HANGİ TAKIMA NE KADAR YER AYRILIYOR? İŞTE 4 BÜYÜK GAZETENİN DURUMU!..
Özellikle Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor ve Bursasporlu okurlar, “takımlarının görmezden gelindiği” kanısındaydı. Peki durum ne?
Spor sayfalarında takımlara ayrılan alan dengesiz
OKUR Temsilciliği’ne başladığım günden beri spor sayfaları ile ilgili çok sayıda eleştiri geldi okurlardan.
Çoğunluğu da takımlar arasında taraf tutulduğu ve Fenerbahçe haberlerine daha çok yer verildiği yolundaydı. Özellikle Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor ve Bursasporlu okurlar, “takımlarının görmezden gelindiği” kanısındaydı. Tabii o sırada lig devam ediyor, kıyasıya bir şampiyonluk mücadelesi sürüyordu. Beşiktaşlı Necmettin Genç, FB maçıyla ilgili haberleri eleştirirken, “Her gün aldığımız Hürriyet bizi çok yaraladı” diyordu. Trabzonsporlu Cengiz Özdemir, “takımlar arasında ayrımcılık yapıldığını” savunuyor; Cengiz Köse, bazı haberleri “Bursaspor için psikolojik baskı yaratıcı” olarak nitelendiriyordu. Cem Çamlıbel de benzer eleştirilerin ardından “Lütfen araştırın” talebini dile getiriyordu.
Sayfalar ölçüldü
Haklıydı, bu denli yoğun eleştirilere araştırmadan yanıt verilemezdi. Yüzeysel bir yanıt ne okuyucuyu tatmin edebilirdi, ne de gazeteye katkıda bulunabilirdi. Bu düşünceyle Muğla Üniversitesi’nden iletişim alanında uzman Doç. Dr. Abdülrezak Altun’dan bana yardımcı olmasını rica ettim. Altun, spor aktivitelerinin yoğun olduğu hafta sonlarına denk gelen 3-4-5- Nisan, 10-11-12 Nisan, 17-18-19- Nisan, 24-25-26 Nisan ve 1-2-3- Mayıs’ta çıkan 15 günlük Hürriyet’in spor sayfalarını ölçüp biçti. İlk sonuç, Hürriyet’te Fenerbahçe haberlerinin diğer takımlara göre hayli fazla olduğuydu. Fenerbahçe’yi Galatasaray ve Beşiktaş epey geriden izliyor; Bursaspor ve Trabzonspor, Hürriyet’te çok az yer bulabiliyor; kalan 15 takım ise neredeyse hiç haber olamıyordu.
Bu tablo yeni bir soruyu da beraberinde getirdi. Acaba Hürriyet’in futbola özellikle Fenerbahçe ve üç büyük takım penceresinden bakışı, spor basınının genel durumuyla ne kadar örtüşüyordu? Bu sorunun yanıtı, tablonun bütününü birlikte görebilmek açısından zorunluydu. Araştırmayı genişletmeye ve aynı tarihlerdeki Sabah, Milliyet ve Habertürk gazetelerinin spor sayfalarını da incelemeye karar verdik. Zaman sorunumuz olmasaydı araştırma daha da geniş tutulabilirdi.
Fener önde
Doç. Dr. Altun, bu kez “Gazetelerin spor sayfalarında spor kulüplerine yer verilme oranları” başlıklı yeni bir rapor hazırladı. Rapor, Hürriyet ile birlikte Sabah, Milliyet ve Habertürk’te de en çok haberi yazılan takımın Fenerbahçe olduğu tespitini yapıyordu. Altun, takımların futbol, voleybol ve basketbol faaliyetlerini de içeren araştırma sonuçlarını raporunda şöyle özetledi: “İncelenen 15 günlük dönemde, dört gazetede en çok yer verilen spor kulübü Fenerbahçe’dir. Hürriyet gazetesi araştırılan 15 günlük dönemde, 90 spor sayfasının yüzde 23.3’ünü Fenerbahçe haberlerine ayırmıştır. Bu oran Sabah’ta 25.8, Milliyet’te 23.7, Habertürk’te 19.4’tür. Fenerbahçe haberlerine en çok alan ayıran gazete Sabah’tır. Gazetelere göre farklılaşmakla birlikte sayfalarda en çok yer bulan kulüpler, Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş’tır. En düşük alanlar Trabzonspor’a ayrılmakla birlikte, gazeteler arasındaki oransal fark dikkat çekicidir. Milliyet ve Sabah, Trabzonspor haberlerine Hürriyet’in dört katı daha fazla yer vermektedir.
Bursa’ya ilgi yok
Asıl dikkat çekici rakamlar, lig şampiyonu Bursaspor’a ilişkin olanlardır. İncelenen dönemde, söz konusu dört gazetenin de bu takıma elde ettiği başarıya yakışan ilgiyi göstermediği rahatlıkla söylenebilir. Bu dönemde Sabah sayfalarının yüzde 11.2’sini Bursaspor’a ayırırken, Habertürk yüzde 7.4’ünü, Milliyet yüzde 6.2’sini, Hürriyet ise yüzde 4.4’ünü ayırmıştır. Bu araştırma, Bursaspor’un belirgin bir başarısından söz edilmediği ligin ilk günlerinde yapılmış olsaydı, Fenerbahçe’yi ve özellikle de “üç büyükleri” öne çıkaran bu habercilik anlayışı bir ölçüde kabul edilebilirdi. Ancak, ligin bitimine sayılı günler kala başa baş bir mücadele sürerken, habercilik açısından ortaya çıkan bu tablo belki de sadece, medya endüstrisinin futbol endüstrisi ile iç içe geçmiş olması ile açıklanabilir.”
Faruk Bildirici/Hürriyet