Hangi Gazeteci, Beşiktaş Barlarının Ve Kafelerinin Korkulu Rüyası Oldu?
“Baby face” denilen yüz ifadesiyle tanıdık onu… Genç yaşında özellikle televizyonların haber merkezlerini başarıyla yönetti…
Çalıştığı kanalların anchormen’i izne çıkınca; yani hafta sonlarında ve yaz tatillerinde evlerimizin konuğu oldu…
Farklı bir ses tonu vardı…
Bakışları etkileyici, haber bültenlerinin sonlarında anlattığı öyküler hüzünlüydü…
Kısa zamanda parladı yıldızı; nöbetçi anchormenlik görevinin yanında büyük bir ulusal gazetede yazdığı yazılarla da hayatımıza girdi…
Ama hızlı bir hayattı onunki…
Sabah erken saatlerde geldiği televizyon binasından gece geç saatlerde ayrılıyor, sonra da soluğu sevdiklerinin, yani kadınların yanında alıyordu…
Tabii; barlarda…
Bu arada yıllar hızla geçiyor, bizim “baby face” anchormenimiz gün geçtikçe alkol batağına saplanıyordu…
Yedi yıl kadar önce yazdığı gazeteden atıldı, çünkü ekrandaki duygusallığını yazılarına yansıtamıyordu…
Sonra ekranlarda daha az görür olduk kendisini…
Başarı; engin bir “deniz”di ve onun artık bu denizde kulaç atmaya hali kalmamıştı…
Sonunda kararını verdi, alkol tedavisi görmeye başladı… Bu kötü alışkanlıktan kurtulmak ve çevresini değiştirmek için de ilk iş olarak evini taşıdı…
Ama giriştiği mücadelede yenik düştü…
Ne yazık ki bunu geçenlerde gözlerimizle gördük…
Çünkü Beşiktaş’ta bir sokakta sarhoş ve avaz avaz bağırırken çıktı karşımıza…
Yanındaki kız arkadaşı koluna girmese, yerlerde sürüklenmesi işten bile değildi…
Çevredekilere sorduk ve öfkesinin nedenini öğrendik elbette:
Epeyce alkol aldıktan sonra Beşiktaş’taki bir kafeye oturmuşlar kız arkadaşıyla… Birer kahve içip, ayılmakmış amaçları …
Sonra onu bir masada otururken gören hayranları gelmiş yanına…
İki kadın hayranı önce biraz konuşup, sonra yan masaya ilişivermiş…
Ve ne olduysa o andan sonra olmuş…
Bizim “baby face” anchormen, küfürler ederek ve ağzından salyalar saçarak kavga etmeye başlamış yan masadaki kadınlarla…
Ayağa kalkıp üzerlerine bile yürümüş, yumruk atmaya çalışmış…
Allah’tan kafedeki garsonlar girmiş araya da olayın karakolluk olmasını önlemişler…
Sonra da hesabı getirip, kibarca uzaklaştırmışlar…
Fakat o kadar gözü dönmüş ki bizim arkadaşın, yürürken bile ağza alınmayacak küfürler ve hakaretler etmeye devam etmiş…
Daha sonra öğrendik ki; bu semtteki ilk vukuatı da değilmiş arkadaşın…
Neredeyse her gece içip içip, bu sokakları dar edermiş sakinlerine…
Umarım yıllardır birlikte çalıştığı “ağabey anchormen” ilgilenir bu durumla ve genç kardeşini karanlık “deniz”lerde boğulmaya terk etmez…
Yoksa; kötü bir haber…
Ne yazık ki an meselesidir!
Çalıştığı kanalların anchormen’i izne çıkınca; yani hafta sonlarında ve yaz tatillerinde evlerimizin konuğu oldu…
Farklı bir ses tonu vardı…
Bakışları etkileyici, haber bültenlerinin sonlarında anlattığı öyküler hüzünlüydü…
Kısa zamanda parladı yıldızı; nöbetçi anchormenlik görevinin yanında büyük bir ulusal gazetede yazdığı yazılarla da hayatımıza girdi…
Ama hızlı bir hayattı onunki…
Sabah erken saatlerde geldiği televizyon binasından gece geç saatlerde ayrılıyor, sonra da soluğu sevdiklerinin, yani kadınların yanında alıyordu…
Tabii; barlarda…
Bu arada yıllar hızla geçiyor, bizim “baby face” anchormenimiz gün geçtikçe alkol batağına saplanıyordu…
Yedi yıl kadar önce yazdığı gazeteden atıldı, çünkü ekrandaki duygusallığını yazılarına yansıtamıyordu…
Sonra ekranlarda daha az görür olduk kendisini…
Başarı; engin bir “deniz”di ve onun artık bu denizde kulaç atmaya hali kalmamıştı…
Sonunda kararını verdi, alkol tedavisi görmeye başladı… Bu kötü alışkanlıktan kurtulmak ve çevresini değiştirmek için de ilk iş olarak evini taşıdı…
Ama giriştiği mücadelede yenik düştü…
Ne yazık ki bunu geçenlerde gözlerimizle gördük…
Çünkü Beşiktaş’ta bir sokakta sarhoş ve avaz avaz bağırırken çıktı karşımıza…
Yanındaki kız arkadaşı koluna girmese, yerlerde sürüklenmesi işten bile değildi…
Çevredekilere sorduk ve öfkesinin nedenini öğrendik elbette:
Epeyce alkol aldıktan sonra Beşiktaş’taki bir kafeye oturmuşlar kız arkadaşıyla… Birer kahve içip, ayılmakmış amaçları …
Sonra onu bir masada otururken gören hayranları gelmiş yanına…
İki kadın hayranı önce biraz konuşup, sonra yan masaya ilişivermiş…
Ve ne olduysa o andan sonra olmuş…
Bizim “baby face” anchormen, küfürler ederek ve ağzından salyalar saçarak kavga etmeye başlamış yan masadaki kadınlarla…
Ayağa kalkıp üzerlerine bile yürümüş, yumruk atmaya çalışmış…
Allah’tan kafedeki garsonlar girmiş araya da olayın karakolluk olmasını önlemişler…
Sonra da hesabı getirip, kibarca uzaklaştırmışlar…
Fakat o kadar gözü dönmüş ki bizim arkadaşın, yürürken bile ağza alınmayacak küfürler ve hakaretler etmeye devam etmiş…
Daha sonra öğrendik ki; bu semtteki ilk vukuatı da değilmiş arkadaşın…
Neredeyse her gece içip içip, bu sokakları dar edermiş sakinlerine…
Umarım yıllardır birlikte çalıştığı “ağabey anchormen” ilgilenir bu durumla ve genç kardeşini karanlık “deniz”lerde boğulmaya terk etmez…
Yoksa; kötü bir haber…
Ne yazık ki an meselesidir!
DİĞER YAZILARI
Öcalan ile Demirtaş’ın milletvekili seçileceğini ilan etti! Rasim Ozan’ı kim ‘gaza’ getiriyor?
Müsavat Bey, azgın yaratıkları bağlayın! Gazetecilere yönelik ‘koruma terörü’, İYİ Parti’ye sıçradı
TRT, muhalefete yer vermek zorunda değilmiş!
Ayşenur Arslan'dan tokat gibi açıklama!
Medyada ‘aralık kabusu’ başladı! Üç kuruş zam için “işten çıkarılacaklar” listeleri hazırlanıyor…