30 Haz 2010 08:27
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:25
HANGİ ÜNLÜ YAZAR SALI GÜNLERİ TELEVİZYONUNU KAPATMAK İSTİYOR?
"Salı günleri televizyonu açmak içimden gelmiyor, yanılıp da açtığımda kapatmak için can atıyorum"
SALI günleri tembellik yapmak isteyenlerin uydurduğu bir söz olsa gerek bu. Bir tür batıl inanış da diyebiliriz.
Uzunca bir süredir bu söze yeni bir anlam ve içerik kazandırıldığını düşünüyorum.
“Sallanır” kelimesine, “sallanmak” fiilinden değil de, argodaki “sallamak” fiilinden yüklenen bir anlam!
İşim gereği gün boyunca odamdaki televizyonda NTV ya da CNN Türk açık oluyor. Artık çoğu anlamsız “son dakikalar” haline de gelse, haberleri kaçırmamak için.
Ama artık salı günleri televizyonu açmak içimden gelmiyor, yanılıp da açtığımda kapatmak için telaş içinde uzaktan kumandayı arıyorum.
Çünkü salı günleri artık “serbest sallama” gününe dönüştü.
Partilerin grup toplantıları yapılıyor, bunların çoğu canlı yayımlanıyor ve bir salonda toplanmış insanlara hitaben konuşan bir parti lideri sanki meydanlarda yüz binlere sesleniyormuş gibi bir üslupla esip kükrüyor!
Teorik olarak partilerin grup toplantıları, parti politikasının tartışılacağı, gündemdeki konular ile ilgili fikirlerin geliştirileceği, milletvekillerinin parti politikalarının oluşturulmasında etkin bir rol almasına olanak sağlayacak toplantılar olmalı.
Ama böyle olmuyor.
Partinin lideri kulakları tırmalayacak şekilde konuşuyor, milletvekilleri de huşu içinde, bazıları da gözyaşlarını tutamayarak bu konuşmayı dinliyorlar.
Bu tutumun parti propagandası açısından da bir işe yaradığını düşünmüyorum.
Çünkü izleyebildiğim kadarıyla insanlar artık bu bağırış çığırıştan sıkılıyorlar ve bunları oturup da sonuna kadar merakla izleyen birisi de pek kalmadı.
Başta Başbakan ve Devlet Bahçeli olmak üzere parti liderlerimiz, bu konuda bir bağımsız araştırma yaptırsalar iyi olur diyorum.
Hem biz kurtuluruz, hem de memleketin her salı sabahı sanki iç savaş çıkmış duygusuna kapılmasının önüne geçeriz!
Mehmet Y. YILMAZ/Hürriyet
Uzunca bir süredir bu söze yeni bir anlam ve içerik kazandırıldığını düşünüyorum.
“Sallanır” kelimesine, “sallanmak” fiilinden değil de, argodaki “sallamak” fiilinden yüklenen bir anlam!
İşim gereği gün boyunca odamdaki televizyonda NTV ya da CNN Türk açık oluyor. Artık çoğu anlamsız “son dakikalar” haline de gelse, haberleri kaçırmamak için.
Ama artık salı günleri televizyonu açmak içimden gelmiyor, yanılıp da açtığımda kapatmak için telaş içinde uzaktan kumandayı arıyorum.
Çünkü salı günleri artık “serbest sallama” gününe dönüştü.
Partilerin grup toplantıları yapılıyor, bunların çoğu canlı yayımlanıyor ve bir salonda toplanmış insanlara hitaben konuşan bir parti lideri sanki meydanlarda yüz binlere sesleniyormuş gibi bir üslupla esip kükrüyor!
Teorik olarak partilerin grup toplantıları, parti politikasının tartışılacağı, gündemdeki konular ile ilgili fikirlerin geliştirileceği, milletvekillerinin parti politikalarının oluşturulmasında etkin bir rol almasına olanak sağlayacak toplantılar olmalı.
Ama böyle olmuyor.
Partinin lideri kulakları tırmalayacak şekilde konuşuyor, milletvekilleri de huşu içinde, bazıları da gözyaşlarını tutamayarak bu konuşmayı dinliyorlar.
Bu tutumun parti propagandası açısından da bir işe yaradığını düşünmüyorum.
Çünkü izleyebildiğim kadarıyla insanlar artık bu bağırış çığırıştan sıkılıyorlar ve bunları oturup da sonuna kadar merakla izleyen birisi de pek kalmadı.
Başta Başbakan ve Devlet Bahçeli olmak üzere parti liderlerimiz, bu konuda bir bağımsız araştırma yaptırsalar iyi olur diyorum.
Hem biz kurtuluruz, hem de memleketin her salı sabahı sanki iç savaş çıkmış duygusuna kapılmasının önüne geçeriz!
Mehmet Y. YILMAZ/Hürriyet