05 Oca 2016 09:34
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 18:16
Hasan Cemal ve Tuğçe Tatari'nin kitabını okuyanlar şiddet eylemi yapabilir!
Mahkeme, üç kitabın "dağıtımlarının ve satılmalarının yasaklanmasına" karar verdi.
Gaziantep’te PKK’ya bağlı Yurtsever Devrimci Gençlik Hareketi’ne
(YDG-H) yönelik operasyonda gözaltına alınanların evinde, Öcalan’ın
kitaplarının yanı sıra gazeteciler Hasan Cemal’in “Delila / Bir
Genç Kadın Gerillanın Dağ Günlükleri” ve “Çözüm Sürecinde Kürdistan
Günlükleri“ adlı kitapları ile Tatari’nin “Anneanne, Ben Aslında
Diyarbakır’da Değildim” adlı kitabı da çıkmıştı. Gaziantep 3. Sulh
Ceza Mahkemesi, evden çıkan yayınlarla birlikte bu üç kitap
hakkında “şiddeti teşvik edecek şekilde terör örgütü propagandası,
suç işlemek için tahrik, suçu ve suçluyu övmek” iddiasıyla toplatma
kararı vermişti. Cemal ve Tatari’nin avukatları karara itiraz
etmişti.
‘BU KİTAPLARI OKUYANLAR ŞİDDET EYLEMİ YAPABİLİR’
Radikal'den İsmail Saymaz'ın haberine göre itirazı değerlendiren Gaziantep 1. Sulh Ceza Hakimliği, 24 Aralık 2015 tarihli kararında, “toplatma tabiri bakımından” itirazı kısmen kabul etti. “Toplatma tabirinin herhangi bir sonuç doğurmasının mümkün olmaması nedeniyle” kararı kaldırdı. Buna karşın “anılan suçları içerdikleri hususunda kuvvetli delil” bulunduğu gerekçesiyle üç kitap açısından “Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde bulundukları an ve aşama itibariyle dağıtımlarının yapılmasının” ve “satışa sunulmalarının yasaklanmasına” karar verdi. Kararın gerekçesinde, her üç kitaptan alıntılar yapılarak, şu ifadeler kullanıldı:
“Üç kitabın da silahlı terör örgütünü övücü, örgüte sempati duyarak örgüt adına milli güvenliği, kamu düzenini, kamu güvenliğini, toprak bütünlüğünü bozacak içerikleri sahip olduğu, bu kitapları okuyanların PKK/KCK örgütünün faaliyetleri doğrultusunda şiddet ve tehdit içeren faaliyetlere girişebilecekleri, kitaplarda Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olan kişilerin birbirlerine karşı suç işlemelerine, kin ve düşmanlığa tahrik, nefret söylemi olabilecek söz ve fotoğraflar, övgüler bulunduğu, silahlı terör örgütünün propagandasının yapıldığı...”
Kararda, AİHM’in müstehcen yayına ilişkin sınırlamayı ihlal olarak görmeyen Handyside / Birleşik Krallık kararı ile Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin kararları dayarak gösterildi. Hasan Cemal’in avukatı Fikret İlkiz, “Karardan memnun oldum. Çünkü bu sefer kitapları okuyarak karar vermişler. En azından biz mahkem, bir başka mahkeme kararının nasıl verilmesi gerektiği konusunda iyi bir örnek oluşturmuş. Ama meselu şu: İtirazımız bu anlamdaki sınırlandırılmanın kaldırılması yönündeydi. Mesele çözülmüş değildir. İfade özgürlüğünün ihlali hala devam ediyor” dedi. Tatari’nin avukatı Aslı Kazan Gilmore de “Çözüm sürecinin buzdolabına kaldırılmasıyla birlikte hukukun da askıya alındığı, Kürt meselesini anlatan kitapların yasaklandığı o karanlık günlere geri dönüldüğü anlaşılıyor. Türkiye’nin herhangi bir yerindeki operasyonda, şüphelilerin evinde bulunmuştur diye her biri tek adet olan onlarca kitap şüpheli bulunmuş, topluca toplatma kararı verilmiştir. Haksız ve hukuka aykırı bu karara itiraz etmiştik. Ancak bu defa kitapların dağıtım ve satışının yasaklanmasına karar vermiştir. Karar kesinlikle hukuka, AIHM ve AYM kararlarına aykırıdır” dedi.
İşte, kitaplardan yapılan ve delil olarak gösterilen alıntılardan bazıları...
DELİLA / BİR GENÇ KADIN GERİLLANIN DAĞ GÜNLÜKLERİ
Sayfa 27: Lise bitti, dağa gitti Delila! Kürtçe rüya görüyorduk. Hayallerimiz Kürtçe’ydi. Evimizde aramızda Kürtçe konuşuyorduk. Ama Kürtçe inkar ediliyordu. Delila’nın halasının oğluyum diye başlıyor anlatmaya: Adım, Şergo Fidan. 1979 doğumluyum. Esnaflık yapıyorum.
Sayfa 51: Sonra kızın dağa getirmiş, Apo’ya teslim etmiş. Dokuz yıl dağda kaldı Delila. Dayısının oğlu da şehit düşmüştü.
Sayfa 68: Haval Zekiye benim düşüncemin sosyalizm ve komün yaşamı olduğunu ama buna şimdi yetişemeyeceğimizi söyledi.
Sayfa 89: Bölüğümüz gerçekten hızlı gonzalesler gibi. Aslında bölüğümüz çok güçlü. Bunu daha önce de biliyorduk. Şimdi Eylem, Zilan, Zelal ve Helin arkadaşlar kayalıklarda yürümeyi çok sevdiklerini söylediler. Tabi ben de müthiş zevk alırım dağ keçisi gibi...
Sayfa 161: “Delila jinen azad” yazılı resim, “Gerillam şehit neval” ve “Reber Apo” resimleri ile günlükler bulunmaktadır.
ÇÖZÜM SÜRECİNDE KÜRDİSTAN GÜNLÜKLERİ
Sayfa 26: Hasan Cemal’in 1993’te Abdullah Öcalan ile birlikte görüldüğü resim
Sayfa 49,67, 160, 173,174, 176, 179, 184: Murat Karayılan, Cemil Bayık, Sabri Ok, Ronahi Serhat, Sozdar Avesta, Fehman Hüseyin ile Hasan Cemal’in birlikte görüldüğü resimler
Sayfa 98: Devletin savaş uçakları 28 Aralık 2011’de bir gece vakti bu anaların masum çocuklarını, 34 canı birden paramparça etmiş
Sayfa 119: 14 Mayıs 2013 saat 02.40... Sınırdışına çekilen 15 kişilik ilk PKK gerilla grubuyla... Alt yazısının üstünde PKK mensuplarıyla Hasan Cemal’in birlikte çekilmiş fotoğraflarının bulunduğu... Behdina, savaş bölgesi. Dağların arasında, ortasından gürül gürül su akan yemyeşil vadiye gizlenmiş bir PKK kampı ya da bir gerilla noktası...
ANNEANNE, BEN ASLINDA DİYARBAKIR'DA DEĞİLDİM
Sayfa 13: Neden yazdım? Kürtler kendilerine yaşatılan acılar nedeniyle mağdurdu ve hakları verilmeliydi. Devletin mağdur ettiği, canını yaktığı, yok saydığı halklardan biriydi. PKK’nın ne için savaştığı, ideolojisi, elde etmek istedikleri üzerine hiç kafa yormamıştım. “Terör örgütü mü, yoksa devrimci mücadele veren bir yapı mı?” sorusunu da hiç sormamıştım kendime. Terör örgütü diye öğrenmiştim işte. Terör örgütü ve teröristler...
Sayfa 26: Benim katıldığım ilk Newroz. Kürtlerin coşkusunu, halaylarını izlemekten kendimi alamıyorum, o gün gördüğüm coşkulu kalabalıktan etkileniyorum. Biraz da hayranlıkla bakıyorum bu biraradalık haline. Belki de Kürtlerde beğeni duyduğum temel özellik bu: bir arada mücadele, bir arada yaşam, bir arada hak arama, bir dil, bir vücut olabilme hali...
Sayfa 28: Sağ ellerini havaya kaldırıp sadece gözleri görülecek şekilde yüzlerini kapatmış üç kişinin iki parmağı ile işaret yaptığını ve birinin elinde mikrofon olduğunu gösteren fotoğraf
Sayfa 152: “Bir davaya adanmışlık nasıl bir duygu?” sorusunun bulunduğu sayfa
‘BU KİTAPLARI OKUYANLAR ŞİDDET EYLEMİ YAPABİLİR’
Radikal'den İsmail Saymaz'ın haberine göre itirazı değerlendiren Gaziantep 1. Sulh Ceza Hakimliği, 24 Aralık 2015 tarihli kararında, “toplatma tabiri bakımından” itirazı kısmen kabul etti. “Toplatma tabirinin herhangi bir sonuç doğurmasının mümkün olmaması nedeniyle” kararı kaldırdı. Buna karşın “anılan suçları içerdikleri hususunda kuvvetli delil” bulunduğu gerekçesiyle üç kitap açısından “Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde bulundukları an ve aşama itibariyle dağıtımlarının yapılmasının” ve “satışa sunulmalarının yasaklanmasına” karar verdi. Kararın gerekçesinde, her üç kitaptan alıntılar yapılarak, şu ifadeler kullanıldı:
“Üç kitabın da silahlı terör örgütünü övücü, örgüte sempati duyarak örgüt adına milli güvenliği, kamu düzenini, kamu güvenliğini, toprak bütünlüğünü bozacak içerikleri sahip olduğu, bu kitapları okuyanların PKK/KCK örgütünün faaliyetleri doğrultusunda şiddet ve tehdit içeren faaliyetlere girişebilecekleri, kitaplarda Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olan kişilerin birbirlerine karşı suç işlemelerine, kin ve düşmanlığa tahrik, nefret söylemi olabilecek söz ve fotoğraflar, övgüler bulunduğu, silahlı terör örgütünün propagandasının yapıldığı...”
Kararda, AİHM’in müstehcen yayına ilişkin sınırlamayı ihlal olarak görmeyen Handyside / Birleşik Krallık kararı ile Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin kararları dayarak gösterildi. Hasan Cemal’in avukatı Fikret İlkiz, “Karardan memnun oldum. Çünkü bu sefer kitapları okuyarak karar vermişler. En azından biz mahkem, bir başka mahkeme kararının nasıl verilmesi gerektiği konusunda iyi bir örnek oluşturmuş. Ama meselu şu: İtirazımız bu anlamdaki sınırlandırılmanın kaldırılması yönündeydi. Mesele çözülmüş değildir. İfade özgürlüğünün ihlali hala devam ediyor” dedi. Tatari’nin avukatı Aslı Kazan Gilmore de “Çözüm sürecinin buzdolabına kaldırılmasıyla birlikte hukukun da askıya alındığı, Kürt meselesini anlatan kitapların yasaklandığı o karanlık günlere geri dönüldüğü anlaşılıyor. Türkiye’nin herhangi bir yerindeki operasyonda, şüphelilerin evinde bulunmuştur diye her biri tek adet olan onlarca kitap şüpheli bulunmuş, topluca toplatma kararı verilmiştir. Haksız ve hukuka aykırı bu karara itiraz etmiştik. Ancak bu defa kitapların dağıtım ve satışının yasaklanmasına karar vermiştir. Karar kesinlikle hukuka, AIHM ve AYM kararlarına aykırıdır” dedi.
İşte, kitaplardan yapılan ve delil olarak gösterilen alıntılardan bazıları...
DELİLA / BİR GENÇ KADIN GERİLLANIN DAĞ GÜNLÜKLERİ
Sayfa 27: Lise bitti, dağa gitti Delila! Kürtçe rüya görüyorduk. Hayallerimiz Kürtçe’ydi. Evimizde aramızda Kürtçe konuşuyorduk. Ama Kürtçe inkar ediliyordu. Delila’nın halasının oğluyum diye başlıyor anlatmaya: Adım, Şergo Fidan. 1979 doğumluyum. Esnaflık yapıyorum.
Sayfa 51: Sonra kızın dağa getirmiş, Apo’ya teslim etmiş. Dokuz yıl dağda kaldı Delila. Dayısının oğlu da şehit düşmüştü.
Sayfa 68: Haval Zekiye benim düşüncemin sosyalizm ve komün yaşamı olduğunu ama buna şimdi yetişemeyeceğimizi söyledi.
Sayfa 89: Bölüğümüz gerçekten hızlı gonzalesler gibi. Aslında bölüğümüz çok güçlü. Bunu daha önce de biliyorduk. Şimdi Eylem, Zilan, Zelal ve Helin arkadaşlar kayalıklarda yürümeyi çok sevdiklerini söylediler. Tabi ben de müthiş zevk alırım dağ keçisi gibi...
Sayfa 161: “Delila jinen azad” yazılı resim, “Gerillam şehit neval” ve “Reber Apo” resimleri ile günlükler bulunmaktadır.
ÇÖZÜM SÜRECİNDE KÜRDİSTAN GÜNLÜKLERİ
Sayfa 26: Hasan Cemal’in 1993’te Abdullah Öcalan ile birlikte görüldüğü resim
Sayfa 49,67, 160, 173,174, 176, 179, 184: Murat Karayılan, Cemil Bayık, Sabri Ok, Ronahi Serhat, Sozdar Avesta, Fehman Hüseyin ile Hasan Cemal’in birlikte görüldüğü resimler
Sayfa 98: Devletin savaş uçakları 28 Aralık 2011’de bir gece vakti bu anaların masum çocuklarını, 34 canı birden paramparça etmiş
Sayfa 119: 14 Mayıs 2013 saat 02.40... Sınırdışına çekilen 15 kişilik ilk PKK gerilla grubuyla... Alt yazısının üstünde PKK mensuplarıyla Hasan Cemal’in birlikte çekilmiş fotoğraflarının bulunduğu... Behdina, savaş bölgesi. Dağların arasında, ortasından gürül gürül su akan yemyeşil vadiye gizlenmiş bir PKK kampı ya da bir gerilla noktası...
ANNEANNE, BEN ASLINDA DİYARBAKIR'DA DEĞİLDİM
Sayfa 13: Neden yazdım? Kürtler kendilerine yaşatılan acılar nedeniyle mağdurdu ve hakları verilmeliydi. Devletin mağdur ettiği, canını yaktığı, yok saydığı halklardan biriydi. PKK’nın ne için savaştığı, ideolojisi, elde etmek istedikleri üzerine hiç kafa yormamıştım. “Terör örgütü mü, yoksa devrimci mücadele veren bir yapı mı?” sorusunu da hiç sormamıştım kendime. Terör örgütü diye öğrenmiştim işte. Terör örgütü ve teröristler...
Sayfa 26: Benim katıldığım ilk Newroz. Kürtlerin coşkusunu, halaylarını izlemekten kendimi alamıyorum, o gün gördüğüm coşkulu kalabalıktan etkileniyorum. Biraz da hayranlıkla bakıyorum bu biraradalık haline. Belki de Kürtlerde beğeni duyduğum temel özellik bu: bir arada mücadele, bir arada yaşam, bir arada hak arama, bir dil, bir vücut olabilme hali...
Sayfa 28: Sağ ellerini havaya kaldırıp sadece gözleri görülecek şekilde yüzlerini kapatmış üç kişinin iki parmağı ile işaret yaptığını ve birinin elinde mikrofon olduğunu gösteren fotoğraf
Sayfa 152: “Bir davaya adanmışlık nasıl bir duygu?” sorusunun bulunduğu sayfa