Hayat öyküsü kitap oldu: Ömrümce ağladım...

Muhterem Nur'un hayat öyküsü 1932 yılında başladı... Bu öykünün başlangıcı da çok zordu, gelişme bölümü de kolay olmadı. Muhterem Nur, hayatının aşkı Müslüm Gürses'i yedi yıl önce kaybetmişti. İki sevgili şimdi kavuştu...

Hayat öyküsü kitap oldu: Ömrümce ağladım... - Sayfa 1

PENCERESİ BİLE OLMAYAN BİR MAHZENDE DOĞDU

Takvimler 1932 yılını gösterirken bugünkü Makedonya sınırları içinde dünyaya geldi Muhterem Nur. Zor hayatı o daha dünyaya gelmeden başlamıştı. Annesi henüz öğrenciyken evli olduğunu bilmediği bir öğretmeniyle romantik bir ilişki yaşadı. Hamile kaldı ancak ona sahip çıkan kimse olmadı. Annesi Şira'nın hamile olduğunu öğrenince babası onu bir mahzene kilitledi. Muhterem Nur, penceresi bile olmayan bir mahzende dünyaya gözlerini açtı. 

113
Hayat öyküsü kitap oldu: Ömrümce ağladım... - Sayfa 2

CAMİ AVLUSUNDA ÖLÜME TERK EDİLDİ

Annesini daha doğar doğmaz kaybetti Muhterem Nur. Bebekken ebesi Raziye Hanım'ın insafına terk edildi. Raziye Hanım onu önce bir caminin avlusuna bıraktı. Sözün kısası daha bebekken kış günü ölüme terk edildi. Ama sonra yaptığını içine sindiremeyen Raziye Hanım, geri dönüp onu aldı ve bebek sahibi olmak isteyen dul bir kadına sattı. Annesi doğum yaparken olup biteni gören teyzesi bebeğin isminin Olga konulmasını istemişti. Hayatının ilk yıllarında bu isimle anıldı Muhterem Nur.

213
Hayat öyküsü kitap oldu: Ömrümce ağladım... - Sayfa 3

HAYAT ÖYKÜSÜ KİTAP OLDU: ÖMRÜMCE AĞLADIM

Muhterem Nur'un filmlere konu olacak olaylarla dolu olan hayatı Ömrümce Ağladım adlı kitaba konu olmuştu. Gülsen İşeri tarafından kaleme alınan kitabın yazılmasına neden razı olduğunu da şu cümlelerle anlatmıştı Muhterem Nur: "Biliyorsunuz, insanlar unutuluyor. Böyle bir kitap yazdığım zaman belki 20-30 sene sonra arkadan gelenler bizi hatırlar, belki “Bir Muhterem Nur varmış” der. Yeğenlerim çocuklarına anlatır." 

313
Hayat öyküsü kitap oldu: Ömrümce ağladım... - Sayfa 4

NE ANNESİNİ TANIDI NE BABASINI

Nur ne annesini tanıdı ne babasını hayatı boyunca. Babasını da hiç merak etmediğini o röportajda şöyle anlatmıştı: " Ben dünyaya doğmakla hata yapmışım. Veya beni doğuran hata yapmış. Annem okul zamanında hocasıyla bir arkadaşlık kuruyor. Evli bir adammış. Ben onun resmini bile görmedim. Babamı hiç merak etmedim. ünkü annem 16 yaşında onun yüzünden ölmüş. Eğer anneme sahip çıksaymış, “Ben evliyim, çocuğum var” diye doğruyu söyleseymiş annem ölmeyecekmiş. Kim olsa o yaşta âşık olur. Bir de üstelik hamile kalmış. 

413