24 Ağu 2014 10:14
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 16:36
Hasan Cemal "kıvırtmadan" açıkladı:Apo'ya özgürlük PKK'ye siyaset yolu!
Hasan Cemal bugünkü yazısından Kürt tarafının uzun süredir dile getirdiği o tezi açıkladı.
Usta gazeteci Hasan Cemal bugün köşesinde çarpıcı bir yazıya imza attı. Kürt sorununu yeniden masaya yatıran Cemal, Türkiye'nin demokratikleşmesi ile Kürt sorunu'nun iç içe olduğunun altını çizdi ve Kürt tarafının uzun süredir dile getirdiği o tezi "kıvırtmadan" açıkladı: Apo’ya özgürlük, PKK’ye siyaset yolu!
Hasan Cemal, köşesinde Cemil Bayık ile röportaj yapan Ruşen Çakır'ın dünkü yazısından uzun alıntılar yaptıktan sonra, "top Ankara'da, ama Ankara top çeviriyor" dedi ve şunları yazdı:
"Türkiye’de gerçek istikrarı yakalamak...
Hukukun üstünlüğünü gerçekleştirmek...
Demokratik hukuk devletinin taşlarını yerli yerine oturmak...
Sıraladığım bu hedeflere varmak, ‘Kürt sorunu’ndan geçiyor.
Dün de böyleydi, bugün de öyle.
Türkiye’nin Kürt sorunuyla demokrasi sorunları içiçe girmiş durumda, biri olmadan diğeri olamıyor.
Bu memleketin huzura ermesi ve refah çıtasının yükselmesi için, Kürt sorununu demokrasi ve hukuk açısından barışçı bir çözüme kavuşturmak şarttır.
Türkiye yıllar içinde bu gerçeği öğrendi.
Çok büyük bedeller ödeyerek öğrendi.
Öylesine acılar çekildi ki, en sonunda barışın olgunlaştığını söyleyebilecek noktaya varabildik birkaç yıl önce.
Silahlar sustu.
2013’ün başından beri parmaklar tetikten çekildi, ateşkeş ciddiyetle uygulanıyor.
Çözüm yolunda da irade yok değil.
Barış açısından Ankara-İmralı-Kandil üçgeninde kararlılık dikkati çekiyor.
Ama yeterli mi?
Daha ne yapmak lazım?
(...)
Sözü daha fazla uzatmadan, yazımın başlığına geleyim:
Apo’ya özgürlük, PKK’ye siyaset yolu!
Ankara, İmralı’yla görüşüyor mu?
Evet.
Pazarlık yapıyor mu?
Evet.
Hattın iki ucunda Erdoğan’la Öcalan yok mu?
Evet var.
Ankara’yla Kandil arasında diyalog...
Evet var.
Nabızlar karşılıklı tutulmuyor mu?
Evet tutuluyor.
Yani ‘çözüm süreci’nde bir şeyler olacaksa, son sözler İmralı’yla Kandil’den çıkıyor.
Bu konuda itirazı olan var mı?
Sanmıyorum.
O zaman lafı uzatmak yersiz:
Öcalan’a özgürlük yolunu açarken, PKK’yi de terörist örgüt listesinden çıkarmak ve ona da siyaset yolunu açmaktır doğru olan...
Hasan Cemal, köşesinde Cemil Bayık ile röportaj yapan Ruşen Çakır'ın dünkü yazısından uzun alıntılar yaptıktan sonra, "top Ankara'da, ama Ankara top çeviriyor" dedi ve şunları yazdı:
"Türkiye’de gerçek istikrarı yakalamak...
Hukukun üstünlüğünü gerçekleştirmek...
Demokratik hukuk devletinin taşlarını yerli yerine oturmak...
Sıraladığım bu hedeflere varmak, ‘Kürt sorunu’ndan geçiyor.
Dün de böyleydi, bugün de öyle.
Türkiye’nin Kürt sorunuyla demokrasi sorunları içiçe girmiş durumda, biri olmadan diğeri olamıyor.
Bu memleketin huzura ermesi ve refah çıtasının yükselmesi için, Kürt sorununu demokrasi ve hukuk açısından barışçı bir çözüme kavuşturmak şarttır.
Türkiye yıllar içinde bu gerçeği öğrendi.
Çok büyük bedeller ödeyerek öğrendi.
Öylesine acılar çekildi ki, en sonunda barışın olgunlaştığını söyleyebilecek noktaya varabildik birkaç yıl önce.
Silahlar sustu.
2013’ün başından beri parmaklar tetikten çekildi, ateşkeş ciddiyetle uygulanıyor.
Çözüm yolunda da irade yok değil.
Barış açısından Ankara-İmralı-Kandil üçgeninde kararlılık dikkati çekiyor.
Ama yeterli mi?
Daha ne yapmak lazım?
(...)
Sözü daha fazla uzatmadan, yazımın başlığına geleyim:
Apo’ya özgürlük, PKK’ye siyaset yolu!
Ankara, İmralı’yla görüşüyor mu?
Evet.
Pazarlık yapıyor mu?
Evet.
Hattın iki ucunda Erdoğan’la Öcalan yok mu?
Evet var.
Ankara’yla Kandil arasında diyalog...
Evet var.
Nabızlar karşılıklı tutulmuyor mu?
Evet tutuluyor.
Yani ‘çözüm süreci’nde bir şeyler olacaksa, son sözler İmralı’yla Kandil’den çıkıyor.
Bu konuda itirazı olan var mı?
Sanmıyorum.
O zaman lafı uzatmak yersiz:
Öcalan’a özgürlük yolunu açarken, PKK’yi de terörist örgüt listesinden çıkarmak ve ona da siyaset yolunu açmaktır doğru olan...