HANGİ YAZAR OKURLARINDAN UMUMİ HELA FOTOĞRAFLARI İSTEDİ?
Hangi gazetenin köşe yazarı bugünkü yazısıyla okurlarını şaşkına çevirdi?
Büyük yüz, küçük elli, Arnavutköy mahalle WC’sine hoş geldiniz!
Sahip olmak isteyeceğim en son şeye sahip oldum...
Umumi helâ tadında bir banyom oldu!..
***
Böyle bir şey herhalde ancak benim başıma gelirdi.. Yılda en az 150 otel gör, envai çeşit tasarım, kasarım, fırlamalıkla karşılaş, her tür yenilikten ve malzemeden haberin olsun, en büyük zevkin dekorasyon dergisi karıştırmak olsun, “ben yapsaydım şöyle yapardım” diye afra tafra at içinden...
Ama evinde umumi helâ kılıklı bir banyon olsun!
Sevgilim Manitakis Bey bir yıl önce teşhisini koymuştu: “Çok uğraşıyorsun ama asla sosyetik olamayacaksın, biliyorsun değil mi? Çünkü senTuğçe Baran’sın. Boşuna yazmadın o karakteri 8 yıl boyunca. KurtulamayacaksınTuğçe Baran lanetinden...”
Dediği nispeten doğruydu. Ama açıkçası bu kadarını beklemiyordum.
***
Hadise şöyle gelişti: Aşağı katta bir yedek banyo var ve ben onun modeline bir türlü karar veremediğimden öyle kala kalmıştı. Açıkçası para da bitti.
Sonra Alaçatı’da gördüğüm bir otele özendim. Dedim bu çok pahalı olmaz ama bir kişiliği de olur. Pijama model ucuz mermerden bir model geliştirdim. Sonra benim emektar mermerciyi çağırdım.
Anlattım, yetinmedim fotoğraf gösterdim. Mermerci modelleri getirdi, tamam dedim. Tekrar tekrar “bakın ama şöyle yapacaksınız. Pijamaların çizgileri birbirini tutacak, yoksa çok çirkin olur” dedim. “Tamam abla, anladık” diye de beni payladılar.
Baktım duşun arkasını tam istediğim gibi yaptılar.
“Vay be!” dedim “makus Tuğçe Baran talihim dönüyor galiba! Olacak bu iş”
E iyi o zaman, ne istediğimi anlamışlar diyerek yayınevine gittim. Gece yarılarına kadar çalıştım.
Gece yorgun argın ama büyük bir merak ve sevinçle eve geldim. Son kalan gücümle aşağıya indim...
Allaaahhım! O ne! (Nurhayat sesiyle)
Mermerci o kadar yanlış, o kadar yanlış bir iş yapmış ki hani banyonun girişine “büyük yüz, küçük elli” diye bir tabela assam katiyen yadırganmaz.
Hayatımda bu kadar kötü ve çirkin bir şey görmedim! En azından evlerde.
Ev banyosu değil de hayırsever bir mermerci tarafından yapılmış cami tuvaleti sanki! Hani ucuza gelsin diye her renk ve ebatta mermer koyarlar ya.. “Eh hayrat, yamuğuna bakılmaz” dersin! Aynen öyle. Alaturka helâsı, floresan lambası, radyosu ve kolonyası eksik!
Ağlamak dışında ne yapılır? Hiçbir şey.
Sevgilim önce “ya banyo yüzünden üzülmeye değer mi be güzelim?” dedi. “Öyle mi?” dedim ve fotoğrafını yolladım.
On dakikalık bir sessizlikten sonra gelen mesaj: “Haklıymışsın. Erkek halimle ben bile ağlardım...”
O derece yani..
***
Şimdi sakinleştim, dalgamı geçmeye çalışıyorum.
Hani böyle “konsept” işler çok moda ya... Acaba diyorum harbiden en kitsch’inden, hani plastik çiçekli, tütün kolonyalı, duvarında “nasıl bulmak istiyorsan öyle bırak” yazılı, ağlayan çocuk resimli böyle über retro bir şeymi yapsam? Zira yıktırmaya gücüm kalmadı, bari eğlencesi olsun.
Her tür fikre açığım. Varsa elinizde öyle süslü umumi helâ fotoğrafları, lütfen yollayın. Belki sersem mermerci İsa sayesinde yepyeni bir banyo modellemesine gideriz ha? Belki trend olur, ben de ömrü hayatımda bir moda dünyasına bir katkıda bulunmuş olurum ha? Bir utanç, belki de şöhret vesilesi olur ha?
Rumuz: Umutsuz tuvaletçi Goncagül.
Mutlu Tönbekici/Vatan