Hasan Cemal içini döktü; Hayatımın en kaygılı dönemini yaşıyorum!
Hasan Cemal, "belki de hayatımın en kaygılı dönemini yaşıyorum." yazdı.
Laikliğin ölümcül darbeler yediği bir süreci yaşıyor Türkiye diyen
T24 yazarı Hasan Cemal, "yolsuzlukların ayyuka çıktığı bir
memlekette, ‘1000 odalı kaçak saray’da, tanesi bin liralık altın
varaklı kadehler ile ziyafetler verilebilir. Böyle bir gidiş iyi
olabilir mi?" diye sordu.
Köşe yazısında kendisinin eğitim yıllarında seçimlik olan din
dersini 'dinsiz aile' damgası vurulmasın diye kabul eden ailesinin
onayı ile aldığını; ortaokulda bir arkadaşının babasından namaz
dersi alıp, cumaları camiye gittiğini, babasının bu durumdan çok
hoşlanmadığını ama kendisini de dine, inançlara saygılı bir birey
olarak yetiştridiğini yazan Hasan Cemal, "belki de hayatımın en
kaygılı dönemini yaşıyorum." yazdı.
İşte o yazıdan çarpıcı bölümler:
DİNSİZ AİLE DAMGASI VURULMASIN DİYE
Benim babam dindar bir insan değildi.
Ama okulda, 1950’lerde o zamanlar seçimlik olan din dersini almama
-sanıyorum mahalle baskısı nedeniyle, dinsiz aile damgası
vurulmasın diye- karşı çıkmamıştı.
Din dersleri ‘seçimlik’ti, ama neredeyse bütün aileler evet dediği
için mecburi hâle dönüşmüştü.
Ortaokuldayken bir arkadaşımın babasından namaz dersleri almaya,
onun arkasında namaz kılmaya, cumaları camiye de gitmeye
başladım.
Babam ı-ıh deyince, bundan da vazgeçtim.
Bir ara sakal bıraktım, babam hoşlanmayınca kestim.
Bizim aile böyleydi.
BELKİ DE HAYATIMIN EN KAYGILI DÖNEMİ
Ama Allah’a, dine, inançlara saygılı bir insan olarak
yetiştirildim.
Bugün de kutsal olana saygımı korumaya, dini konularda dilime,
söylemime özen göstermeye devam ediyorum.
Diğer yandan, dindar olandan da aynı saygıyı bekliyorum.
Dindarla dinsizin, Allah’ın varlığını sorgulamayanla sorgulayanın,
cennetle cehenneme inananla inanmayanın, örtünenle örtünmeyenin
aynı toplum ve devlet düzeninde, barış ve huzur içinde yaşamaları
gerektiğini yıllardan beri savunuyorum.
Bunun bir hayat tarzı olarak benimsenmesinden yanayım.
Çünkü, böyle bir ‘hayat tarzı’nın benimsendiği toplum ve devlet
düzeni özgürlük düzenidir, ‘demokrasi’dir, ‘laiklik’tir.
Ve bu açılardan belki de hayatımın en kaygılı dönemini
yaşıyorum.
Gidiş kötü!