'HAY SENİN ŞARAP ÇANAĞINA TÜKÜREYİM...' NECATİ DOĞRU,ENGİN ARDIÇ'A AÇTI AĞZINI YUMDU GÖZÜNÜ!...
'Yazı da yazamıyorsun. Üç-beş İngilizce, Fransızca deyim ezberleşmişsin, onları Türkçe küfürlerle lehimleyip, "iktidara ucuz yağlar çeken" makaleler döktürüyorsun.'
Çalık´lamacı! Senin şarap
çanağına tüküreyim...
Çalık´lamacı olmadı. Yazamadın. Ciğerini kurtarmak korkusuna düştün benim sana verdiğim, "Tayyip Bey, Kıbrıs´ı Türkiye´nin sömürgesi mi sandın" başlığının arkasına pıstın. Sadece başlığı yazdın, altını doldurmadın.
Çalık´lamacı dinle!
Kıbrıs yavru vatandır.
Türkiye anavatandır.
Kıbrıs´ta "Rum ile Türk´ün birlikte yaşamasını katleden" vahşi Rum asimilasyonunu anavatan ve yavru vatan birlikte önledi. Sen şimdi Rumlara ve onları şımartan Avrupalılara yaranacaksın diye "yavru vatanı anavatandan koparıp verme (yani ver kurtulcu olma)" kopilliğine giriyorsun.
Çalık´lamacı!
Satılmamak erdemdir.
Bu erdeme sen uzaksın.
Yazı da yazamıyorsun. Üç-beş İngilizce, Fransızca deyim ezberleşmişsin, onları Türkçe küfürlerle lehimleyip, "iktidara ucuz yağlar çeken" makaleler döktürüyorsun.
Okur yutmuyor.
Sen yazmaya başlıyorsun.
Sabah 100 bin okur yitiriyor.
Konu çeşitlendirmesi yapmak için Kemal Tahir´in deyimiyle "batıya özenen omurgasız aydın tipi kuklalığına" soyunuyor "şarap yazısı" yazmaya soyunuyorsun. Hangi şarabın hangi yemekle ve günün hangi saatinde, güneşin ışıkları nerden ve nasıl gelirken içilmesi gerekir diye "abuk-sabuk-uydurma" bilgilerle köşe dolduruyorsun. Sözüm ona "sen şaraptan çok iyi anlıyorsun" fakat Anadolu´da yeni zenginleşen insanlar, "şarabı seçmesini ve içmesini bilmiyor" diye onlara kibir satıyorsun. Sen, Çalık´lama çukuruna düşmüş "cırcır kuşu" kendini "tavus kuşu" sanıyorsun.
Üzüm bağlarında mı büyüdün?
Şarap mahzeniniz mi vardı?
Doğduğun zaman baban kilisede zangocun tuttuğu tastan senin ağzına şaraba batırılmış ekmek suyu mu damlattı? Dört kuşak sülalende üzüm bağı sahibi aristokratlar, asilzadeler, feodal beyler, krallar mı var? Ailenizde şarabı yaşama biçimi yapmış uluslarararası çapta ressamlar, müzisyenler, dünya ölçüsünde eser vermiş Puşkin, Goethe, Heine, Shakespeare, Ibsen, Dostyoveski, Stendhal, Tolstoy, Ömer Hayyam, Can Yücel, Neyzen Tevfik gibi "şarapla keskin zekâlarını cilalamış" birileri bulunuyor ki sen şarabı onlardan öğrendin, öyle mi?
Omurgasız taklitçi!
Hay senin şarap çanağına tüküreyim.
NECATİ DOĞRU-VATAN