizinin paydaşlarıdır. Aralarında üretim ve tüketimle ilgili diyalektik bir ilişki vardır ve bu ilişkinin esası da seyirciye olması gereken saygıdır. Her şeyin şeffaf olarak seyircinin önüne konması esastır.
Hayatımın Rolü'nün ilk bölümünü seyretmediyseniz de, Star Tv'nin kendi sitesinde, yayınladığı dizi özetine bir göz atın -şayet Mrs. Doubtfire'ı da seyrettiyseniz zamanında-, ne dediğimi şıp diye anlarsınız.

Star Tv'nin kendi sitesinde yayınladığı dizi özeti aynen şöyle:

"Müşfik ve Ela nın evlilikleri hiç iyi gitmemektedir. Ela, Müşfik'in ne kadar iyi.baba olduğunun farkında olsa da onu çok sorumsuz bulmaktadır. Karısına ve çocuklarına karşı büyük bir sevgi besleyen Müşfik, istemeye istemeye Ela'nın boşanma isteğini kabul eder. Fakat mahkemenin, çocukları annelerine vermesi üzerine çocuklarından ayrı kalmak istemeyen Müşfik, kendince bir çözüm üretir. Sıradışı bir baba olan Müşfik, Ela'nın evde bir bakıcıya ihtiyacı olduğunu öğrenince hemen başvurur.
Mükemmel bir peruk ve makyajla herşey değişir.

En iyi bulduğu çözüm, dadı kılığına girerek çocuklarının bakıcısı olmaktır. Mükemmel peruğu, birazcık makyaj ve bütün durumlara elverişli elbisesi ile Bayan Yaşar (Müşfik), kendini işine adamış bir bakıcı olarak hemen işe alınır. Bu şekilde, olduğundan bambaşka bir karaktere bürünerek çocuklarının ve karısının güvenini tekrar kazanan Müşfik'in başı aksiliklerden bir türlü kurtulmaz..." (Kanalların kendi web sitelerinde yayınladıkları dizi özetlerinin diline biraz daha özen gösterilmesi gerekmez mi?)

Uzun lafın kısası, yabancı filmlerden ve dizilerden uyarlamalara pek sıcak bakmam, bilen bilir.
Ama hem Haluk Bilginer'in olağanüstü başarılı oyunculuğu, hem de diğer bütün oyuncuların -çocukların, bilhassa o küçük tatlı kızın- sempatik halleri yüzünden Hayatımın Rolü'nün, ekranlarda fazla iç açıcı dizilerin olmadığı bu sıcak aylarda-, izlenebilirliği yüksek görünüyor; lakin sezon başladığında ne olur bilmem.
Ama ben seyrederim galiba, onu da belirteyim.

Telesiyej / TARAF