06 Eyl 2017 16:03
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 23:06
Hasan Akar hakkındaki davada gerekçeli karar açıklandı!
Atatürk'e hakaret suçundan 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan Hasan Akar hakkındaki davanın gerekçeli kararı açıklandı.
“Cumhuriyetin Kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret ile halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik” suçlarından 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan Hasan Akar ile ilgili mahkemenin gerekçeli kararında, "Sanığın mensup olduğu ortamda kendisine ya da Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı milli değerlerimizden olan Atatürk ile ilgili hakaret yapmak sureti ile ve bunu İslam adına yaptığını belirterek, milleti birbirine düşürmek amacı güttüğü aşikardır" denildi.
Bakırköy 18. Asliye Ceza Mahkemesi'nin açıkladığı gerekçeli kararda, sanık Hasan Akar’ın konuştuğu kasetin medya ortamında defalarca izlenmesinin yapıldığı ve bunun devam ettiği, dosyaya ibraz olunan CD içeriğinde de sanığın beyanını kabul ettiği ve hiçbir şekilde inkâr etmediği belirtildi.
Kararda, sanığın ilk savunmasında da belirttiği gibi sadece üslubunun yanlış olduğunu, beyanlarının doğru olduğunu belirttiği kaydedilerek, şöyle denildi:
"Ortamın durgunlaşması için yakalanmaktan kaçtığını beyan etmesi de değerlendirilmiştir. Dosya kapsamına göre sanık vekilinin talepleri kendi beyanlarında geçtiği gibi sanığın doğruladığı şekilde suçun aynen işlendiği yani Atatürk'e karşı açıkça hakaret olduğu ve sanığın halen bu hakaretin aksini gösterir bir ifade içerisinde bulunmayıp, kendisinin kitaplara göre beyanda bulunduğunu iddia etmesi, hakarete dayanak olarak kitapları hakarete delil göstermiştir. Hakaret için gösterdiği kitapların Nutuk dahil olmak üzere delil teşkil etmeyeceği ve hakareti geçerli kılmayacağı açık olup, savunmasına bu yönde itibar edilmemiştir."
Dosyada mevcut tutanakların ve CD içeriğinin yine sanığın, “Cumhuriyetin Kurucusu Atatürk ile ilgili beyanlarının hakaret kapsamında olduğu, Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığı ve bekasının devamı için sanığın inançları yok ederek, halkı, milleti, din ve mezhep ayrımına yönelttiği ifade edilen kararda, sanığın bir kesim aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik ettiği, sanığın halen duruşmada sözlerinin yanlış olduğunu beyan etmeyerek, üslubunun yanlış olduğunu söylediğ”i bildirildi.
Kararda, şu değerlendirilmelerde bulunuldu:
"Sanığın mensup olduğu ortamda kendisine ya da Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı milli değerlerimizden olan Atatürk ile ilgili hakaret yapmak sureti ile ve bunu İslam adına yaptığını belirterek, milleti birbirine düşürmek amacı güttüğü aşikardır. Ayrıca CD'nin birileri tarafından yayınlandığı beyanları da kendi tanıklarının beyanlarına göre 'biz bunları hazırlayıp çoğalttık' şeklindeki beyanlarıyla bağdaşmamış, bir nevi kaseti kendilerinin verdiklerine delil oluşturmuş, mahkeme bu nedenle savunmaya bu yönden de itibar etmemiştir."
Sanık Akar’ın atılı suçtan beraatlarını gerektirecek yasal bir kanıt bulunmadığı için suçları sabit olduğu ve sanık vekilinin tahliye kararı verilmesine ilişkin talebinin daha önceden sanığın kaçarak yakalama emrinin infazının mümkün olmadığını vurgulayan mahkeme kararında, "Hüküm kurulduğunda hüküm kesinleşene kadar yurtdışına kaçma ihtimali kuvvetli olduğundan mahkememizce sanığın tutukluluk halinin devamı gerektiği, atılı suçlardan ayrı ayrı toplanan tüm delil ve tutanaklara göre CD içeriği, tanık beyanları ve sanığın açık ikrarı da göz önüne alınmıştır. Milletin birliği ve bütünlüğü açısından sabit olan eylemleri nedeni ile sanığın tüm bu nedenlerden aşağıdaki gibi cezalandırılmasına ve bir daha bu suçu işlemeyeceği kanaatine varılamadığından hakkında erteleme ya da hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümlerin uygulanmasına yer olmadığına dair hüküm tesisi gerektiği kanaatine varılmıştır." ifadelerine yer verildi.
Mahkeme, sanık Hasan Akar’ın "Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret’’ suçundan 1 yıl hapis cezasına çarptırarak, suçun basın yayın yoluyla işlenmesi nedeniyle cezayı 1 yıl 6 aya çıkarmıştı. Ayrıca Akar’ı "Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik" suçundan da 1 yıl hapis cezasına çarptıran mahkeme, cezaların ertelenmemesine ve sanığın tutukluluk halinin devamına hükmetmişti.
Bakırköy 18. Asliye Ceza Mahkemesi'nin açıkladığı gerekçeli kararda, sanık Hasan Akar’ın konuştuğu kasetin medya ortamında defalarca izlenmesinin yapıldığı ve bunun devam ettiği, dosyaya ibraz olunan CD içeriğinde de sanığın beyanını kabul ettiği ve hiçbir şekilde inkâr etmediği belirtildi.
Kararda, sanığın ilk savunmasında da belirttiği gibi sadece üslubunun yanlış olduğunu, beyanlarının doğru olduğunu belirttiği kaydedilerek, şöyle denildi:
"Ortamın durgunlaşması için yakalanmaktan kaçtığını beyan etmesi de değerlendirilmiştir. Dosya kapsamına göre sanık vekilinin talepleri kendi beyanlarında geçtiği gibi sanığın doğruladığı şekilde suçun aynen işlendiği yani Atatürk'e karşı açıkça hakaret olduğu ve sanığın halen bu hakaretin aksini gösterir bir ifade içerisinde bulunmayıp, kendisinin kitaplara göre beyanda bulunduğunu iddia etmesi, hakarete dayanak olarak kitapları hakarete delil göstermiştir. Hakaret için gösterdiği kitapların Nutuk dahil olmak üzere delil teşkil etmeyeceği ve hakareti geçerli kılmayacağı açık olup, savunmasına bu yönde itibar edilmemiştir."
Dosyada mevcut tutanakların ve CD içeriğinin yine sanığın, “Cumhuriyetin Kurucusu Atatürk ile ilgili beyanlarının hakaret kapsamında olduğu, Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığı ve bekasının devamı için sanığın inançları yok ederek, halkı, milleti, din ve mezhep ayrımına yönelttiği ifade edilen kararda, sanığın bir kesim aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik ettiği, sanığın halen duruşmada sözlerinin yanlış olduğunu beyan etmeyerek, üslubunun yanlış olduğunu söylediğ”i bildirildi.
Kararda, şu değerlendirilmelerde bulunuldu:
"Sanığın mensup olduğu ortamda kendisine ya da Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı milli değerlerimizden olan Atatürk ile ilgili hakaret yapmak sureti ile ve bunu İslam adına yaptığını belirterek, milleti birbirine düşürmek amacı güttüğü aşikardır. Ayrıca CD'nin birileri tarafından yayınlandığı beyanları da kendi tanıklarının beyanlarına göre 'biz bunları hazırlayıp çoğalttık' şeklindeki beyanlarıyla bağdaşmamış, bir nevi kaseti kendilerinin verdiklerine delil oluşturmuş, mahkeme bu nedenle savunmaya bu yönden de itibar etmemiştir."
Sanık Akar’ın atılı suçtan beraatlarını gerektirecek yasal bir kanıt bulunmadığı için suçları sabit olduğu ve sanık vekilinin tahliye kararı verilmesine ilişkin talebinin daha önceden sanığın kaçarak yakalama emrinin infazının mümkün olmadığını vurgulayan mahkeme kararında, "Hüküm kurulduğunda hüküm kesinleşene kadar yurtdışına kaçma ihtimali kuvvetli olduğundan mahkememizce sanığın tutukluluk halinin devamı gerektiği, atılı suçlardan ayrı ayrı toplanan tüm delil ve tutanaklara göre CD içeriği, tanık beyanları ve sanığın açık ikrarı da göz önüne alınmıştır. Milletin birliği ve bütünlüğü açısından sabit olan eylemleri nedeni ile sanığın tüm bu nedenlerden aşağıdaki gibi cezalandırılmasına ve bir daha bu suçu işlemeyeceği kanaatine varılamadığından hakkında erteleme ya da hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümlerin uygulanmasına yer olmadığına dair hüküm tesisi gerektiği kanaatine varılmıştır." ifadelerine yer verildi.
Mahkeme, sanık Hasan Akar’ın "Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret’’ suçundan 1 yıl hapis cezasına çarptırarak, suçun basın yayın yoluyla işlenmesi nedeniyle cezayı 1 yıl 6 aya çıkarmıştı. Ayrıca Akar’ı "Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik" suçundan da 1 yıl hapis cezasına çarptıran mahkeme, cezaların ertelenmemesine ve sanığın tutukluluk halinin devamına hükmetmişti.