24 Eyl 2010 09:16
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:38
HANGİ ÜNLÜ YAZAR ZEHİR ZEMBEREK BİR YAZIYLA TSYD'DEN İSTİFA ETTİ?
Türkiye Spor Yazarları Derneği, artık benim derneğim değil.. Bu derneğin üyesi olmak artık bana onur vermiyor..
TSYD’den istifamdır!..
TSYD, yani Türkiye Spor Yazarları Derneği, artık benim derneğim değil.. Bu derneğin üyesi olmak artık bana onur vermiyor.. Bu açık istifamı, yönetim kurulumun yazılı dilekçe kabul ederek işleme koyması ve en eski üyelerinden biri olduğum dernekle ilişkimi kesmesini, işte sizlerin önünde diliyorum..
Bu ülkede spor yazarlarının haklarını ve ifade özgürlüğünü korumak için kurulan, bu amaçları tüzüğünün en başında yazılı olan dernek, alenen ve resmen bazı kulüp ve federasyon başkanlarının güdümüne girerek, mesleğe, meslektaşlarına ve üyeleri ihanet ediyor. Bu ihanet, 22 Eylül tarihli duyuru ile belgelendi.
Duyuru "Spor yazarının meslek ilkeleri dışına çıkarak tasvip etmediğimiz yazılarında ısrar etmeleri" diye başlıyor.. Dernek, ifade özgürlüğü değil, sansür kurulu sanki.. Bu nasıl bir açıklamadır?. Bunun ucu nereye gider, hiç düşündü mü, "Yönetim Kurulu" diye altına imza atanlar?.
Bir gazeteci, yasalara aykırı bir şey yapmışsa, bunun yeri bağımsız mahkemelerdir. Mağdur oraya gider, hakkını arar.
Bir gazeteci, dernek tüzüğüne aykırı hareket etmişse, şikâyet TSYD Onur Kurulu’na yapılır. Orada karara bağlanır. Dernek Yönetimi, olay, yazı ve isim vermeden tüm üyelerini böylesine ağır bir itham altına sokar, mahkemelere adeta bilirkişilik yapar, "Benim üyem suçludur" der mi?.
Genç bir gazeteci, arkasında olması gereken derneğin bu tavrına bakıp, artık o ali kıran başkesen, o ikide birde "Seni patronuna şikayet ederim" diye tehdit eden, tribünlere hedef gösteren, hatta dövdüren, hatta vurduranlara karşı artık kendisini güçlü ve güvende hissedebilir mi?.
Bir derneğin başkanı, kim bilir kaç bin dolar maaşlar için, kulüplerin ve organizasyonların basın sözcülüğünü yüklenip, onlar adına, gazeteleri ve gazetecileri itham, boykot kararları tebliğ ederse, bir büyük gazetenin spor müdürü, bir federasyon başkanının kendisine hakaret ettiğini, şahitlerle belgeleyip, derneğe baş vurduğunda, en sert tepkiyi gösterecekken, gazetenin adını bile anmayarak, ama Federasyonun adını açıkça yazarak "Bir gazetenin spor müdürü ile Basketbol Federasyonu Başkanı arasında yaşandığı iddia edilen söz düellosu kimseye yarar getirmeyecektir" diyecek kadar, anlaması zor, alttan alan, inkâr eden, aslında Federasyon Başkanı’nın maaşlı adamı dernek başkanının kovulduğu gazeteyi aşağılaması ve yeni spor müdürüne aba altından sopa göstermesi olan duyuru ve duyurunun altında tüm yönetim kurulunun imzasının olması, derneğin geldiği yürekler acısı noktanın belgesidir.
Benim bu dernekte işim olamaz.
Bu yazıyı kesin ve derhal işleme koyun, arkadaşlar. Şunu da unutmayın. İstifa tek taraflı bir hukuksal işlemdir. Karşı tarafın kabulünü gerektirmez.
Ben artık TSYD’li değilim!..
Hıncal ULUÇ / SABAH
TSYD, yani Türkiye Spor Yazarları Derneği, artık benim derneğim değil.. Bu derneğin üyesi olmak artık bana onur vermiyor.. Bu açık istifamı, yönetim kurulumun yazılı dilekçe kabul ederek işleme koyması ve en eski üyelerinden biri olduğum dernekle ilişkimi kesmesini, işte sizlerin önünde diliyorum..
Bu ülkede spor yazarlarının haklarını ve ifade özgürlüğünü korumak için kurulan, bu amaçları tüzüğünün en başında yazılı olan dernek, alenen ve resmen bazı kulüp ve federasyon başkanlarının güdümüne girerek, mesleğe, meslektaşlarına ve üyeleri ihanet ediyor. Bu ihanet, 22 Eylül tarihli duyuru ile belgelendi.
Duyuru "Spor yazarının meslek ilkeleri dışına çıkarak tasvip etmediğimiz yazılarında ısrar etmeleri" diye başlıyor.. Dernek, ifade özgürlüğü değil, sansür kurulu sanki.. Bu nasıl bir açıklamadır?. Bunun ucu nereye gider, hiç düşündü mü, "Yönetim Kurulu" diye altına imza atanlar?.
Bir gazeteci, yasalara aykırı bir şey yapmışsa, bunun yeri bağımsız mahkemelerdir. Mağdur oraya gider, hakkını arar.
Bir gazeteci, dernek tüzüğüne aykırı hareket etmişse, şikâyet TSYD Onur Kurulu’na yapılır. Orada karara bağlanır. Dernek Yönetimi, olay, yazı ve isim vermeden tüm üyelerini böylesine ağır bir itham altına sokar, mahkemelere adeta bilirkişilik yapar, "Benim üyem suçludur" der mi?.
Genç bir gazeteci, arkasında olması gereken derneğin bu tavrına bakıp, artık o ali kıran başkesen, o ikide birde "Seni patronuna şikayet ederim" diye tehdit eden, tribünlere hedef gösteren, hatta dövdüren, hatta vurduranlara karşı artık kendisini güçlü ve güvende hissedebilir mi?.
Bir derneğin başkanı, kim bilir kaç bin dolar maaşlar için, kulüplerin ve organizasyonların basın sözcülüğünü yüklenip, onlar adına, gazeteleri ve gazetecileri itham, boykot kararları tebliğ ederse, bir büyük gazetenin spor müdürü, bir federasyon başkanının kendisine hakaret ettiğini, şahitlerle belgeleyip, derneğe baş vurduğunda, en sert tepkiyi gösterecekken, gazetenin adını bile anmayarak, ama Federasyonun adını açıkça yazarak "Bir gazetenin spor müdürü ile Basketbol Federasyonu Başkanı arasında yaşandığı iddia edilen söz düellosu kimseye yarar getirmeyecektir" diyecek kadar, anlaması zor, alttan alan, inkâr eden, aslında Federasyon Başkanı’nın maaşlı adamı dernek başkanının kovulduğu gazeteyi aşağılaması ve yeni spor müdürüne aba altından sopa göstermesi olan duyuru ve duyurunun altında tüm yönetim kurulunun imzasının olması, derneğin geldiği yürekler acısı noktanın belgesidir.
Benim bu dernekte işim olamaz.
Bu yazıyı kesin ve derhal işleme koyun, arkadaşlar. Şunu da unutmayın. İstifa tek taraflı bir hukuksal işlemdir. Karşı tarafın kabulünü gerektirmez.
Ben artık TSYD’li değilim!..
Hıncal ULUÇ / SABAH