05 Nis 2013 17:10
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:07
HASAN KARAKAYA: HİÇ KİMSE KORKMASIN, BEN KİMSEYİ YEMEM!
Akil insanlar listesi”ne son dakika gelişmesiyle dahil edilen Yeni Akit yazarı Hasan Karakaya, eleştirilere cevap verdi.
İşin özü ve özeti: Kan dursun, gözyaşı dinsin!
Öncelikle “Akil İnsanlar Heyeti”ne seçilmiş olmamdan dolayı “tebrik” eden okurlarıma ve “Egeli hemşehrilerim”e teşekkür ediyorum. Çıktık bir yola... Bu yoldan, inşaallah yüzümüzün akıyla çıkarız... Çorbada bizim de tuzumuz olursa, ne mutlu bize... Malûm, “63 kişilik Akil İnsanlar Heyeti” olarak dün akşam, Sayın Başbakan Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandık... Ne var ki; “neler konuştuklarımızı” size anlatmam, teknik olarak mümkün değil... Ama, inşaallah yarınki yazımda hem neler konuştuklarımızı, hem de havayı sizlere anlatırım...
ELEŞTİRİLERE CEVAP
Yoğun günler geçiriyoruz... Ama yine de gazetelere, televizyonlara ve internet sitelerine bakınca gördüm ki, gerek “benimle” ilgili, gerek “heyetin geneli” ile ilgili eleştiriler var. Bizim işimiz “ikna” olduğuna göre, ilk önce bu “eleştiri”lere cevap vermek ve eleştiri sahiplerini de “ikna” etmek durumundayım... Kendimden başlayayım... Elimde “matkap” bulunan fotoğrafımla birlikte demişler ki; “İşte son Akil Adam!” Çok doğru... “Son Akil Adam” benim... Çünkü, “en son telefon edilen” benim... Ama, bunun “matkap”la ilgisi ne?.. Kaldı ki, o matkabın ucunda “kalem” var! Zaten, işin esprisi de orada!.. “Beton kafalı”lar veya “duvar kulak”lılar üzerinde bir işlem yapacaksak, bunu “kalem”le yapacağız. Elimde matkabı görüp de, “Matkap Hasan” diye endişe edenler hiç korkmasınlar... Bugüne kadar hiç kimseye zararımız olmadı, bundan sonra da olmaz!.. “Argo” kelimeler, “hakaret”ler ve “sövgü”ler tamam da, bugüne kadar hiç kimseye “iftira” etmedim, bundan sonra da etmem... Uzun lâfın kısası; Hiç kimse korkmasın, Ben kimseyi yemem!.. Öyle sanıyorum ki; Sürecin sonunda herkes ikna olacaktır.
NİYE CHP’Lİ-MHP’Lİ YOK?
Kendimle ilgili bu cevabı verdiğime göre, gelelim “heyet”le ilgili eleştirilere... Bazıları diyorlar ki; “Heyetin üyeleri, ya AK Parti’ye yakın olanlardan, ya da BDP ve PKK’ya yakın olanlardan seçilmiş!..
Aralarında niye MHP ve CHP’ye yakın isimler yok?.. Ne yani; kamuoyundaki MHP ve CHP’lilerin ikna edilmeleri gerekmiyor mu?” Çok doğru... Elbette onlar da ikna edilecek... Ama, “CHP ve MHP tandanslı kişilerin Akil İnsanlar Heyeti’ne niçin seçilmedikleri” meselesi, apayrı bir mesele... Öncelikle, bir bilgi verelim: İşte, açıklamalar ortada...
TBMM’de çözüm sürecine ilişkin kurulacak araştırma komiyonuna CHP ve MHP üye vermeyecek. CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, AK Parti’nin TBMM Başkanlığı’na sunduğu “çözüm süreci”ne dair Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasına ilişkin önergenin, TBMM İçtüzüğü’ne ve Anayasa’ya aykırı olduğunu, bu nedenle komisyonda yer almayacaklarını ifade ederken; MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural da çözüm sürecine ilişkin Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasına karşı olduklarını ve kurulması durumunda komisyona üye vermeyeceklerini söyledi... Hele söyleyin; CHP ve MHP’den bu yönde açıklamalar yapılırken, CHP ve MHP tandansındaki kişiler “Akil İnsanlar Heyeti”ne girebilirler mi?.. Girmeyi kabul etseler bile, bir “mahalle baskısı”na uğramayacaklarını kim garanti edebilir?..
Hal böyle iken; “CHP ve MHP tandanslı kişiler niye heyete dahil edilmedi?” demek, “mahalle baskısı”nı hiç hesaba katmamak demektir... Nitekim; Bazı “aday”ların, sırf bu “baskı endişesi” yüzünden davete “hayır” demek zorunda kaldıklarını da unutmamak gerekir. Bence, “isimler” üzerinde durmak yerine, “bundan sonrasına” bakmakta yarar var... Önemli olan, “millet ve memleketin selâmeti” için bir şeyler yapmak... Başbakan Tayyip Erdoğan; bu süreçte “taşın altına yüreğini koymuşsa”, hiç olmazsa bizler de “elimizi” koymalıyız...
Hedef; “Kan ve gözyaşı dinsin” ise, gerisi teferruat!.. Evet, bir yola çıktık. Allah utandırmasın! Akil İnsan dediğin nasıl olmalı? Star’dan Mustafa Karaalioğlu, “Akil Adamlar Listesi”ni beğenmeyenler ve “Böyle Akil Adamlar heyeti olmaz” diyenler için, demiş ki; “Haklısınız olmaz... Akil adam dediğin, kan akıyor, anneler-babalar gözyaşı döküyor diye dertlenmez... Akil adam dediğin ülkenin doğusu ile batısı arasında bağlar kopuyor diye umursamaz...
Akil adam dediğin, demokrasi ve barış geliyor diye sevinmez, aksine korkar... Akil adam sizin gibi olur.. Akil adam dediğin hükümetle değil, hükümeti yıkmak için plan yapanla masaya oturur... Akil adam dediğin, Başbakan’a fikir vermez doğrudan askerden emir alır... Akil adam dediğin “vur” diyene alkış tutar, “öl” diyene çanak açar bekler... Akil adam dediğin, bir manşet atar Hrant Dink’i, Ahmet Kaya’yı hedefe koyar... Akil adam dediğin, başörtülü takip eder, parti kapattırır, Kürde Kürt diyeni fişlettirir...” Demek oluyor ki; “bunların tersine” düşünürseniz, “Akil Adamlar”ın kimler olduğunu ve neler yapacağını da anlamış olursunuz... İşte biz, “Türkiye” için görev yapacağız
Öncelikle “Akil İnsanlar Heyeti”ne seçilmiş olmamdan dolayı “tebrik” eden okurlarıma ve “Egeli hemşehrilerim”e teşekkür ediyorum. Çıktık bir yola... Bu yoldan, inşaallah yüzümüzün akıyla çıkarız... Çorbada bizim de tuzumuz olursa, ne mutlu bize... Malûm, “63 kişilik Akil İnsanlar Heyeti” olarak dün akşam, Sayın Başbakan Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandık... Ne var ki; “neler konuştuklarımızı” size anlatmam, teknik olarak mümkün değil... Ama, inşaallah yarınki yazımda hem neler konuştuklarımızı, hem de havayı sizlere anlatırım...
ELEŞTİRİLERE CEVAP
Yoğun günler geçiriyoruz... Ama yine de gazetelere, televizyonlara ve internet sitelerine bakınca gördüm ki, gerek “benimle” ilgili, gerek “heyetin geneli” ile ilgili eleştiriler var. Bizim işimiz “ikna” olduğuna göre, ilk önce bu “eleştiri”lere cevap vermek ve eleştiri sahiplerini de “ikna” etmek durumundayım... Kendimden başlayayım... Elimde “matkap” bulunan fotoğrafımla birlikte demişler ki; “İşte son Akil Adam!” Çok doğru... “Son Akil Adam” benim... Çünkü, “en son telefon edilen” benim... Ama, bunun “matkap”la ilgisi ne?.. Kaldı ki, o matkabın ucunda “kalem” var! Zaten, işin esprisi de orada!.. “Beton kafalı”lar veya “duvar kulak”lılar üzerinde bir işlem yapacaksak, bunu “kalem”le yapacağız. Elimde matkabı görüp de, “Matkap Hasan” diye endişe edenler hiç korkmasınlar... Bugüne kadar hiç kimseye zararımız olmadı, bundan sonra da olmaz!.. “Argo” kelimeler, “hakaret”ler ve “sövgü”ler tamam da, bugüne kadar hiç kimseye “iftira” etmedim, bundan sonra da etmem... Uzun lâfın kısası; Hiç kimse korkmasın, Ben kimseyi yemem!.. Öyle sanıyorum ki; Sürecin sonunda herkes ikna olacaktır.
NİYE CHP’Lİ-MHP’Lİ YOK?
Kendimle ilgili bu cevabı verdiğime göre, gelelim “heyet”le ilgili eleştirilere... Bazıları diyorlar ki; “Heyetin üyeleri, ya AK Parti’ye yakın olanlardan, ya da BDP ve PKK’ya yakın olanlardan seçilmiş!..
Aralarında niye MHP ve CHP’ye yakın isimler yok?.. Ne yani; kamuoyundaki MHP ve CHP’lilerin ikna edilmeleri gerekmiyor mu?” Çok doğru... Elbette onlar da ikna edilecek... Ama, “CHP ve MHP tandanslı kişilerin Akil İnsanlar Heyeti’ne niçin seçilmedikleri” meselesi, apayrı bir mesele... Öncelikle, bir bilgi verelim: İşte, açıklamalar ortada...
TBMM’de çözüm sürecine ilişkin kurulacak araştırma komiyonuna CHP ve MHP üye vermeyecek. CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, AK Parti’nin TBMM Başkanlığı’na sunduğu “çözüm süreci”ne dair Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasına ilişkin önergenin, TBMM İçtüzüğü’ne ve Anayasa’ya aykırı olduğunu, bu nedenle komisyonda yer almayacaklarını ifade ederken; MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural da çözüm sürecine ilişkin Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasına karşı olduklarını ve kurulması durumunda komisyona üye vermeyeceklerini söyledi... Hele söyleyin; CHP ve MHP’den bu yönde açıklamalar yapılırken, CHP ve MHP tandansındaki kişiler “Akil İnsanlar Heyeti”ne girebilirler mi?.. Girmeyi kabul etseler bile, bir “mahalle baskısı”na uğramayacaklarını kim garanti edebilir?..
Hal böyle iken; “CHP ve MHP tandanslı kişiler niye heyete dahil edilmedi?” demek, “mahalle baskısı”nı hiç hesaba katmamak demektir... Nitekim; Bazı “aday”ların, sırf bu “baskı endişesi” yüzünden davete “hayır” demek zorunda kaldıklarını da unutmamak gerekir. Bence, “isimler” üzerinde durmak yerine, “bundan sonrasına” bakmakta yarar var... Önemli olan, “millet ve memleketin selâmeti” için bir şeyler yapmak... Başbakan Tayyip Erdoğan; bu süreçte “taşın altına yüreğini koymuşsa”, hiç olmazsa bizler de “elimizi” koymalıyız...
Hedef; “Kan ve gözyaşı dinsin” ise, gerisi teferruat!.. Evet, bir yola çıktık. Allah utandırmasın! Akil İnsan dediğin nasıl olmalı? Star’dan Mustafa Karaalioğlu, “Akil Adamlar Listesi”ni beğenmeyenler ve “Böyle Akil Adamlar heyeti olmaz” diyenler için, demiş ki; “Haklısınız olmaz... Akil adam dediğin, kan akıyor, anneler-babalar gözyaşı döküyor diye dertlenmez... Akil adam dediğin ülkenin doğusu ile batısı arasında bağlar kopuyor diye umursamaz...
Akil adam dediğin, demokrasi ve barış geliyor diye sevinmez, aksine korkar... Akil adam sizin gibi olur.. Akil adam dediğin hükümetle değil, hükümeti yıkmak için plan yapanla masaya oturur... Akil adam dediğin, Başbakan’a fikir vermez doğrudan askerden emir alır... Akil adam dediğin “vur” diyene alkış tutar, “öl” diyene çanak açar bekler... Akil adam dediğin, bir manşet atar Hrant Dink’i, Ahmet Kaya’yı hedefe koyar... Akil adam dediğin, başörtülü takip eder, parti kapattırır, Kürde Kürt diyeni fişlettirir...” Demek oluyor ki; “bunların tersine” düşünürseniz, “Akil Adamlar”ın kimler olduğunu ve neler yapacağını da anlamış olursunuz... İşte biz, “Türkiye” için görev yapacağız
