HASAN KAÇAN:''METİN ASLINDA 1995'TE ÖLDÜRÜLDÜ. BUNA SEBEP BENİM!''
VİDEO - Ünlü yazarın ağabeyi Hasan Kaçan: 'Metin aslında 1995'te öldürüldü. Buna sebep benim!'
6 Ocak’ta Boğaziçi Köprüsü’nden atlayarak intihar eden ünlü yazar
Metin Kaçan’ın ağabeyi oyuncu, senarist ve karikatürist Hasan
Kaçan, intiharın ardındaki sır perdesini Metin Kaçan’ın bedeninin
bulunmasından hemen önce A Haber’de Selin Ongun’un sunduğu ‘Bi
Sormak Lazım’da anlattı.
LİNÇ KÜLTÜRÜ BİZİM ÖZKÜLTÜRÜMÜZDE YOK
Polis karakolunda kardeşinin eşyalarını gördüğünde ve yanında para
olmadığını bildiğinden dolayı intihar ettiğine inandığını dile
getiren Kaçan, “Önceleri ‘Metin böyle bir şey yapmaz, niye yapsın?’
diyordum. Şimdi umudum azalıyor” diye konuştu. Kardeşinin naaşının
ortaya çıkmadan sosyal medyada korkunç yorumlar yapıldığını
belirten Kaçan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu dünyadan ayrılan bir
insan Rabbiyle baş başa kalmıştır. Romancılığından çok 1995’teki
olayla anılmasına üzülüyorum. Çünkü hep –mışlı –mişli ifadeler var.
Bu konuya duyarlı olan Beyoğlu 1. Ağır Ceza’dan dava dosyasını alıp
baksın. Adalet duygusu olan bir hukukçuya okutsun ve o zaman yorum
yapsın. Eskiden olduğu gibi yine hatırasının arkasından linç
kampanyası yapılıyor. Öfkeleniyorum. Linç kültürü bizim öz
kültürümüzde olan bir şey değil sonradan genlerimize işlemiş bir
kültür.”
“BAHSETTİĞİM GAZETECİLER ÇOK CANIMIZI YAKTI”
1995’teki olaydan sonra medyanın kardeşi Metin Kaçan’a linç
kampanyası başlattığını tekrarlayan Hasan Kaçan, sosyal medyada
paylaştığı Ayşe Arman, Ertuğrul Özkök, Zafer Mutlu gibi isimlerin
vicdanını kamuoyunun çok iyi bildiğini belirterek “Canımızı
kimlerin yaktığını çok iyi biliyorum. Allah’tan başka kimseye
eyvallahım yok. Bu gazetecilerden korkum yok. Benden güçlü
olabilirler ama Nemrut’un kulağına kaçan sinek de Nemrut’un canını
aldı. Benim gücüm yok ama Allahım var” şeklinde konuştu. 1995’teki
olaydan sonraki yıllarda kendisini arayan insanların olduğunu,
vicdan azabı çektiklerini söyleyip Metin Kaçan’ın aslında suçsuz
olduğunu söyleyen insanlar olduğunun üzerine basan Ağabey Kaçan,
“Vicdan muhasebesi yaptılar, ama hiç inandırıcı değildi. ‘Ağır
Roman’ Türk edebiyatının en iyi 50 eseri içinde. Bu gündemde
olacakken başka olaylarla anılmak içimizi acıtıyor.”
“AYŞE ARMAN VİCDANEN RAHAT DEĞİL”
Kardeşi Metin Kaçan’a haksızlık yapıldığını ve iftira atıldığını
vurgulayan Kaçan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz iftiradan sonra da
kardeşimizin yanında durduk. Şahit çıksa dava dosya tekrar açılır.
Zamanaşımı diye bir şey var, tüm hadiseler zamanaşımına uğradı.
Ayşe Arman’ın vicdanen rahat olduğunu düşünmüyorum. Bir gün beni
aradı ve bir doktorla röportaj yaptığını, doktorun hadisenin
aslında böyle gerçekleşmediğini söyledi. Aileden özür dilediğini
söylemişti. Ben de ‘Özür dileyemezsin çünkü babamız öldü’ demiştim.
Telefonda çok kötü olmuştu.”
“AŞK ACISIYLA İNTİHAR ETMEDİ”
Metin Kaçan’ın aşk acısıyla intihar ettiğine inanmadığını belirten
Ağabey Kaçan, şu açıklamaları yaptı: “O 1995’te öldürüldü,
hayatımızdan kastı olarak kaldırıldı. Buna sebep olduğum için
üzgünüm. Bir dönem yaşadığım gönül değişimi birçok insanın
tepkisini çekti. Bizim aileden birinin ayağı takılıp düştüğünde tüm
sırtlanlar üzerine geldi. 1995’teki olayı dönemin konjonktüründen
ayırt edemezsiniz. 28 Şubat’tan payını sadece gazeteciler ve
siyasiler değil sanatçılar da aldı. Metin Kaçan 1995’e kadar son
derece neşeli, ortamda espri kaynağı olan, peşinden insanları
sürükleyen biriydi. Kardeşimin altından kalkamayacağı bir şey
olduğunu sanmıyorum. İtikadı olan, inançlı bir insandı. İntiharın
karşılığını bilen, çekinen biriydi. Onun omzuna bir damga yapıştı,
işlemediği bir suçtan iftirayla hapiste yattı. Vücuduna medyanın
yönlendirmesiyle 11 şiş aldı. Bu olaya neden olanlar vicdan azabı
çekecekler, hapse atılmasına, tecavüzcü damgasını yedirenlerin
yanlarına kar kalmayacaktır. Kardeşim ‘Ölene kadar bu yafta
üzerimde kalacak, öleyim de kurtulayım’ demiş olabilir. Kardeşimle
çok daha yakın olmayı ıskalamış olabilirim ama hayatın
zorunlulukları işte. Keşke biraz daha ilgilendirseydim. İşlememiş
olduğu bir suç sürekli karşısına çıkıp onu yıldırmış olabilir.
Zaten hapishaneden çıktıktan sonra Metin o Metin değildi.”