Haşim Kılıç'tan gazetecilere ilginç çağrı: Pes etmeyin, direnin!
Türkiye’de bir “korku iklimi” oluştuğunu belirten Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, gazetecilere "Direnin, pes etmeyin" çağrısı yaptı.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, kurumun gündemi değiştiren
kritik kararlarından bir gün önce IPI-CPJ basın özgürlüğü heyetine
yaptığı açıklamada, Türkiye'de bir "korku iklimi" oluştuğunu
belirterek, gazetecilere, "Direnin, pes etmeyin" çağrısı yaptı.
Viyana merkezli Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) ve New York
merkezli Gazetecileri Koruma Komitesi'nin (CPJ) ortaklaşa
oluşturduğu misyon, Ankara'daki temaslarının ilk günü olan 1
Ekim'de Anayasa Mahkemesi yerleşkesinde Kılıç ile görüşmüştü.
Başbakanlık Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'na (TİB) verilen
"4 saat içinde internet sitesi kapatma" ve trafik bilgilerini
toplama yetkisini 2 Ekim'de iptal eden mahkemenin başkanı Kılıç
heyete şunları söyledi:
EN BÜYÜK GÖREV YARGININ
- En önemli, birinci derecedeki özgürlük, ifade özgürlüğüdür. Hatta
bence aşırı olacak ama yaşam hakkından bile daha fazla değere
sahiptir.
- 2004'te Anayasa'nın 90. Maddesinde yapılan değişiklikle, temel
hak ve özgürlükler konusunda yerel hukuk ile imzalanan uluslararası
antlaşmalar arasında çatışma olduğunda, uluslararası antlaşmaların
esas alınması öngörüldü. Bu bir dönüm noktasıdır, devrim
niteliğindedir. Ancak buna rağmen bugün ifade özgürlüğünde sorun
yaşanıyorsa bu maddenin uygulamaya geçirilememesinden
kaynaklanıyor. Bu konuda en büyük görev yargıya düşüyor. Sıkıntının
temel kaynaklarından birisi temel haklar konusunda davalara bakan
yargı mensuplarının bu algıya sahip olmaması.
HUZUR KAÇIRICI İFADELER DE HAK
- Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ile Türk yargısı arasında
ciddi anlayış farklılığı çıkıyor. Avrupa hukuku, ifade özgürlüğünün
sınırlarını çok şok edici, rahatsız edici, huzur kaçırıcı ifadeleri
de kapsayacak şekilde çizer. Sıkıntı son tahlilde bu davaların
Türkiye'de bu anlayışı içselleştirememiş yargı mensuplarının önüne
gelmesiyle çıkıyor. Avrupa Konseyi ile Türk hakim ve avukatların
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararları konusunda
bilgilendirilmesi için üç yıllık bir projeye başlıyoruz. Yargı
mensupları konusunda dile getirdiğim sorunun böyle çözüleceğini
ümit ediyorum.
ÖZGÜRLÜK AÇILINCA, KAPATMAK ZORDUR
- 2010 anayasa değişikliği ile AYM'ye bireysel başvuru hakkı
tanınması bir şanstır. Çünkü AYM'nin ifade özgürlüğü meselesine
bakışı tam da AİHS ile AİHM'in bakışıyla örtüşüyor. Twitter ve
Youtube kararları buna örnektir. Özgürlük alanlarını açtıktan sonra
kapatmak zordur. Ben arkadaşlarıma güveniyorum; bizden sonra da
AYM'nin görevi özgürlük alanını genişletmek olacaktır.
SİYASET KURUMLARI SORUMLU
- Beni endişelendiren konu, Türkiye'de giderek artan kin ve nefret
söylemi. Bu iklimin oluşmasında siyaset kurumlarının sorumluluğu
var. Bu sorunun siyasi tansiyonun düşmesiyle azalacağını tahmin
ediyorum.
- Bu ortamda oluşan korku iklimi gazetecileri de etkiliyor. Temel
hak ve özgürlükler konusunda mücadele gerekir. Gazeteciler de
direnmeli. Pes etmemeleri gerekir.