Hasan Cemal isyan etti: Eyy gazeteci milleti! Silkin ve kendine gel! Çünkü meslek elden gidiyor!
Hasan Cemal bugünkü yazısında "Emret Cumhurbaşkanım Gazeteciliğine hayır" diyerek gazetecilere çağrıda bulundu.
Hasan Cemal T24'teki köşesinden gazetecilere sesleniyor bugün. "Eyy
gazeteci milleti! Silkin ve kendine gel. Çünkü meslek elden
gidiyor." diyerek adeta fertad eden Hasan Cemal, bakın
gazeteciliğin geldiği noktayı nasıl yorumluyor.
İşte yazısında "içimden bağırmak geliyor" ifadelerini sık sık
tekrarlayan Hasan Cemal'in "Emret cumhurbaşkanım gazetecisi:
Gazeteci değil, evet efendimci kâtip!" başlıklı bugünkü yazısı:
İçimden bağırmak geliyor.
Eyy gazeteci milleti!
Silkin ve kendine gel.
Çünkü meslek elden gidiyor.
Gazeteciysen, özgürlüğü savun.
Gazeteciysen, hukukun üstünlüğüne sahip çık.
Gazeteciysen, yayın yasaklarını reddet.
Gazeteciysen, sansüre hayır de.
Gazeteciysen, kendi kendini sansür etme.
Gazeteciysen, hak ve özgürlükleri savun.
Gazeteciysen, demokrasi bayrağını hem iktidarlara, hem patronlara
karşı yükselt.
Çünkü demokrasi yoksa...
Özgürlük yoksa...
Hak hukuk yoksa...
O zaman gazeteci de yoktur.
Gazetecinin de varlık nedeni biter.
Unutma! Gazeteci ancak
demokrasiyle var olur
Demokrasi yoksa... Özgürlük yoksa... Hak hukuk yoksa... O zaman
gazeteci de yoktur
İçimden bağırmak geliyor.
Bir ülkede özgürlükleri boğan yayın yasakları varsa...
Hukukun üstünlüğü katlediliyorsa...
Yargı bağımsızlığı hiçe sayılıyorsa...
O zaman gazeteci milleti de biter!
Yayımlanamayacak haberler yazsan...
Bir köşe bulamayacak yorumlar döktürsen...
Kimselerin izlemeyeceği programlar yapsan...
N’olacak ki?..
Unutma!
Gazeteci ancak demokrasiyle var olur.
Gazeteci ancak özgür ortamda nefes alır.
Gazeteci ancak hukukun üstünlüğü varsa
vardır.
Özgürlük yoksa,
seni kimse adam yerine koymaz
Genç gazeteci adayları, büyük bir masanın etrafında.
Dikkat ve ilgileri içimi ısıtıyor.
İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde P24’ün ‘üniversite
atölyeleri’ndeyiz.*
Konu:
Haber merkezlerinde bir gün.
İçimden bağırmak geliyor.
Eyy gazeteci milleti!
Hangi görüşte olursan ol.
Hangi inançta olursan ol.
Dünyanın ve Türkiye’nin hâllerine ya da hayata hangi pencereden
bakarsan bak.
Ama şunu kafanın içine yaz.
Özgürlük yoksa, sen de yoksun!
Evet, bu kadar basit.
Şunu da iyi bil.
Özgürlük yoksa, seni kimse adam yerine koymaz.
Hiçbir saygınlığın olmaz.
En ufak bir iz bırakamazsın.
Ve gazeteci değil, muktedirlerin yanında ‘evet efendimci
kâtipler’den herhangi biri olur gidersin.
Utanç duyuyorum
Eyy gazeteci milleti! Silkin ve kendine gel. Özgürlük yoksa, sen de
yoksun! Seni kimse adam yerine koymaz
İçimden bağırmak geliyor.
Emret komutanım gazeteciliğine de hayır.
Emret cumhurbaşkanım gazeteciliğine de hayır.
Emret başbakanım gazeteciliğine de hayır.
Aman beyefendi rahatsız olmasın gazeteciliğine de hayır.
46 yıllık bir gazeteci olarak, üstelik TBMM çatısı altında dört
bakan hakkındaki yolsuzlukların soruşturulmasına ilişkin haberlere
yayın yasağı konmasından, demokratik hak ve özgürlüklerin böylesine
fütursuzca ayaklar altına alınmasından utanç duyuyorum.
Evet, içimden bağırmak geliyor.
Bu yayın yasaklarını isteyenler, bu yayın yasaklarını koyanlar ve
bu yayın yasaklarını şöyle ya da böyle savunanlar, hiç kuşkuları
olmasın, bunun hesabını yalnız bu dünyada değil, öbür dünyada da
veremeyecekler.
Alınlarına yedikleri özgürlük düşmanı damgası hiç silinmeyecek.
Demokrasiyi demokrasi yapan hak ve özgürlükler, neredeyse her
Allah’ın günü akıl almaz bir despotlukla çiğneniyorsa, yazın bir
kenara, o ülke büyük altüst oluşlara gebedir.
Bir yandan demokrasi ve hukuk katledilecek, diğer yandan her şey
süt liman olacak...
Öyle mi?
Öyle sanıyorsanız fena halde aldanıyorsunuz.
Bir kez daha yazın bir kenara.
Toplumu, siyaseti böldükçe bölüyorsunuz, seçim hesapları ile feci
şekilde kutuplaştırıyorsunuz Türkiye’yi.
Çok büyük kötülük yapıyorsunuz bu ülkeye.
Şunu iyi bilin.
Sizin adım adım kurmaya çalıştığınız korku imparatorluğu yıkılmaya
mahkûmdur.
Tarihin seyrini tersine çeviremezsiniz.
Demokrasi ve özgürlük sonunda bu memlekette de kök salacak.
Ne yapsanız boş.
Medya adam olmadan
demokrasi rayına oturmaz
İçimden bağırmak geliyor.
Demokrasi olmadan özgür medya olmaz.
Bağımsız medya olmaz.
Demokrasi olmadan gazeteci olmaz, kâtip olur.
Elbette tersi de doğrudur.
Medya adam olmadan da, demokrasi adam olmaz!
Gazeteci milleti kendi mesleğinin etiğini, ilke ve geleneklerini
yalnız siyasal iktidarlara, yalnız güç odaklarına karşı değil,
kendi patronlarına karşı da savunmak zorundadır.
Başka türlü adam olmaz medya!
Medya adam olmayınca, demin vurguladığım gibi, demokrasi de rayına
oturmaz.
Elvan Alpay'ın 'Biophilia II' başlıklı resim sergisi İstiklal
Caddesindeki (163/4) Galeri Nev'de 3 Ocak'a kadar açık kalacak
Elvan Alpay'ın 'Biophilia II' başlıklı resim sergisi İstiklal
Caddesindeki (163/4) Galeri Nev'de 3 Ocak'a kadar açık kalacak
Gençler iyimserlik uyandırıyor
Bu kadar kurşuni bir havayı hak etmediğimi düşünürken Elvan
Alpay’ın renk cümbüşü resim sergisi iyi geliyor
Cuma günü İletişim Fakültesi’de, büyük bir masanın etrafında dört
saat boyunca konuşuyor, tartışıyoruz.
Genç gazeteci adaylarının bakışları, dikkat ve ilgileri içimi
ısıtıyor.
Soruları, iyimserlik uyandırıyor içimde.
Galiba şu günlerde buna ihtiyacım var.
Siyaset izleyen ve yorumlayan biri olarak kasvetli bir dünyanın
kapanında her gün önümü görmeye çalışıyorum.
Hiç kolay değil.
‘Filmin sonu’nu zaten göremeyeceğimi biliyorum ama...
Bu kadar gri, kurşuni bir havayı hak etmediğimi ara sıra düşünmeden
edemiyorum.Elvan Alpay’ın Galeri Nev’deki resim sergisi iyi
geliyor.O renkler ve renk çümbüşü içindeki o kuşlar, o bitkiler,
üstümüze abanan kasvetli dünyaya bir meydan okuma, bir isyan...
Ne güzel.
İyi pazarlar!