AL BUNU KARLARIN ORTASINA BIRAK!
Muhterem Nur kendi dünyaya gelişini ve ölümden dönüşünü de şöyle anlatmıştı: "Evet, düşünün. Camı penceresi olmayan, hava almayan bir yere. O günden sonra annem Şira, mahzenin soğuğuna mahkûm oluyor. Ablalarının gizli gizli verdiği yemekler dışında boğazından tek bir lokma geçmiyor. Altı ayı doldurmak üzereyken sancısı tutuyor. Çığlıkları mahzeni inletiyor. Evdekiler yılbaşı gecesi olduğu için sofradalar. Teyzem Şivga şarap alma bahanesiyle kardeşine bakmak için mahzene iniyor. Annem yerde yatıyor, ben doğuyorum. Ailenin ebesi Raziye’yi çağırıyorlar. Büyükbabam ona diyor ki, “Al bunu, karların ortasına bırak”.
ÇOCUKLUĞU DA ZORDU
Muhterem Nur, çocukluğunun bir kısmını Makedonda'ya geçirdi. O henüz küçükken teyzeleri Türkiye'ye göç etti. Onun Türkiye'ye gelmesi için ise birkaç yıl daha geçmesi gerekti. İkinci Dünya Savaşı'nın en yoğun günlerinde bir kamyonda Türkiye'ye kaçırıldı ünlü oyuncu. Gelin o günleri yine onun verdiği röportajdan kendi anlatımıyla dinleyelim: Türkiye'ye geldiğinde Muhterem Kısa adıyla nüfusa kaydettirildi. Okul hayatı da zorlu geçti, dışlandı. Teyzesinin arkadaşına gittiği bir gün sokakta saklambaç oynarken tecavüze uğradı.
Nur şöyle anlatmıştı o dönemi de: “Saklambaç oynuyorduk. İnşa edilmekte olan duvara yüzümü dönüp saymaya başladım: “1-2-3…” Bir sessizlik oldu. Yavaşça arkama döndüm. Karşımda dev gibi bir adam gördüm. Tam bağıracakken, yüzüme sert bir tokat indirdi. Elleriyle ağzımı kapattı. Ne kadar çırpınsam da fayda etmedi. Henüz 12 yaşındaydım ve evet tecavüze uğradım. Balat hastanesinde gözümü açtım. Beni gecekonduları için toprak almaya gelen kadınlar bulmuş. Bir bakıyorlar, iki tane ayak, belden aşağı bir çocuk. Bayılmışım, herhalde kafamı taşa vurmuşum. Kendime geldiğimde çok utandım. Okula gidemedim.”
YEŞİLÇAM SERÜVENİ BAŞLIYOR
Muhterem Nur, Eyüp'te ilkokulu bitirdikten sonra 14 yaşında yine aynı semtte bir dokuma fabrikasında çalışmaya başladı. Bu sırada bir subay ile evlendi ve bir çocuk sabihi oldu. Yeşilçam serüveni ise daha sonra başladı. Nur, hayatını değiştiren olayların başlangıcını ise yine o röportajda şöyle anlatmıştı: " Gazetede ‘artist aranıyor’ ilanını görmüştüm. Otobüse bindik, gittik. Ağa Cami önünde bir adamla karşılaştık. Bir sağıma bir soluma baktı, “Çok güzel burnunuz var” dedi. Korktum. Eyvah beni kaçıracaklar diye düşündüm. Adam dedi ki, “Ben sanatçıyım, senaryom var”. Ertesi gün giyinip tek başına film şirketine gittim. Ve filmlerde oynamaya başladım."