Nur şöyle anlatmıştı o dönemi de: “Saklambaç oynuyorduk. İnşa edilmekte olan duvara yüzümü dönüp saymaya başladım: “1-2-3…” Bir sessizlik oldu. Yavaşça arkama döndüm. Karşımda dev gibi bir adam gördüm. Tam bağıracakken, yüzüme sert bir tokat indirdi. Elleriyle ağzımı kapattı. Ne kadar çırpınsam da fayda etmedi. Henüz 12 yaşındaydım ve evet tecavüze uğradım. Balat hastanesinde gözümü açtım. Beni gecekonduları için toprak almaya gelen kadınlar bulmuş. Bir bakıyorlar, iki tane ayak, belden aşağı bir çocuk. Bayılmışım, herhalde kafamı taşa vurmuşum. Kendime geldiğimde çok utandım. Okula gidemedim.”
YEŞİLÇAM SERÜVENİ BAŞLIYOR
Muhterem Nur, Eyüp'te ilkokulu bitirdikten sonra 14 yaşında yine aynı semtte bir dokuma fabrikasında çalışmaya başladı. Bu sırada bir subay ile evlendi ve bir çocuk sabihi oldu. Yeşilçam serüveni ise daha sonra başladı. Nur, hayatını değiştiren olayların başlangıcını ise yine o röportajda şöyle anlatmıştı: " Gazetede ‘artist aranıyor’ ilanını görmüştüm. Otobüse bindik, gittik. Ağa Cami önünde bir adamla karşılaştık. Bir sağıma bir soluma baktı, “Çok güzel burnunuz var” dedi. Korktum. Eyvah beni kaçıracaklar diye düşündüm. Adam dedi ki, “Ben sanatçıyım, senaryom var”. Ertesi gün giyinip tek başına film şirketine gittim. Ve filmlerde oynamaya başladım."
'ARTİST ARANIYOR'
Yaşadığı mahallede oturan sahne sanatçısı Yıldız Hanım’la Beyoğlu’na gittikten sonra büyülendi, arkadaşı Zeren’le ikinci kez gittiğinde de hayatı değişti. Gazetedeki ‘Artist aranıyor’ ilanı için gittiği Ağa Cami önünde karşılaştığı adam onu ilk filmine alarak yepyeni bir yol açtı. Bu yolda da elbette önüne pek çok engel çıktı. Ünlü yapımcı, yönetmen ve senarist Memduh Ün’le yaşadığı aşk onu bir çıkmaza sürükledi. “Ayrılırsan şöhretin biter” diyen Memduh Ün’ün kendisini Ahmet Mekin’den, Kenan Pars’tan, Fikret Hakan’dan kıskanarak hırpaladığını anlatan Muhterem Nur, film kadrosuna alınmadığında gerçeklerle karşılaştı. Kadroya Fatma Girik alınmıştı ancak Muhterem Nur hiç üzülmemişti, çünkü ayrılmayı başarmıştı.
İLK FİLM TEKLİFİ
İlk film teklifini 1950'lerin başında Muharrem Gürses'ten aldı. Yıldızlar Revüsü filminde figüran olarak sinema hayatına 1951'de başladı. İkinci filmi ise (1952), Osman Seden'in yönettiği "Kanun Namına"ydı. Bu filmlerdeki adı Aysel Utku'ydu. Daha sonra Ümit Utku'nun önerisiyle Muhterem Nur ismini kullanmaya başladı. Boş Beşik, başrol oynadığı ilk film oldu. 1958 yapımı "Üç Arkadaş", Muhterem Nur'u "yıldız" sınıfına taşıdı. Fikret Hakan, Salih Tozan ve Semih Sezerli gibi üç "dev" oyuncu ile başrolü paylaştı.Nur daha sonra sinemada umduğunu bulamayınca dansöz ve şarkıcı olarak sahne almaya başladı. Nur 1970’li yıllarda küçük gazinolarda ve turne ekipleriyle çalıştı.